ADD Çerkezköy şubesinden dayanışma yemeği

Atatürk Düşünce Derneği Çerkezköy Şubesi önceki akşam Pasha Otel'de Milli Mücadelenin 100. Yılı ve Atatürk Düşünce Derneği'nin 30'uncu kuruluş yılı dolayısıyla yeme

Çerkezköy 2.11.2019 17:06:00 0
ADD Çerkezköy şubesinden dayanışma yemeği

Önceki akşam Pasha Otel’de gerçekleştirilen yemeğe CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, ADD Trakya Bölge Başkanı Melek Esmer, gaziler, ADD Çerkezköy Şube Başkanı Dündar Orhan ve şube yönetimi katıldı.

 

 

YARATICI GÜCE SAHİP OLDUĞUNA İNANANLAR "ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ'Nİ KURDULAR

 

Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunması ile başlayan programda Atatürk Düşünce Derneği Çerkezköy Şube Başkanı Dündar Orhan bir konuşma gerçekleştirdi. Orhan “ Atatürk'ün  bedensel varlığının artık aramızda bulunmamasından cesaret alan içteki ve dıştaki kimi olumsuz güçler, onun yeni Türk Devletini yaratma doğrultusunda ilk adım attığı 19 Mayıs 1919'un üzerinden tam 70 yılın geçtiği bugünlerde, Atatürk devrim ve ilkelerine karşı açık ya da kapalı saldırılarını doruğa ulaştırmış bulunmaktadır. Bundan daha kötüsü, planlı ve sinsi bir çalışma ile, o devrim ve ilkeleri gelecekte yok etmek çabası içindeler.Oysa Atatürk;Sadece bağımsızlığı tümüyle tehlikeye düşmüş Türk Ulusunu ve yurdunu emperyalist güçlerin işgalinden kurtaran bir büyük asker değildir. O, bunun çok daha ötesinde, örneğin siyasal, kültürel ve ekonomik alanlar başta olmak üzere her alanda bağımsızlığımızı yok edici ya da kısıtlayıcı olumsuz bağları koparan;Ulusal egemenliği gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran,Kişisel inançlara dokunmayarak toplumumuzu ortaçağ zihniyetinden ve şeriattan kaynaklanan 'nakil' e dayalı kurum ve kurallardan kurtarıp, sürekli biçimde çağdaş ve uygar bir ulus olmanın ve böyle kalmanın yollarını gösteren akla dayalı laik düşünce, laik hukuk ve laik öğrenim sistemlerini toplum yaşamında egemen kılan;Tüm özgürlüklerin ve insan haklarının, sosyal hukuk devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan,Yüzyıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak, yapay eşitsizlikleri kaldıran;İçten ve dıştan kaynaklanan her türlü sömürüye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve sosyal alanda da gerçek efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni ve amacı sayan;Ulusal ekonominin girişimcilerin keyfine, yalnız kar ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde işlemesine değil, toplumun ve tüm yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan,yurdumuzun yer altı ve yerüstü zenginliklerinden, Türk halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul ettiren; Misak-ı Milli sınırlar içinde 'Türk'üm' diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı reddedip; yapıcı, olumlu ve çağdaş Türk Ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri yapan,Her yurttaşın eğitiminden, biliminden ve sanattan payını almasını 'fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür' kuşakların yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan,Kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan;Türk Ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan;“Yurtta barış, Dünyada barış" ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslar arası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı, saldırı savaşını mahkum eden;Dış politikada "Dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma" ölçütünü ve "Karşılıklılık Kuralını" vazgeçilmez ilke yapan;Bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi düşüncesinin tohumlarını atan çağdaş devlet kurucusudur.Bu durum karşısında Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık tutucu niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar "Atatürkçü Düşünce Derneği'ni" kurarak, onun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik yapma zorunluluğunu duymuşlardır”dedi.

 

 

ÜLKEMİZDE BUGÜN ATATÜRK’ÜN BAĞIMSIZLIK VE ULUSAL EGEMENLİK GÖRÜŞLERİYLE BAĞDAŞMAYAN UYGULAMALAR YAYGINLAŞMIŞTIR

 

Orhan “ADD, hiçbir yabancı ‘fon’dan maddi katkı almama onurunu taşıyan örgüttür. Bu ülke bizim. Bağımsız, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti varoluşumuzdur. Atatürk ve silah arkadaşları hepimizin hayranlık duyduğu ve övündüğü Kurtuluş Savaşı’nı ‘Bu ülke bizim’ anlayışı ile bütünleşerek kazandılar. Kanla, canla kazandıkları vatan tapusunu Lozan Barışı ile tüm dünyaya tescil ettirdiler. Bugünkü dünyanın 100 yıl sonra bile Atatürk’ü yüz yılın adamı seçtiği; övgüyle dile getirdiği, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, çağdaş uygarlık düzeyine sağlam adımlarla yürüyen bir ulus yarattılar. Ortaçağ karanlığına mahkum edilip tarih sayfalarından silinmek istenen insanlarımızı, saltanat yönetiminden Cumhuriyet yönetimine, kul olmaktan yurttaş olmaya, ümmet olmaktan ulus olmaya ulaştırdılar ve ulaşılması gereken hedefleri belirlediler. Yeni  dünya düzeni yapılanmasında bizim için düşünülen,  Kurtuluş Savaşı öncesinde (Mondros ve Sevr’de) düşülenlerden farksızdır. Ülkemizde bugün; Atatürk’ün bağımsızlık ve ulusal egemenlik görüşleriyle bağdaşmayan uygulamalarla tarım ve hayvancılık çökmüş, esnaf ve sanatkarlar iflas etmiş, emeğin hakkı sömürülmüş, ulusal zenginlikler hortumlanmış ve peşkeş çekilmiş, yoksulluk ve açlık yaygınlaşmıştır. Atatürk gibi Atatürkçü olanlara düşen görev, Atatürk’ün ‘Türk gençliği ve Bursa söylevlerinde’ dile getirmiştir.”ifadelerini kullandı.

 

YASAL YOLLARDAN SESLİ ÇOĞUNLUK OLUŞTURALIM

 

Orhan, “ADD diyor ki: Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan tüm örgütlerimiz ‘Bu ülke bizim’ diyen tüm insanlarımız gelin ‘olmazsa olmaz’ değerlerimizde birliktelik sağlayalım. Yasal yollardan sesli çoğunluğu oluşturalım. Demokratik çözümlerle ulusal zenginliklerimize sahip çıkıp; çalışarak, üreterek, sorarak, sorgulayarak ve katılarak ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyalım. Etkinliklerimizde sizleri de görmek, birlikteliğimize güç katacak ve aydınlık yarınlarımızı çabuklaştıracaktır. Vatanı için canını ve kanını veren kurucumuz kurtarıcımız başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nda – Kore’de, Kıbrıs Barış Harekatı’nda şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, gazilerimize de sağlıklı ve uzun ömürler diliyoruz. Türk ulusu büyüktür. Özgürlüğü ve barışı sever, canı pahasına da olsa, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir ve yaşatacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 ATATÜRK’E SAYGI BİR GÖREV DEĞİL BİR YAŞAM BİÇİMİDİR

 

Orhan’ın ardından konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, “Bu ülkeye Cumhuriyet, bağımsızlığı ve eşitliği hediye eden çağın en büyük lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunu yol belleyen sizleri selamlıyorum. Atatürkçü düşünce ile yoğrulmuş, Atatürk sevgisiyle bir araya gelmiş Atatürk’e saygıyı bir görev değil bir yaşam bicimi olarak gören sizleri ve yurt severleri saygıyla en büyük duygularımla selamlıyorum. Bu yol kutsal bir yol.Bu yol özgürlük yolu, bu yol barış yolu.İşte bu yolda Çerkezköy’ümüzde Atatürk Düşünce Derneği altında Çerkezköy’de 30 yıldır mücadele  ediyorsunuz. Dile kolay 30 yıl. Bende bir dönem bunun bir neferi olmaktan bir parçası olmaktan bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza vermekten dolayı büyük bir gurur duyuyorum. 30 yıldır Atatürk’ün çizdiği yolu halkımıza gösteriyorsunuz. Gençlerimize çocuklarımıza anlatıyorsunuz. Onların yüreğine Atatürk sevdasını aşılıyorsunuz.ben bir Milletvekili olarak değil bir sade vatandaş olarak bir Cumhuriyet kadını olarak hepinize teşekkür ediyorum.Sağ olun var olun”dedi.

 

 EŞİT YURTTAŞLAR YARATILMASIYDI CUMHURİYET

 

“Zengin yoksul, köylü kenti ayrımı yapmadan bir çağdaşlaşma her yerde köyden kente, ekonomiden eğitime dış politikadan güvenliğe kadar her yerde bir mücadeledir” diyen Yüceer “ Evet, yıllarca kul olmayı hak ettiği görülmüş yöneticileri tarafından bir ulustan eşit yurttaşlar yaratılması idi Cumhuriyet. Bugün kafamızı kaldırıp baktığımızda göz yaşının eksik olmadığı coğrafyada dönüp bir baktığımızda laikliğin Türkiye toplumundaki yarattığı değişimi o kadar iyi görüyoruz ki. Çünkü oradaki diktatörler, oradaki yöneticiler, halkına demokrasiyi, milletin egemenliğini çok gördüler. Atatürk’ün her bir sözü bizim için yolumuzu aydınlatan bir gösterge bir ışık ama en önemli sözünden biri ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözüdür. İşte bizler o günden bugüne laiklikle y6apılan devrimlerle bunlar nedir bugün saltanatın kaldırılışının 97’nci yılı aynı zamanda, aynı zaman da Tevhidi Tedrisat kanunu, harf kanunu bugün. Çağdaşlaşma yolunda yapılanlar Medeni Kanunu, işte bunlarla toplum dönüşmüştür” dedi.

 

“BUNUN İÇİN MÜCADELE VERİYORSUNUZ”

 

Yüceer, “Bugün Türkiye eğitimi ile duruşu ile birlik beraberliği ile bu coğrafyada tek olarak gösteriliyorsa bu laiklik başta olmak üzere Atatürk’ün devrimi ve inkılapları sayesinde olmuştur. İşte biz bunu biliyoruz. Sizler bugün bunun için mücadele veriyorsunuz. O gün bu ülkeye laiklik gelemesin, bu ülkeye Cumhuriyet gelmesin, demokrasi gelmesin, eşitlik gelemsin diye mücadele edenler vardı. Maalesef üzülerek söylüyorum ki bugünde var. O gün ilan edilen Cumhuriyetle kapanmayan hesapları var. O yüzden bunlar okullardan Atatürk’ün sözlerini silmeye çalışıyorlar. Onlar meydanlardan Atatürk’ün büstlerini ve heykellerini kaldırıyorlar. Atatürk’ün ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili bölümü ders kitaplarından kaldırıyorlar. Andımızın okunmasına son veriyorlar. Ama başaramadılar ve başaramayacaklar çünkü bizler var oldukça ne aklımızdan ne de yüreğimizden ona olan sevgimizi silemeyecekler. Mustafa Kemal Atatürk Gençliğe Hitabesi’nde İstikbalde dahi sizi bu hazineden yani Cumhuriyetten uzak tutmak isteyen dahili ve harici bedbahlar olacaktır. Belki ülke dahilinde bile iktidarda olanlar gaflet dalalet ve ihanet içinde olabilirler. Ve gençlere dönüp bir görev verir. İşte o görev, bugün bizlerin. Bu görevi koşullar ne kadar ağır olursa olsun hepimizin görevidir. Bizler asla vazgeçmeyeceğiz. Bu mücadelenin bayrağını yere düşürmeyeceğiz. İnanıyorum ki bunun hayalini kuranlar bizler olduğumuz sürece bu amaca ulaşamayacaklar. Dünya dönse tersine bu yoldan dönmeyiz. Ben ADD’nin bir parçası olmaktan, Atatürk’ün devrimlerinde yetişmiş bir Cumhuriyet kadını olmaktan gurur duyuyorum. Cumhuriyet kadınını tartışıyorlar orda burada. Cumhuriyet kadını asla tercih asla bir şekil değildir. Cumhuriyet kadını eşitliğini her yerde her ortamda savunabilmek düşüncesi söylemek demek, kadın olduğundan dolayı ayrımcılığa maruz kalmamak demek” açıklamasında bulundu.

 

BEN BİR CUMHURİYET KADINIYIM

 

Candan Yüceer, “ Ben bir Cumhuriyet kadınıyım, köyden kente göç etmiş bir ailenin çocuğuyum. Cumhuriyet sayesinde okumuş, doktor olmuş, siyasete girebilmiş milletvekili seçilmiş ve bu milletvekili görevini bir erkek arkadaşımızdan geride kalmayarak mücadelesini verebilecek donanıma sahip bir kadın olarak bunu söylüyorum. İyiki Cumhuriyet var. Cumhuriyet kadınları çok sevdi. Biz kadınlarda o yüzden Cumhuriyeti seviyoruz. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın tam bağımsız demokrasi laik bir Türkiye Cumhuriyeti”diye konuştu.

 

 

TÜRK KADININ CUNHURİYETE ÇOK BÜYÜK BORCU VAR

 

Yüceer’in ardından konuşan ADD Trakya Bölge başkanı Melek Esmer’de, “Sayın vekilim o kadar  güzel konuştu ki bunun üzerine çok fazla söylenecek sözde yok. Atatürkçü Düşünce Derneği dediğimizde 343 şubesi ile tüm Türkiye’de Çoban ateşi ile inan Kuvai  Milliye ruhuyla 30 yıldır mücadele eden devrim şehitlerini veren ve derneğimizin kurulduğu 8’nci ayında katledilen Genel Başkanımız Muammer Aksoy ardın devrim şehitleri vermiş örgütün neferi olmaktan onur duyuyor, gurur duyuyoruz. Sonuna kadar ölümüne devam edeceğiz. Türk kadınının Cumhuriyete çok büyük borcu var. Biz kadınlar, kadın olmanın, birey olmanın gururunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Cumhuriyet ışığında aydınlanmış nice 97 yılar diliyorum. Saltanatta hala gözü olanlar var ama biz 1 Kasımda saltanatı saraydan alıp, halka verdik ve hala halkta kalacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün 2’nci kez Cumhurbaşkanı olması 1Kasımdır. Bu yüzden böylesine anlamlı bir gece düzenlediğiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Evet, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Hiç kimse de buna mani olamaz. Ne mutlu Türk’üm diyene!”sözleri ile konuşmasını tamamladı. Yapılan konuşmaların ardından bazı üyeler şiirler okudu ve sonra yenen yemekten sonrada canlı müzik eşliğinde eğlenildi.

 

Haber/Seyit SÜREN

 

  

 

 

 

 

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10