“Asgari ücret, çalışanlara verilen önemi gösterir”

CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan asgari ücretin, bir ülkenin çalışanlarına verdiği önemi ve o ülkenin refah seviyesini yansıttığını ifade ederek “Emeğin ucuz, ekmeğin pahalı olduğu ?

Tekirdağ 7.01.2014 13:37:00 0
  “Asgari ücret, çalışanlara verilen önemi gösterir”
REFAH ÖLÇÜMÜNÜ ÇAY SİMİT HESABINA GÖRE YAPIYOR
Refah ölçütünü çay-simit hesabıyla yapan Başbakanın, ülkemizde açlık sınırının 1081 lira, zorunlu harcama yapılması gereken yoksulluk sınırının ise 4 kişilik bir aile için 3 bin 528 lira olduğu gerçeğinden uzak olduğunu ileri süren Yüceer “Oysa ülkemizde asgari ücretin, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmesi gerek şarttır. İktidarın, “Türkiye ekonomisi büyüyor” söylemleri içi boş bir iddiadan öteye gitmemektedir. Türkiye’de işsizlik artarken, milyonlarca yurttaşımızın açlık sınırının altında yaşamını idame ettirmeye çalışması bunun en somut örneğidir. Geride bıraktığımız yıl, Cumhuriyet tarihimizin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna sahne olmuştur.  Soruşturma kapsamında Bakanlar ve oğulları, banka müdürleri, iş adamları,  belediye başkanlarının adı geçmektedir” dedi.
 
YOKSULLUÐUN BOYUTU 247 MİLYON TL
Yolsuzluğun boyutunun 247 milyar TL olduğunu dile getiren Yüceer “Yani; 2 milyon 831 bin işsizin 8 yıllık asgari ücreti. 300 bin atama bekleyen öğretmenin 30 yıllık maaşı. 6 GAP parası. 30 tane Marmaray parasıdır.  Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda sadece evlerden çıkan para ise 17 milyon TL olmuştur. Soruşturmanın seyrine baktığımızda, “Babamın oğlu olsa affetmem, kendi oğlum olsa yanına bırakmam” diyen Başbakan, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını engellemeye çalışmakta, Anayasa’ya aykırı yönetmelik çıkarmaktadır. Yolsuzluğun üzerini örtmeye çalışan siyasi iktidar tarafından, soruşturmayı yürüten polisler peş peşe görevlerinden alınırken, diğer yandan savcılığın emrinde olan kolluk güçleri gözaltı kararını yerine getirmemektedir. İktidar tarafından atanan başsavcı, soruşturma yapan savcıları, belgeleri basına sızdırmakla suçlayıp, dosyayı ellerinden almaktadır” dedi.
 
KUVVETLER AYRILIÐI İLKESİNİ HİÇE SAYIYOR
Başbakanını, Anayasanın temelini oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe saydığını ileri süren Yüceer “Başbakan, “polis savcılığın emirlerini uygulamalı” diyen HSYK’yı hedef göstermekte, “Yetkim olsa HSYK'yı yargılarım” diyerek, yargıya gözdağı vermektedir. Bu tutumla birlikte Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Mahkeme kararlarının uygulanmadığı, işleme konmadığı bir ülkede haktan, hukuktan, adaletten söz edilemez.   Başbakan, yolsuzluğu yapanların peşine düşeceğine, yolsuzluğu soruşturan savcıyı hedef tahtasına oturtmuştur.  Deniz Feneri davasında savcıları yargılayanlar, şimdi de aynı oyunu oynamaktadır. Ancak; artık takke düşmüş kel görünmüştür. Bir yanda çay ve simitle yaşaması makul bulunan milyonlarca yurttaşımız; diğer yanda ise  ayakkabı kutularında saklanan paralar! Bir yanda camı kırık odada soğuktan zatürreeden, yoksulluktan, açlıktan, ölen 40 günlük Ayaz bebek; diğer yanda yatak odalarında para sayma makineleri ile birlikte milyonlarca dolarlar.  Bir yanda emeğini alın teriyle yoğurup evine helal ekmek götürmek için gece gündüz çalışanlar,  diğer yanda vicdanı sızlamayanlar. Bir yanda, yoksulluk ve sefalet koşullarında sendikasız, güvencesiz, esnek, kayıt dışı çalışmaya mecbur bırakılan yurttaşlar, diğer yanda insan emeğinin ve sağlığının değerini bilmeyen bir iktidar” diye konuştu.
 
Haber / Cem BÜLBÜL 

0282 726 91 91
0282 747 65 10