Rahim ağzı kanseri nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri

İrmet Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Op. Dr. Levent Duman, 1-31 Ocak "Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı" sebebiyle bilgilendirmede bulundu.

Çerkezköy 7.01.2020 15:55:00 0
Rahim ağzı kanseri nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri

ÖNEMLİ AÇIKLAMARDA BULUNDU

 

Rahim ağzı kanseri daha çok gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanser olduğunu kaydeden Duman “ Her yıl dünyada 500 bin yeni rahim ağzı kanseri tanısı konulmaktadır. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıkan rahim ağzı kanseri son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlamıştır. Kadınlarda en çok görülen kanser sıralamasında meme kanseri ilk sırada yer almasına rağmen, yaşamı tehdit edici özelliği nedeniyle rahim ağzı kanseri, meme kanserinin önüne geçmektedir. Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tümünden sorumlu olan HPV (“Human Papilloma Virüsler” ) virüsü çok belirti göstermez ve oldukça bulaşıcıdır. Çoğu kadın, hayatının bir döneminde karşılaştığı HPV virüsünü kendi vücut savunma sisteminin yardımı ile yener. Bazı HPV virüsleri ise bu savunma sisteminden güçlü çıkar ve rahim ağzı kanserine neden olur.  Hastalığa neden olan HPV virüsünden korunmak için önlemler almak ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak, hastalığın erken dönemde saptanmasına ve tedavide başarıya yardımcı olmaktadır” dedi.

 

RAHİM AĞZI KANSERİ OLUŞMASINA NEDEN OLABİLİR

 

HPV’nin tanımını yaparak nasıl bulaştığı hakkında bilgiler veren Duman “ HPV cinsel yolla bulaşan bir virüs olup, rahim ağzı kanseri oluşmasına neden olabilir. Rahim ağzı kanseri tanısı konmuş kadınların yüzde 95’inden fazlasında görülen HPV (Human papilloma virus) genital bölgeyi enfekte eden ve temas yolu ile yayılan bir virüstür. Özellikle kadınlarda daha sık olmak üzere cinsel bölgede siğillere ve rahim ağzının, dış genital bölge ve üreme yollarında kansere sebep olur. HPV virüsü oldukça sinsidir ve aylarca hiçbir belirti göstermeden yayılmaya devam edebilir. Virüsün belirtilerine, bulaşma olduktan birkaç ay veya yıl sonra rastlandığı durumlar “sessiz enfeksiyon” olarak adlandırılır. HPV virüsü kadın ve erkekte genital siğiller, kadınlarda rahim ağzı kanserinin yanı sıra, erkeklerde de penis kanserine neden olabilir. Ciddiye alınması gereken bir enfeksiyon olan HPV bazı kişilerin bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alınabilir. Bağışıklık sistemi tarafından etkisiz hale getirilemeyen bir virüsün de, yıllarca hiçbir belirti vermeden varlığını koruyabileceğini unutmamak gerekir. Hiçbir şikayet olmadan, kişi yıllarca enfeksiyonu taşıyabilir. Bu durum, hastalığın yayılmasına engel olmadığı gibi, virüs ilişki sırasında bulaşmaya devam edebilir. HPV virüsü tipleri rahim ağzı kanserine neden olma olasılığına göre risk gruplarına ayrılmıştır. Daha çok siğile yol açan tipler, rahim ağzı kanseri açısından düşük risk grubunda olan türdendir. Dolayısıyla her genital siğil rahim ağzı kanserine dönüşecek diye bir durum söz konusu değildir” dedi.

 

“SİĞİL OLUŞUMU GÖZLENEBİLİR”

 

Rahim ağzı kanserinden korunma yöntemleri hakkında konuşan Duman “ Günümüzde HPV’nin en çok kanser yapan tiplerine karşı geliştirilen ve koruyuculuğu yüksek olan aşılar mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, rahim ağzı kanserine karşı 9-14 yaşlarındaki kız çocuklara aşı yapılmasını önermektedir.25 yaşından itibaren tarama testlerini düzenli bir şekilde yaptırmak, güvenli cinsel ilişki konusunda eğitim,cinsel aktivite sırasında prezervatif (kondom) kullanmak, sigara kullanmamak, sebze ve meyvelerden zengin sağlıklı beslenmektir” dedi.

Duman “ HPV virüsü enfeksiyonu sonucu oluşan siğiller; yakılarak, dondurularak, cerrahi ya da lokal kremler yardımıyla tedavi edilebilir. Bu tedavi sonucu genital siğilin kaybolması, bir daha ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerde tedavi sonrası genital siğil tekrarlamazken; bazılarında sık aralıklarda yeniden genital siğil oluşumu gözlenebilir. Her yeni genital siğil oluşumunda tedavinin tekrarlanması gerekir. HPV virüsü enfeksiyonlarında, tedavi olmaksızın, kişinin kendiliğinden virüsü vücudundan atabildiği bilinmektedir” dedi.

 

RAHİM AĞZI KANSERİ BELİRTİLERİ

 

Rahim ağzı kanserinin belirtileri hakkında konuşan Duman “Rahim ağzı kanserinin belirtileri erken dönemde kendini göstermeyebilir. Çıplak gözle ya da ve jinekolojik muayenede rahim ağzındaki sorun görülmeyebilir. Smear testi denilen vajinal akıntı ile ya da “kolposkop” denen rahim ağzını büyüterek gösteren aletlerle değişiklikler fark edilebilir, kesin tanı ise şüpheli bölgeden alınan biyopsi ile konulabilir. Rahim ağzı kanserinin belirtileri daha çok hastalığın ileri safhalarında ortaya çıkar. Kanlı akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama ve düzensiz adet kanaması gibi belirtiler rahim ağzı kanserinin belirtileri arasındadır. İlerlemiş vakalarda muayene esnasında bile tümör fark edilebilir. Rahim ağzı kanseri ilerledikçe idrar problemleri, defekasyon zorlukları ve bacak ağrıları görülür. Rahim ağzı kanseri belirtilerinden biri olan cinsel ilişkiden hemen sonra ya da ertesi gün beklenmedik şekilde oluşan kanamalara  “post koital kanama” denir. Post koital kanama önemli bir bulgudur ve rahim ağzı kanserinin erken belirtisi olabilir.HPV’nin neden olduğu genital siğiller rahim ağzı kanseri belirtisi sayılmazlar. Çünkü HPV’nin bazı tipleri genital siğillere neden olurken bazı tipleri ise kadında rahim ağzındaki hücrelerde değişimlere neden olmaktadır. Ancak genital siğillerin fark edilmesi ile detaylı bir muayene ve HPV tiplendirmesi mutlaka yapılmalıdır. Kişide HPV enfeksiyonu olup olmadığını anlamak için vajinal sürüntüden ya da virüsün neden olabileceği düşünülen, siğilin kendisinden örnek alınarak incelenir. Tetkik sonucuna göre HPV enfeksiyonunun olup olmadığı, varsa tipi saptanabilmektedir. Rahim ağzı kanseri belirtileri, yorgunluk, bitkinlik, vajinadan idrar ve dışkı kaçağı, sırt ağrısı, bacak ağrısı, iştah kaybı, pilvik ağrı, şişmiş ayaklar, kilo kaybı, kemik ağrısı ve kırıklar olabilir” dedi.

 

TEŞHİSİ NELERDİR

 

Rahim ağzı kanseri teşhisi hakkında konuşan Duman “ Rahim ağzı kanseri erken dönemde belirti veren özelliğinin yanında, tanısı jinekolojik muayene ve “Smear Testi” ile rahatlıkla konulabilmektedir. Erken evrede yakalanıp tedavi edildiğinde başarı oranı yüzde 80-85 olan rahim ağzı kanserinde biyopsi de hastalığın tanısında ve doru bir tedavi planı için çok önemlidir.Rahim ağzı kanserinde ilk adım kanser teşhisi ve kanserin hangi evrede olduğunu belirlemektir. Bu nedenle rahim ağzından biyopsi alınır ve kanser evrelemesi yapılır.  Rahim ağzı kanseri evrelemesi, kanserin vücuttaki yayılımına göre tanımlanır. Evreleme radyolojik çalışma ve olası diğer tanısal testlere ek olarak pelvik ve rektal muayeneye dayanır. Smear ve biyopsi dışında rahim ağzı kanseri tanısında bu testler kullanılır. HPV virüsü enfeksiyonu sonucu oluşan genital siğiller ise yakılarak, dondurularak, cerrahi ya da lokal kremler yardımıyla tedavi edilebilir. Bu tedavi sonucu siğilin kaybolması, bir daha ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez. Bazı kişilerde tedavi sonrası siğil tekrarlamazken; bazılarında sık aralıklarda yeniden siğil oluşumu gözlenebilir. Her yeni siğil oluşumunda tedavinin tekrarlanması gerekir. Genital siğillerin tekrarlama riski bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olup olmadığı ile bağlantılıdır.  HPV virüsü enfeksiyonlarında, tedavi olmaksızın, kişinin kendiliğinden virüsü vücudundan atabildiği bilinmektedir. Rahim ağzı kanseri tedavisi 3 ayrı yöntem ile gerçekleştirilir. Bunlar cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapidir.  Virüsün dokunun derinliğine geçmediyse rahim ağzında tuttuğu bölge kolposkopi ile belirlenebilir. Bölgenin cerrahi yöntemle alınması ile kanserleşebilecek alan ortadan kaldırılarak, hastada yüksek oranda iyileşme sağlanır. Basit bir cerrahi işlemle hasta aynı gün taburcu edilebilir. Eğer kanser invaziv hale gelmişse yani doku derinlerine kadar inmişse iki tedavi seçeneği vardır. Bu durumda geniş kapsamlı ve uzun zaman alacak zor bir ameliyat olan “radikal histerektomi” yapılır. Aynı zamanda kanser hücreleri pelvik bölgedeki lenf bezlerini tuttuğu için onlar da çıkarılır. Alternatifi ise kemo-radyoterapi; kemoterapi ilacıyla o bölgedeki kanser hücreleri ışına karşı duyarlılaştırılır, akabinde hastaya radyoterapi uygulanır ve takibe devam edilir. Eğer geç evredeyse cerrahi ya da kemoterapi ya da radyoterapi fark etmeksizin sağ kalım oranları belirli oranda olur” dedi.

 

Haber / Melek Elma


0282 726 91 91
0282 747 65 10