Kimlik kaybına uğruyoruz

El dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar esnaf muaflığından yararlanacaklar. Çerkezköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Bozdağ unutulmaya yüz tutmuş meslekleri teşvik etmek, onları ayakta tutabilmek için atılan bu adımları sevinçle karşıladıklarını dile getirerek “Yapılan bu çalışmalar takdire şayan, fakat yeterli değil. Devlet bu mesleği icra eden esnafa faizsiz kredi imkanları sağlamalı, esnafın yanında çalıştırdığı elemanların ücretlerini ya da sigorta masraflarını karşılamalı” dedi.

Fıçı imalatçılığı, arı kovanı imalatçılığı, çıkrıkçılık, el emeği ile yapılan sepet ve süpürge imalatı gibi bizi biz yapan birçok değerimizi yitirdiğimizi söyleyen Bozdağ “Türk kültürünün temel taşlarından olan bunun gibi birçok mesleğin ustaları artık yok. Yeni gençlik bunları bilmiyor. Teknolojinin gelişmesi, ucuz ve kalitesiz malların yaygınlaşması, birçok vatandaşın ekonomik sıkıntılarının olması bu meslek dallarının yok olmasına yol açarken bunlar gibi yok olmaya yüz tutmuş terzicilik, berberlik, ayakkabıcılık, marangozculuk gibi mesleklerimiz de var. Bu mesleği icra eden esnafın da elinden tutulmalı” şeklinde konuştu.

35 yıldır Çerkezköy’de marangozluk yapan Mehmet Kadim, mesleği öğretecek eleman bulamadıklarına dikkat çekerek “Yeni gençlik bizim mesleklerimize ilgi duymuyor. El emeği ile bir şeyler yapmak zor geliyor. Fabrikalarda makinelerin kölesi oluyorlar. Marangozların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Meslek liselerinde mobilyacılık bölümleri yaygınlaştırılmalı. İlçemizdeki lisede de bu bölüm açılmalı ki eleman sıkıntımız giderilsin. Devletin kaybolmak üzere olan mesleklere sağladığı imkanlardan faydalanmak bizim de hakkımız.” dedi ve kendilerine sahip çıkılmasını istedi.

Çerkezköy’de terzilik yapan Galip Baki de “42 yıldır Çerkezköy’de terzicilik yapıyorum. Mesleğe ilk başladığımda bana bu sanatı öğretsin diye ustama ihtiyacı olan ne varsa onları götürürdüm, dükkânında temizlik yapardım. O da bana parasız mesleğin püf noktalarını gösterirdi. Bizim meslekte karnın doyar ama zengin olamazsın. Para kazanmak için değil sadece halka hizmet için bu mesleği icra ediyoruz. Şimdi devir değişti, yaz tatillerinde iş istemek için yanıma gelen gençlerin ilk sorduğu şey maaş oluyor. Amaç meslek edinmek değil para kazanmak. Geleneklerimizi, göreneklerimizi terk edip kültür kaybına uğruyoruz. Gelecek nesiller için endişeliyim. Umarım gençliğin geçirdiği bu değişim süreci sağlıklı bir şekilde son bulur.” sözleriyle terziciliğin arka planlarda kalmasına duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Babasının 46 yıl boyunca yaptığı yorgancılık mesleğini yaklaşık 4 yıl önce devraldığını belirten Murat Yürük, artık insanların yorganı sadece çeyiz eşyası olarak gördüğünü dile getirerek “Eskiden insanlar yorganları örtündüğünde üzerlerinde bir emek hissederlerdi. Yorganın motiflerine, oyalarına çok dikkat ederlerdi. Günümüzde ise hiç kimse nitelik, sanat değeri, emek aramıyor. Sadece nicelik arıyorlar. Fabrikalarda üretilen ucuz yastıkları, yorganları alıyorlar. Bunlar sağlıklı mı sağlıksız mı diye sorgulayan yok. Şu anda büyük şehirlerin birçoğunda maalesef yorgancılar kepenklerini açmamak üzere indirdi. Biz de son günlerimizi yaşıyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız bizi ve bizim gibi el emeği ile çalışan birçok mesleği göremeyecek. Gün gelecek insanlar bizlere sahip çıkmadıkları için çok pişman olacak ama iş işten geçecek” ifadesini kullandı. Yürük “Son çıkan vergi muafiyeti çalışmaları ile umarım bir şeyler yoluna girmeye başlar” diye konuşarak vergi gelirinden muaf tutulan meslek grupları arasında olmalarından duyduğu memnuniyeti belirtti.

Eleman bulmakta sıkıntı çektiklerini ifade eden Nurettin Dingil, 13 yıldır ayakkabı imalatı yaptığını ve artık tükenmek üzere olduklarını ifade etti. Kira ve vergi yükü altında ezildiklerini söyleyen Dingil, maaş olmayınca eleman da bulamadıklarını, kimsenin mesleği öğrenme gibi bir amacının olmadığını dile getirdi.