Ergene Trakya’nın değil, tüm ülkenin sorunu

Ergene İnisiyatifi ve Umut-Sen Gönüllüleri işbirliğinde önceki gün 15.00–18.00 saatleri arasında Çerkezköy Halk Eğitim Merkezi’nde Ergene ve Halk Sağlığı konulu panel düzenlendi.

Çerkezköy 23.04.2013 07:10:00 0
Ergene Trakya’nın değil, tüm ülkenin sorunu

 HALK BEKLENEN İLGİYİ GÖSTERMEDİ

Ergene ve Halk Sağlığı konulu panele konuşmacı olarak Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Av. Emre Köprülü, ‘Gündöndü’ Belgeseli Yönetmeni ve Ergene İnisiyatifi Üyesi Nejla Demirci, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar ve Av. Alptekin Ocak katıldı. Önceki gün Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi’nde gerçekleşen panelde CHP Çerkezköy İlçe Başkanı Metin Dönmez ve İlçe Yönetimi ile az sayıda vatandaş katıldı. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı panelde katılımın beklenen seviyede olmaması hayal kırıklığı yaşattı.
 

 

ERGENE’NİN ADI NEHİR

Panel, Nejla Demirci tarafından hazırlanan Gündöndü Belgeseli’nin 30 dakikalık bir kesitinin katılımcılara izletilmesi ile başladı. Gösterimin ardından konuşan Yönetmen Nejla Demirci, belgeselin gösterime girdiği her yerde büyük beğeni topladığını söyledi. 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olan Gündöndü Belgeseli’nin, adeta bir ‘Kelebek Etkisi’ yarattığını kaydeden, Demirci, “Ergene’nin adı nehir fakat içinden zehir akıyor. Amacımız zehir saçan Ergene konusunda farkındalık yaratmak ve Ergene’nin yalnızca Trakya’nın değil tüm ülkenin sorunu olduğunu herkesin algılamasını sağlamaktır” dedi.
 

TOPRAKLAR TAŞ OCAKLARINA SATILIYOR

Çerkezköylülerin, sanayileşmenin vahşice yaşandığı bir şehirde yaşamaya çalıştığını ifade eden Demirci, “Çerkezköy, sanayisi nedeni ile siyasilerin de en fazla uğradığı yerler arasında bulunuyor. Fakat siyasiler Çerkezköy’e geldiklerinde vatandaşlara değil, sanayiciye misafir oluyor. Bu bağlamda Ergene Nehri için bugün burada toplanmamız, çok büyük anlam ifade ediyor” diye konuştu. Amaçlarının Trakya’da yaşanan ekolojik ve ekonomik faciayı anlatmak olduğunu söyleyen Demirci, “Kırklareli’ndeki bütün topraklar taş ocaklarına ve kum ocaklarına satıldı. Yaşanan bu kirliliğin başlangıç noktası Çerkezköy’dür. Buradaki yöneticiler ise bu durumu kör, sağır ve dilsiz bir şekilde seyrediyor” diye konuştu. Siyasetçilerin, Ergene’yi kullanarak, ‘oy’ arayışına girdiğini savunan Nejla Demirci, “Lütfen, Ergene’yi siyasilerin ‘oy’ politikalarına alet etmeyelim” dedi.
 

KİRLİLİK ONLARIN UMRUNDA DEĞİL

Ergene’de yaşanan kirliliğin karşısında bilimin çaresiz kaldığını belirten İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, “Belgeselde anlatıldığı gibi her şey gayet ortadadır. O kirli su içerisinde balıklar dahi yaşayamıyor. Nehir suları ile sulanan ürünleri tüketen insanlar da doğal olarak hasta oluyor ve yaşamını yitiriyor. Bu yüzden siz işin bilim kısmını düşünerek kafanızı yormayın” dedi. Ergene Havzasındaki vatandaşların,  bilim insanları için sadece birer potansiyel hasta olduklarını kaydeden Dizdar, “Bu günlerde Ulusal Kanser Kongresi Antalya’da toplandı. Yaşanan kirlilik onların kesinlikle umurunda değil” dedi. Ergene’ye akan kirli suyun kesinlikle durdurulması gerektiğini kaydeden Dizdar, “Eğer bu su durdurulmazsa birçoğunuz hasta olacak, hatta öleceksiniz. Benim üzüldüğüm nokta ise erken yaşta yaşanan ölümlerdir. Muhtemelen çocuklarınız da, ilerleyen zamanlarda bu bölgeden göç etmek zorunda kalacaklardır” ifadelerini kullandı.
 

DUYARLI İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR

Siyasiler bölgeye gelip sanayicilere uğradığını ve geri döndüğünü belirten CHP Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Emre Köprülü, “Ben bu bölge insanıyım ve gidecek başka bir yerim de yok. Yaşanan çevre felaketine insanların duyarlılık göstermeme nedenini de başka insanlarda aramıyorum. Yaşanan kirliliğin sona ermesinin kısa zamanda gerçekleşme olasılığı yok. Hükümet, hazırladığı Ergene Eylem Planı ile Ergene’deki kirliliği birkaç sene içerisinde bitireceğini belirtiyor. Ama herkes şunu çok iyi bilsin, bu kirlilik öyle birkaç sene içerisinde temizlenecek bir olay değil. Eğer bu felaketin önüne geçmek istiyorsak, bugün bu salonda bulunan 50 kişi gibi duyarlı insanlara ihtiyacımız var” dedi.
 


SÖYLENENLER YALANDAN İBARETTİR

Bölgedeki sanayi kuruluşlarının yaklaşık yüzde 76’sının Tekirdağ’da faaliyet gösterdiğini belirten Köprülü, yaşanan kirlilikteki en büyük payın da Tekirdağ’ın olduğunu kaydetti. Ergene Nehri’ni kirletenlerin CHP’li Belediyeler olmadığını söyleyen Köprülü, “Ara sıra Bakanlarımız bu bölgeye gelerek, 3 milyar gibi bir bütçenin Ergene Nehri’nin temizlenmesi için ayrıldığından bahsediyorlar. Ancak şunu bilmenizi isterim, söylenenler tamamen yalandan ibarettir. Belediyeleri borçlandırarak evsel atık tesisleri yaptırıyorlar, daha sonra da açılışlarına gelip Hükümet yaptı diyorlar. Hükümet henüz Trakya’ya, Ergene’de yaşanan kirlilik için 1 TL dahi kaynak ayırmadı” diye konuştu.
 

DUDULLU VE İKİTELLİ OSB’LERİ TRAKYA’YA TAŞINACAK

Devletin sanayiden ciddi kar elde ettiğini belirten Köprülü, “Trakya sanayi kapsamında devlete ciddi anlamda vergiler ödüyor. Tekirdağ, vergi ödeyen iller arasında 7’nci sıradadır. Yani sanayi kuruluşlarının yarattığı kirliliğin bedelini Trakya insanı öderken, sanayiden gelen parayı Hükümet istediği yerlere harcıyor” dedi. Trakya’da 7 tane Islah OSB kurulduğunu ve kısa sürede OSB’ye dönüşeceklerini belirten Köprülü, “Herkes IOSB’lerle sanayinin sınırlarının çizileceğini, artık daha fazla sanayi kuruluşunun açılmayacağını düşünüyor. Ancak bizim aldığımız duyumlara göre Hükümet, Dudullu ve İkitelli OSB’lerini kapatarak Trakya’ya taşımayı planlıyor. Yeni kurulan IOSB’lerin doluluk oranı yüzde 33’tür. Yani mevcut sanayinin iki katı kadar daha sanayi kuruluşuna yetecek kadar alan var” dedi.
 

SANAYİ ALANLARINI BAŞKA BÖLGELERDE KURUN

Ergene Nehri’ni üstü açık kanalizasyon olarak niteleyen Köprülü, “Hükümet, Ergene Nehri’ne akıtılan atık suları Marmara Denizi’ne boşaltmayı planlıyor. Eğer bu plan hayata geçerse, Marmara Nehri adeta bir fosseptik çukuruna dönüşür” dedi. Sorunları gündeme getirdikleri zaman AKP Hükümeti tarafından istihdama karşı olarak lanse edildiklerini belirten Köprülü, “Çevre kirliliği konusunda önerge verdiğim zaman, günde en az 100 kişi arayarak şikâyetçi oluyor. Bize, ‘Siz istihdama karşı mısınız?’ diye soruyorlar. İstihdama karşı değiliz sadece bilinçli olarak yapılmasından yanayız. Bir bölgede tarım alanları verimli ise orada sanayi alanlarının kurulmasına gerek yoktur. Sanayi alanlarını da başka bölgelerde kurun” diye konuştu.
 

PROJELERİN ARKASINDA BAŞKA AMAÇLAR VAR

Kanal İstanbul, 3. Havaalanı gibi çılgın projelerin arkasında başka işler döndüğünü belirten Köprülü, “Bu projeler gerçekleşirse, bu bölgeye göç eden insanların istihdam edilmesi gerekecek. Bunun için yine Trakya Bölgesi’ne sanayi kuruluşları açılması gündeme gelecek. Trakya artık başka bir göç dalgasını kaldıracak konumda değildir” dedi.
 

Haber / Cem BÜLBÜL

 

0282 726 91 91
0282 747 65 10