Çerkezköy Haber – AK Parti Çerkezköy İlçe Teşkilatı tarafından Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi Salonu’nda “Güçlü Bir Gelecek İçin Geçmişimizle Yüzleşiyoruz” konulu konferans düzenlendi.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEDEN GELECEĞE YÖN VERİLEMEZ
Önceki akşam saat 19.30’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan AK Parti İlçe Başkanı Alaettin Demirbağ program hakkında bilgiler verdi. Geçmişle yüzleşmenin her babayiğidin karı olmadığını ifade eden Demirbağ “Geçmişle yüzleşmeden geleceğe yön verilemez. Geçmişle yüzleşmek her babayiğidin karı değildir. Bunu ancak Recep Tayyip Erdoğan başarabilmiştir” dedi.
1938’DEN SONRA BAĞIMSIZ OLAMADIK
AK Parti İlçe Başkanı Alaettin Demirbağ’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan Gazeteci Yiğit Bulut, 1940’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar ülkenin ekonomik ve siyasal konularda dışa bağımlı kalmasının nedenlerine dair değerlendirmelerde bulundu. “Güçlü Bir Gelecek İçin Geçmişimizle Yüzleşiyoruz” başlığı altında ilginç tespitlerde bulunan Yiğit Bulut, Türkiye’nin sadece 1923 ile 1938 yılları arasında her yönü ile bağımsız olduğunu; 1938 tarihinden sonra başımıza geçirilen finansman prangası nedeni ile bağımsızlığa sahip olamadığımızı iddia etti.
1946 DEVALÜASYONU BİR İHTİLALDİ
1946 devalüasyonunun, Türkiye’de neleri değiştirdiğini anlamak bakımından araştırılması gereken konuların başında geldiğini söyleyen Bulut “Oluşturulmuş devalüasyonla Türkiye’nin siyaseti manuple edildi. 1960 ihtilalini oluşturabilmenin alt yapısı olan bu hareket; sonuçları bakımından tam isabet olarak gerçekleşti. 1946’dan 1960 ihtilaline kadar geçen 13 yıllık zaman zarfındaki dumura uğrama hali, bugün dahi zorluklarla çözdüğümüz sonuçları getirdi. Bu ihtilal sadece Adnan Menderes’in Rusya ile ekonomik ilişkiler kurmasını engellemek amacıyla gerçekleştirildi” ifadelerini kullandı.
ASKERLER HEP KULLANILDI
Her ihtilalin askerler tarafından yapılmasına rağmen, onların zavallı olduğunu belirten Bulut “Hangi ihtilal olursa olsun, bu ihtilalleri askerler yaptı imajı var olsa da; aslında onları ihtilal yapmaya zorlayan bir sivil irade mevcuttur. 1980 ihtilali bunun bir örneğidir. Kenan Evren zavallının biridir. Onun eline tutuşturulanları yapmak zorunda kalan bir zavallı. Asıl güç askerleri sevk ve idare eden sivil güçtür. 1980 darbesi’nin bir amacı da düşünen herkesi biçmek olmuştur. Zira bu darbe sonucunda 650 bin kişiyi götürmüşlerdir” iddiasında bulundu.
ECEVİT CEZALANDIRILDI
Küresel güçlerin 1940 yılında planladıkları programı Türkiye’nin kalkınmasını amaçlayan siyasileri darbe ve suikastlarla yok ederek uyguladıklarını belirten Bulut “Bülent Ecevit 1974 Yılında Kıbrıs’a çıkarma yaptığı için 2001 yılında dış mihraklar tarafından amansızca cezalandırıldı. Çökmüş olan ekonomiyi diriltir umuduyla getirtilen Kemal Derviş’e ülkenin anahtarları teslim edildi. Üç partili koalisyon hükümetine 15 gün içerisinde 15 yasa çıkartıldı. Hiç de kolay olmayan dayatmalarla Ecevit bir köşeye sıkıştırılmış; Kıbrıs çıkarmasının hesabı sorulmuştur” şeklinde konuştu.
DARBELER 5 BİN KİŞİ TARAFINDAN YAPTIRILDI
AK Parti hükümetinin kurmuş olduğu sistemin on yıl daha devam etmesi halinde Türkiye’nin birçok ülkeden daha ileri bir kalkınmışlık sağlayacağını öne süren Bulut “Bu günkü hükümetin varlığını sürdürmesi halinde on yıl sonra İspanya ve Portekiz gibi ülkelerden daha güçlü bir ekonomiye sahip olabileceğiz. Bu sonuç, Almanya ile aynı seviyelerde olacağımız anlamına geliyor. Bu gelişme karşısında rahatsız olan ve faizle ceplerini şişiren 5 bin kişi mevcut. Her darbede servetine servet katarak ceplerini şişiren bu kişilerin kökleri 1940’lı yıllara dayanıyor” iddiasında bulundu.
FAİZLE NELER NELER YAPILIRDI
Türkiye’nin geçmiş 23 yıl içerisinde bir buçuk trilyon dolar faiz ödediğini vurgulayan Gazeteci Yiğit Bulut “1980-2003 yılları arasında faize ödenen miktar bir buçuk trilyon dolardır. Bu korkunç bir miktar. Bu para ile yapılabilecek şeylerden sadece bir kaçına örnek verelim. Edirne –İstanbul arası hızlı tren maliyeti 3 milyon dolar. Bir hastane yapacak olsanız ve dünyanın en modern hastanesi olsa, yapımı ve teçhizatıyla birlikte harcayacağınız miktar sadece 100 milyon dolardır. Oysaki Türkiye, 23 yıl zarfında sadece faize bir buçuk trilyon dolar para ödedi” tespitinde bulundu.
CEZALANDIRILMASI GEREKEN SİVİL OTORİTEDİR
Kenan Evren yerine Türkiye’de istikrar ve sistemin bozulmasını isteyen sivil karargâhın; 28 Şubat süreci arka bahçesindeki iradenin tutuklanması ve cezalandırılması gerektiğini ileri süren Bulut “Asıl cezalandırılması gerekenler askerler değil, askerleri kullanarak kendi menfaatlerini ön plana çıkaran kişilerdir. Ergenekon’un bir numaralı komutanları da her darbe ve kaosta olduğu gibi yine sivillerdir” dedi.
ÖZAL, AÇILIMI CANIYLA ÖDEDİ
1992 yılında, bu günkü hükümetin açılımına benzer bir programı telaffuz ettiği için Turgut Özal’ın da akıbetinin, henüz belli olmayan bir ölümle sonuçlandığını belirten Bulut “AK Parti Hükümetinin bu gün kardeşçe yaşama adına icra ettiği programa verilen tepkiler; Turgut Özal’a farklı şekillerde yansıtıldı. O bu açılım planını canı ile ödemek zorunda kaldı. Turgut Özal’ın öldüğü günün akabinde garsonu olan kız, İrlanda’ya gelin gitti” iddiasında bulundu.
SONLARI AYNI OLDU
Ak Parti Çerkezköy İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen programda çarpıcı açıklamalarda bulunan Bulut, Eşref Bitlis’in ve Uğur Mumcu’nun da açılıma dair planları nedeni ile sivil komuta merkezi tarafından katledildiklerini ileri sürdü. Bulut “Eksi 40 derecede uçma kabiliyetine sahip, en modern şekilde üretilmiş olan bir uçağın Ankara’da düşmesi sonucunda ölen Bitlis Paşa 1940’lı yıllarda dış güçler tarafından planlanmış istikrarın sağlanmasına dair çalışmaların önlenmesi amacıyla öldürüldü. Adnan Kahveci de aynı sonu yaşamak zorunda kalanlardan biridir” iddiasında bulundu.
ŞERİAT GELİYOR DEDİLER
Geçen zaman zarfında birçok siyasi gibi Necmettin Erbakan’ın da bir bedel ödediğini ifade eden Bulut “Kamudan toplanan paraların özel bankalar yerine havuzda toplanmasını sağlayan Erbakan da bu projesi nedeni ile iktidardan uzaklaştırıldı. Havuzda toplamış olduğu paralarla gecede 10 milyon dolar kazanma durumuna geldiği için 28 Şubat süreci başlatıldı. Medyanın devleri olan ATV, SHOW ve Kanal D uydurma karakterler oluşturarak ‘şeriat geliyor’ sloganlarıyla tankları yürüttü. Dünyayı ayağa kaldıran o insanlar aslında ‘şeriat geliyor’ demekle halka ait olan paraların özel bankalara tekrar geri dönmesinin savaşını verdiler” iddialarında da bulundu.
İKİ TEHLİKE BELİRLENMİŞTİ
Devletin 1960 yılında bir kitap yazdığını ve bu kitabın iki tehlikeye işaret ettiğini belirten Bulut “Devletin yazmış olduğu kitap Türkiye’de iki tehlikenin varlığına işaret etmekteydi. Bunların birincisi irtica; diğeri ise bölücülüktü. İrtica diyerek insanımızın başörtüsü ile yıllarca uğraştılar. Başı örtülüler içeriye alınmazken; içeride bulunan başörtülüler zorla dışarı çıkarıldı. Bölücülük ikinci tehlike olarak kırmızı renkle işaretlendi. 50 yıl biz bu kavgalarla uğraşmak zorunda bırakıldık. Bizler kavga ederken 5 bin kişi ülkenin kaymağını bölüşmüştür” dedi.
KATILIM YOĞUNDU
Yoğun bir katılımın gerçekleşen programa Çerkezköy Belediye Başkanı Ali Ertem, AK Parti İlçe Başkanı Alaettin Demirbağ, Çerkezköy Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Gökhan İnce, Kızılpınar Belediye Başkanı Faruk Korkmaz, AK Parti İl Genel Meclis Üyeleri Hasan Karaca, Ercan Çorbacı, Abdurrahman Çiçek, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Sait Yazı, Çerkezköy Belediye Meclis Üyesi Behçet Güven, Çerkezköy Genç İş Adamları Derneği Başkanı Emre Asbaş, Çerkezköy Emlakçılar Derneği Başkanı Serkan Karagöz, AK Parti Kapaklı İlçe Başkanı Ali Osman Orhan, Çerkezköy Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Muzaffer Yaztepe, Akarsu Minibüsçüler Kooperatifi Başkanı İlhami Yörük ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Haber / Cem BÜLBÜL
