Şaban Kardeş


Çerkezköy, "kent" olur mu?

Bu sorunun cevabını merak ediyorsanız peşinen söylemeliyim ki "evet olur. İster isek bal gibi olur.


Ama bugün bunu istiyor olmamızı farklı bir şekilde anlayanlar olacağını da tahmin edebiliyorum. Elbette ki birileri farklı düşünür diye görünen gerçekleri görmezlikten gelmenin de bir sorumluluğu olduğunun bilincinde ve şuurunda olmalıyız.

Seksenli yılların son yarısıydı. O günlerde Çerkezköy Belediye Meydanı’nı baştan sona dolaşsanız 80 tane aracı bir arada görmeniz mümkün değildi. Zira Çerkezköy'ün nüfusu da o yıllarda Kapaklı ile birlikte 20 - 25  bin civarında idi.

1980 darbesi sonrası, ülke bir yandan sağ-sol olaylarından sıyrılmaya çalışırken bir yandan da sanayi üssü olarak öngörülen Çerkezköy'e birer ikişer irili ufaklı fabrikalar ve o günün deyimi ile de fabrikatörler gelmeye başlamıştı. Narinler, Dinçkökler, Hattatlar vb. gibi gelen her fabrikatör bir yandan üretimlerini yaparken bir yandan da küçük kasabanın büyümesine katkı sağlıyorlardı.

Dinçkök ailesinin Fevzipaşa’ya kazandırdığı ilköğretim okulunu Narin ailesinin ilçeye kazandırdığı okullar meslek liseleri takip ediyordu. Halit Narin Beyin belediye meydanına kazandırdığı Atatürk anıtı ile Çerkezköy'ün çehresi de önemli derecede değişmişti.

Öyle ki Çerkezköy Belediye Meclis kararı ile iş adamı Halit Narin Bey'e törenle “fahri hemşerilik” beratı verildi.

O yıllarda büyümeye başlayan  Çerkezköy'ü hatırlayanlar bilir belediye meydanında küçük bir cami vardı. Ve bu cami Çerkezköy'ün tek camisiydi. 1904 yılında Sultan Abdülhamit Han tarafından yaptırılmış idi. Yaklaşık 90 yıl ayakta kalan bu tarihi cami yerine, artan nüfusa cevap verecek şekilde bir cami yaptırıldı.

Bunu da Türkiye de tekstilin lideri Özcanlar Tekstil'in sahiplerinden merhum Zekayi Özen kazandırmıştı. Tarihi dokusuna bağlı kalınarak adı ile inşa edilen Osmanlı Camiinin 1989 yılında başladığı inşa çalışmaları o yıllarda çok tartışılmıştı.

Öyle ki caminin altına birileri ısrarla dükkânlar yapılmasını istiyor hatta bunun için kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlardı.

Dönemin belediye başkanı Hikmet Uğraş'ın ve aklıselim cami cemaatinin o günkü uğraşları ve hayırsever Merhum Zekayi Beyin gayretleri sonrası bu düşünceden vazgeçilerek tarihi dokusu ve ismi ile müsemma Osmanlı Cami inşaatı, merhumun kardeşi Celal Özen tamamlayıp halkın ibadetine sundu.

Bütün bunları niye mi yazıyorum?

Konuya biraz açıklık getirelim isterseniz. Geçtiğimiz günlerde Çerkezköy Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü, Belediye meydanında bir kamulaştırma yaptı ve meydanı büyütme ve modernizasyon çalışması başlattı.

Bu çalışmalara farklı bir pencereden bakan Marmara Haber Gazetesinin haberi sonrası Belediye Başkanı Sayın Vahap Akay da bu düşünceye olumlu yaklaştı.

Bu olumlu gelişmelere dayanarak bu haftaki yazımda bu konuyu yazmanın faydalı olacağını düşündüm.

Belediye yetkililerinin çalışmaları sonucunda tarihi dokunun korunacağı modern bir proje ile müftülüğün görüş ve öneri ileri alınarak çevre duvarlarından arındırılacak olan Osmanlı Camiinin hem şehrin görünümüne hem kendi ismine yakışır bir muhteşem görünüme kavuşacağına inanıyorum.

Umarım Belediye Başkanı Sayın Vahap Akay'ın bu olumlu yaklaşımına İlçe Müftüsü Sayın Yusuf Tuna'dan ve daha da önemlisi muhterem cami cemaatinden destek gelir de Osmanlı Camiimiz, duvarların kapatmadığı, yaz kış üstü kapalı, gece dört bir tarafı rengârenk aydınlatılmış avlusuyla ilçe insanının bir çınar gölgesinde gibi dinleneceği bir mekân olur.

Bu arada Çerkezköy'den ve tarihinden bahsetmiş iken iki eksikliği daha yazmadan bu satırları noktalamayalım. Hani yazıma 1980’li yıllar diye başlamıştım ya. İşte o yılar da Çerkezköy'de Hamam vardı. Bu günkü Erna Center'ın olduğu yerde faaliyet gösteren o hamamdan Çerkezköy halkı başta olmak üzere hemen herkes faydalanırdı. Kamyoncusundan yolcusuna evlisinden bekârına Şehir Hamamı herkese hizmet ederdi. Bu gün 150 bini aşan nüfusu ile halen Çerkezköy'de bir hamamın olmaması kimin ayıbı derseniz cevabını da hep birlikte vermemiz gerekirse bizim ayıbımız değil mi?

Bir diğer konu da Belediye Meydanında böylesi bir proje hayata geçirilmeden evvel sakın küçük ya da büyük tuvalet ihtiyacınızı gidermeden evinizden çıkmayın. Zira Atatürk Caddesini boydan boya gezseniz kazara karnınız da ağrıyorsa vay halinize. Hele de “Belediyenin altında tuvalet vardı oraya yetişeyim” diye düşünmeyin artık o tuvaletler orada yok. Çünkü orası da kapatıldı.

Umudumuz hazır Belediye Başkanımız Meydana modernizasyon çalışması düşünüyor iken insanın en doğal hakkı olan tuvaletleri de düşünür de halkın en doğal kişisel ihtiyacına da bir çözüm sunulmuş olur.

Bu arada çok şey istemiş olmazsam, Belediyenin yaptıracağı tuvaletlerin de parasız olmasını istiyorum. Bana göre Belediyenin bu hizmeti hem şehrin sadece meydanında değil birkaç önemli noktasında çok kaliteli ve hijyen ortamda vermesi hem de ücretsiz vermesi gerçek belediyeciliktir.

0282 726 91 91
0282 747 65 10