Sayın, şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini anlattı

Son günlerde artan aile için şiddet ve aile içi şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini anlatan Kapaklı Belediyesi Klinik Psikoloğu Ceren Sayın, “Şiddet, insan yaşamının her alanında görülebilen ve dünyada giderek artan önemli bir sorundur. Yaşam koşullarının gittikçe karmaşıklaştığı günümüzde, çocukların yetiştiği aile ortamı, anne-baba çocuk ilişkileri ve çocuk yetiştirme yöntemleri onların ruh sağlığını ve kişilik gelişimini etkileyen etmenler arasında önemli bir yer tutmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLAR UNUTMAZLAR”

Çocuk, şiddete maruz kaldığı zaman aynı şiddeti ya da daha fazlasını etrafındakilere uygulamaya başlayacağını belirten Sayın, “Aile ortamının çocuk için en güvenli ortam olduğu düşünülmekle birlikte, pek çok anne babanın çocuklarını terbiye etme gerekçesi ile bilinçli ya da bilinçsiz olarak onlara eziyet ettikleri, zarar verdikleri ve fiziksel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyerek sağlıksız bireyler yetiştirdikleri görülmektedir. Çocuklarımız dünyaya geldiklerinde şiddetin, saldırganlığın ne demek olduğunu bilmezler. Büyüdükçe, çevrelerini inceledikçe, hangi davranışlara maruz kalırsa bunun doğru olduğuna inanacaklardır. Saldırganlık ve şiddet gibi davranışları çocuk ebeveynini model alarak öğrenir. Çocuk şiddete maruz kaldığı zaman aynı şiddeti hatta fazlasını etrafındakilere uygulamaya başlar. Çoğu ebeveyn çocuğun şiddetten etkilenmeyeceğini ya da çocuğun yaşadıklarını unutacağını düşünür. Ancak çocuklar unutmazlar. Babasının annesine şiddet uyguladığına tanıklık eden erkek çocuk, kadınlara şiddet uygulamanın normal bir davranış biçimi olduğunu öğrenecektir. Aile içi şiddet gören çocukların, diğer çocuklara nazaran daha yüksek düzeyde duygusal ve davranışsal sorunlarının olduğu bilinir.” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUK KENDİNİ YETERSİZ VE DEĞERSİZ HİSSEDER”

Duygusal şiddete maruz kalan çocuğun kendini yetersiz hissedeceğini ifade eden Sayın, “Şiddet çocuğun korku ve kaygı yaşamasına, asabi olmasına, uyku bozukluklarına, düşük benlik saygısına, kendilerine ve başkalarına karşı güven eksikliğine, uyum sorunlarına, ders başarısızlıklarına, iletişim problemlerine ve depresyona neden olur. Fiziksel şiddete uğrayan çocuklarda sosyal uyum problemleri görülür. Genelde içine kapanık, sessiz, uysal, başkaları ile birlikteyken uyumlu, çekingen, bazen utangaç ve korkmuş bir izlenim bırakırlar. Duygusal şiddet çocukların, ebeveyn tarafından olumsuz tutumlara maruz kalmaları ve gereksinim duyulan sevgi ve ilginin karşılanamamasıdır. Aşağılayıcı sözler söylemek, isimler takmak, korkutmak, yeterli para vermemek, arkadaşlarını görmesini engellemek, sevgiden yoksun bırakmak gibi birçok durum duygusal şiddet demektir. Duygusal şiddete maruz kalan çocuk kendini yetersiz ve değersiz hisseder.” şeklinde konuştu.

“ONLARA KARŞI SABIRLI VE İLGİLİ DAVRANMALIDIR”

Ebeveynlerin çocuk olduğu andan itibaren ona karşı sabırlı ve ilgili olmaları gerektiğini belirten Sayın, “Çocuk ne yaparsa yapsın, ders vermek ya da disiplin öğretmek için çocuğa şiddet uygulanmamalıdır. Bu durumda çocuğun öğreneceği tek şey şiddet uygulamaktır. Şiddet olan bir evde çocuk da ev dışında da şiddet uygulamaya başlar ve bunu doğal bir davranış olarak kabul eder. Ebeveynler çocukları doğduğu andan itibaren onlara karşı sabırlı ve ilgili davranmalıdır. Bu durum özellikle sıkıntılı, stresli yorgun ya da üzgün hissedilen zamanlarda ya da çocuğun bakımında anne babaya yardım edecek bir aile büyüğü olmadığında zorlaşabilir.” dedi.