4'üncü kitabını okuyucuyla buluşturdu

Ülkücü gazeteci-yazar Fahrettin Masum Budak, 5'inci kitabının hazırlığı devam ederken, geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan 4'üncü kitabını Gazeteci Şaban Kardeş'e imzalayarak hedi

Çerkezköy 29.05.2021 17:03:00 0
4

1956 yılında Iğdır’da dünyaya gelen, ilkokulu kendi köyünde, ortaokul ve liseyi Iğdır’da tamamladıktan sonra İşletme Fakültesi’ne devam eden 3 çocuk babası yazar Fahrettin Masum Budak, gazetemize yaptığı açıklamada, 4 kitabını okuyucu ile buluşturduğunu, yazdığı ve henüz bastıramadığı 5 eserinin daha olduğunu söyledi. Yazarlığının yanı sıra 45-50 yıldan beri Milliyetçi Hareket Partisi’nin tabandaki çeşitli kademelerinde de görev alan, Ülkü Ocakları İlçe Dergi Temsilciliği, İl Başkan Yardımcılığı, İlçe yöneticiliği, Ülkücü Liseliler Başkanlığı görevlerinde bulunan, halen Türk Ocakları Çerkezköy Şubesi’nde Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Budak, 12 Eylül darbesini, 7 yılı aşkın süre cezaevinde kaldığı süreci de anlattı.

 

“HİZMETİ SADECE SİYASETTEN İBARET GÖRMEYELİM”

 

Cezaevinde başından geçen olaylara da kitaplarında yer verdiğini söyleyen Budak, siyasetin kutsal bir görev alanı olduğunu, ancak Türkiye’de siyaset kanallarının belli güçler tarafından tıkandığını belirterek, “Hizmeti sadece siyasetten ibaret olarak görmeyelim. Hizmetin, yararlı olmanın birçok yönleri vardır.  Burada siyaset şart değildir. Yeteneği ve becerisi olanları, birçok hizmet alanları beklemektedir.  Biz de naçizane kendimizi bu yazarlık alanında az çok yetenekli görüyoruz. Ömrümüz vefa edene kadar yazmayı düşünüyoruz” dedi.

 

“YAZMAK, GELECEĞE HAZİNE BİRİKTİRMEYE BENZER”

 

Yazmanın geleceğe hazine biriktirmeye benzediğini, heyecan verici olduğunu söyleyen Budak, “Yazarken ve bir şeyler üretirken rahatlıyorsun. Bir düşüncenin doğuşuna, yorumlanmasına ve ondan başka düşüncelerin çıkışına sebep oluyorsun. Bu bir anlamda bir nevi servet biriktirmeye benzer. Ancak servet dediğimiz mal ve para gelip geçicidir. Ama yazmak, düşünce üretmek çok değişik bir şeydir. Burada maziden aldığını atiye taşıma görevini yapıyorsun. Bir noktada geleceğin kılavuz ve mihmandarını hazırlıyorsun. Yaşadığımız an bizlere depolama ve yığma vazifesi veriyor. Depolamak, biriktirmek ve bundan yararlanıp ve bunu geleceğe aktarmak. Zaten dünü bugüne, bugünü de yarına aktarmak yazmakla ve bu yazılanları depolamakla ve toplamakla mümkün olur” diye konuştu.

 

“GELECEĞE TAŞIMAK, ESERLER BIRAKMAKLA OLUR”

 

Yazmanın bir anlamda ‘gelecekte yaşamak’ olduğunu söyleyen Budak, “Eğer gelecekte parlak bir yaşam ve üstün bir uygarlık düşlüyorsan dünü ve bugünü geleceğe taşımak zorundasın. Geleceğe taşınmak da yazmakla ve eserler bırakmakla olur. İnsan nasıl ki ahiret için salih amel işliyor ve o dünyası için sevaplar biriktiriyorsa, burada da aynı şekilde gelecek için ve gelecekte yaşamak için bir şeyler toplamakla mükellefsin.  Paranın, pulun ve mevkiinin ancak yaşadığımız zamanda hükmü olur. Farklı bir zaman dilimine geçtiğimiz zaman bu kavramların adı sanı duyulmaz. Oysa yazmanın, bir eser bırakmanın ve geleceğe bir şeyler aktarmanın büyük hükmü vardır. İnsanlık yazmanın ve okumanın sayesinde uygarlıklara ulaşmıştır. Yazının olmadığı bir yerde medeniyetten söz etmek beyhude bir davranıştır” dedi.

 

“YAZMAK BİR GAYEYE MATUF OLMALIDIR”

 

Yazmaya başlarken veya bir konuyu yazıya dökerken özel bir yönteminin olmadığını söyleyen Yazar Budak, “Disiplin isteyen bir iştir. Hevesin, maksadın ve birikimin olacak. Okumayan ve okuduğunu anlamayan ve ifade edemeyen bir insanın yazması kar üstüne yazı yazmaya benzer. Güneş gördüğünde eriyip gider. Kendini dinç hissettiğin vakitlerde her gün periyodik olarak rutin gördüğün saatte masanın başına geçmek senin vazgeçilmez işin olmalıdır. Yazmak bir gayeye matuf olmalıdır. Mesaj vermeli ve okuyucuyu yeni düşüncelere sevk etmelidir. Diğer yandan, yazacağın yazının ana konusunu kafanın içinde o gün daha önceden tasarlamalı ve masaya öyle oturmalısın. Yani kafada bir kalıp olmalı ve o kalıp ve şekle göre yazıyı sayfalara dökmelisin” diye konuştu.

 

“HAYATTAN, İNSANDAN KOPUK BİR ESERİN YAŞAMA ŞANSI OLAMAZ”

 

Yaşadıklarını, öğrendiklerini, farklı ve yeni düşüncelerini ve başından geçenleri, hayatın içindekileri, kurgularını, hayallerimi yazıya dökmeyi sevdiğini dile getiren Yazar Budak, “Yazılanlar mutlak manada hayatın özü veya hayatın cevheri olmalıdır. Hayattan, insandan, toplumdan kopuk bir eserin yaşama şansı olamaz. Yazılan ve çizilen bir eserin didaktik yönü ağır basmalı ve mesajı kuvvetli olmalıdır. Tesir mekanizması güçle bezenmelidir” ifadelerini kullandı. Eserlerini sade, anlaşılır bir üslupla yazdığını söyleyen Fahrettin Masum Budak, “Unutmayalım ki yazarlar da birer okuyucudur. Yazarların bir avantajı hem okuyucu olması hem de yazıyor olmasıdır. Bu tecrübenin kaleme dökülmesi sağlanır ve kalemden de eserin oluşması sağlanır. Anlaşılmayan ve anlaşılması zor olan bir eserin bıkkınlık ve usanç yaratacağı malumumuzdur” dedi.

 

“OKUMAK, FARKLI BİR YAŞAM BİÇİMİDİR”

 

Ülkemizde okur oranının yeterli olmadığını, okuyan insan sayısının oldukça az olduğunu ve okuma alışkanlığının yok denecek kadar sönük olduğunu dile getiren gazeteci-yazar Budak, “Bilgi satmayı ve pazarlamayı çok severiz ama bilgiyi öğrenmeyi ve onun peşinde zaman ayırmayı sevmeyiz. Bilginin diploma olduğunu sanırız. Oysa diploma meslek kapısı açar. Birikim, donanım ve ufuk genişliği açmaz. Türkiye’yi okumak ve yazmak kurtarır. Milletimizin okuyan, yazan, düşünen, yorumlayan ve bunları uygulayan insanlara ihtiyacı vardır. Yarım yamalak bilginin uygulama şansı bir hayli düşüktür. Herkes okumayı diploma almakta görüyor. Tıpkı adam olmayı gördüğü ve bir devlet kapısına kendisini attığı gibi. Oysa okumak farklı bir yaşam biçimidir. Bilginin ardı sıra daima koşman ve onu sürekli depolaman gerekir. Aksi taktirde bilgi seni kaldırıp bir kenara atabilir. Bilgi elde edildikçe kültürlenirsin. Bilginin elde edilmesi kültürü doğurur. Kültür de yeni bilgilerin ve yeni düşüncelerin doğuşuna kapı aralar. Bir anlamda kültür bir bilginin son şeklidir. Meyvesidir. Yemeğe hazır hale getirilmesidir. Yemek insanı, bilgi de alimleri ve öğrencileri besler” ifadelerini kullandı.

 

“YAZMAYA DEVAM EDİYORUM”

 

4’üncü kitabını okuyucu ile buluşturan ve 5’inci kitabı da baskı aşamasında olan Yazar Budak, yazmaya devam ettiğini, elinde baskıya hazır birkaç eserinin daha olduğunu ifade ederek, “İki kitaptan oluşan birkaç tane hikayem var. Ermeni-Azerbaycan Türklerini konu alan olmuş iş, gerçek hayattan kesitleri baskıya vermek istiyorum. Bu yılın sonuna doğru yetiştirebileceğimi düşünüyorum” dedi.

 

Haber / Cengizhan KÜPELİOĞLU

 

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10