Karakoç: Yolumuz milletin yoludur

SİYASETİ KÜSEREK YAPMAYIN

Önceki akşam düzenlenen toplantıya MHP Tekirdağ İl Başkanı Enes Kaplan, İl Eski Başkanı Avukat Mustafa Yüce, MHP Tekirdağ Milletvekili Aday Adayları ve partililer katıldı. Toplantıda konuşan İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı Erdem Karakoç, “Siyaseti küserek yapmayalım. Teşkilatınızla omuz omuza yapın” dedi. MHP’yi çok oynayanların değil, kıblesi belli olanların taşıdığını belirten Karakoç “Bazı insanlar gelir gider. 3 ay içinde sizden bıkarlar 4. ayda farklı bir arayışa girerler. Bürokraside yükselmek için iktidar partisinden adaylığı düşünür. Mevki ve makama susamış olsak bile yapacağımız bir iş değil. Yapılacak iş bellidir. Biz kıblesi şaşmayanların çekirdeğini oluşturduğu, onların çevresinde oluşturulan bir dünya bağlamında iktidara talibiz” dedi.

ÖZAL’A YAPTIĞININ AYNISINI YAPACAK

İç meseleleri bırakıp dışa dönmek gerektiğini belirten Karakoç, “Kavgamız bellidir. Kavgamız Türkiye’nin başındaki adamdır. Kavgamız 3-5 ay önce ‘namusum şerefim üzerine ant içerim’ deyip yemin edip bugün açıkça taraf olan adamadır. Bugün Ahmet Davutoğlu’nun geldiği çizgi, bir gaflet çizgisi. Türkiye’nin başındaki adam sınırlandırılmazsa bu başka bir çatışmanın önünü açacak. Davutoğlu yapmasa bile Bülent Arınç’ın şahsında bu iktidar partisi Yıldırım Akbulut’un Turgut Özal’a yaptığının aynısını yapacak” dedi.

RESMEN İKTİDARLAR FİİLEN İKTİDARSIZ DURUMA DÜŞTÜLER

AKP'nin iktidara geldiğinde güçsüz olduğunu belirten Karakoç “Bunlar geldiklerinde güçsüzdüler. Bürokrasiye, yargıya, üniversiteye, askere sözleri geçmiyordu. Adalet üzerine konuştukları zaman millet inanıyordu. O hiçbir şey bilmeyen adamlar askeri, üniversiteyi yargıyı denetim altına aldılar, tabiri yerindeyse asker yaptılar. Hiçbir şey bilmezken çok iyi yollar köprüler yapar hale geldiler. Ama adalet kaydı. Allah’ı, kitabı bir tarafa bıraktılar. Bunlar dün hiçbir yeri denetleyemezken milletten aldıkları güçle kanun gibiydiler. Belki kanun çıkaramıyorlar ama sözleri kanun gibiydi. Bugün her kanunu çıkarıyorlar ama sözleri kanun falan değil. Resmen iktidarlar fiilen iktidarsız duruma düştüler. Şu iktidarsız duruma düşmüş olan iktidarın Türkiye’de yaptıklarına seyirci kalmayacağız ve cevap vereceğiz. Cevabı sandıkta vereceğiz” dedi.

YOLUMUZ MİLLETİN YOLUDUR

Yollarının millet yolu olduğunu belirten Karakoç, “Bizim en büyük güç kaynağımız kendi aramızdaki dayanışma olacak. Hiçbir şey bizim dayanışmamızı zaafa uğratmamalı. Adaletli ön elemenin olduğu her yerde ben kendimi millete anlatmakta zorlanmam ve Allah’ın izni ile kendimi ezdirmem. Üst makamların belirlemesine yönelik bir tavır olursa da ‘teşkilatımın kararı böyle olmuştur’ derim. Tabanın değerlendirmesi olursa iddialıyım. Seçkinler meclisinde nerdeyim bilemem ama millet meclisinde en tepede konuşurum” dedi.

EMEĞİMİZİ ORTAYA KOYACAĞIZ

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatanın her karış toprağı şehit kanları ile ıslanmadıkça terk edilemez” sözünü de anımsatan Karakoç “Şimdi de vatanın her karış toprağı alın terimizle, emeğimizle sulanmadan sonuç alınamaz. Alın terimizi, emeğimizi ortaya koyacağız” dedi.

YAPMASI GEREKENLER DIŞINDA HER ŞEYİ YAPIYOR

Halkın Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için onu yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçtiğini ileri süren Karakoç “Millet bundan kurtuldu. Ama bu uyanıklık yaptı. Özal’ın durumuna düşmemek için Çankaya yerine kaçak saraya sığındı. Orada da cumhurbaşkanlığı yapıyor, başbakanlık yapıyor, bakanlık yapıyor. Görevi gereği yapması gerekenlerin dışlında her işi yapıyor. Bir de siyaset yapıyor. Aylar önce yaptığı yemine bağlı kalmadan ‘namusun şerefim üzerine tarafsız kalacağım’ diye yemin eden adam bugün başka bir şey yapıyor” dedi.

BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN?

Partililerin iç meselelerle uğraşmak yerine dışa dönmesini isteyen Erdem Karakoç “Buradaki il başkanlığının fotoğrafı dosdoğru yansıtacağına inanıyorum ve güveniyorum. O fotoğraf da buradaki arkadaşları üzmez. İlçe başkanları, ilçe yönetimleri altlarına imza koyarak ya da sandıkta oy kullanarak yaptıkları değerlendirmede vicdanlarının dışında ses dinlerler mi, dinlerlerse onlar adam bile değil. Allah’ın izniyle adamlıklarını herkes gösterecek. İnşallah bu dönem iktidar olmayı başaracağız. Umudumuz o ki başbakanlığı zorlayalım. Sadece hükümet olmayalım. Devlet Bahçeli’nin şahsında biz bugün başbakanlığı almazsak ne zaman alacağız? Bugün değilse ne zaman? Onun için topyekun bir çalışmaya ihtiyaç var. Her birim birer Alparslan Türkeş’iz, her birimiz birer Devlet Bahçeli’yiz. Burası Bağbuğ’umuzun da genel başkanımızın da baba ocağı. En az onlar kadar bizim de baba ocağımız. Her şartta bu ocağı tüttürmek bizim görevimiz.  Türkiye’de muktedir hale gelmek de bizim görevimiz” dedi. 

IŞIK VEREN LAMBA GİBİ AK KOR OLMAMIZ LAZIM

Tekirdağ İl Eski Başkanlarından Avukat Mustafa Yüce de “Savaş stratejisinde piyadenin ayağının basmadığı nokta fethedilmemiştir prensibi var. Emperyalizmin silahları günümüzde değişik alanlarla değişlik şekillerde faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede düşmanlarımızın silahları çok kuvvetli. Ama Bağbuğ’umuzun bir sözü vardı, ‘ülkücü hiç kimsenin etki edemeyeceği her şeyi yok edebilecek kadar güçlü bir silahtır’ derdi. Gerçek manada Bağbuğ’un tarif ettiği bir ülkücü ve bir MHP’li olabilirsek düşmanın tüm varlığı bize yetemeyecektir. Bizim önce ışık veren lamba gibi ak kor hale gelmemiz lazım” dedi.

DAVAMIZI İSİMLERİN ÜZERİNDE TUTMALIYIZ

Bilginin sevginin temelini oluşturduğunu ifade eden Yüce “Türk milletinin sevmenin davası olan milliyetçi hareketin öncelikle duygudan bilgiye dönüşmesi gerekir. Osman Batur’u bilmeyen adam Uygur Türkünü anlayamaz. İsimleri konuştuğunuz her yerde problem vardır. İsimlerin konuşulduğu her yerde problem olur. Davamızı prensiplerimizi isimlerin üzerinde tutmamız lazım” dedi. 

YÜREĞİMİZİ ORTAYA KOYACAĞIZ

Devletimiz yüzüncü yılına gelmeden sınırlarının tartışılır hale geldiğini söyleyen Mustafa Yüce “Sevr Antlaşması’nı paçavra gibi yırtıp ülkeyi bize teslim eden atalarımızın vasiyetleri çiğneniyor. Bizim paramızı yiyenler, bizim makamımızda oturanlar, devletimizin beslediği alçaklar Türk milletine düşmanlıkta en büyük mahareti gösteriyorlar. Aziz milletin adını söylemekten utanan, bu milletin vergisi ile beslenen alçaklar var. Derdimiz çok büyük. Türk milleti topyekun bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya. Bu mesele sadece pkk ile ilgili değil. Emperyalistler bir milletin zihnini çelmek için bin bir türlü mahareti orta koyuyorlar. Sosyal psikoloji ve propaganda tekniklerini bilmeden bir sonuca gitmek mümkün değil. Bugün Türk milletine, onun için ölmüş insanları şöyle anlatıyorlar ‘bunlar sizi yönetemez, bunların projesi yok, bunlardan bir şey olmaz’ gibi algılar oluşturdular. Bu algılara alet olmayalım. Aklımızı kullanmamız lazım. Küçük olsun benim olsundan ziyade hepimizin olsun. Bu davayı temsil edecek insanları seçiminde Nisa suresinin 58. Ayetini yetkili makamlar elini vicdanına koyarak yapmak zorundadır. Bu ayet emanetin ehline verilmesiyle ilgili. Peygamberimiz ‘emanet ehline vermezseniz Allah’a, kitaba, bana ve yaşadığınız topluma ihanet edersiniz’ diyor. Herkes aklını başına almalı. Bizim cebimizde ikinci bir ülkenin pasaportu yok. Çocuklarına diplomat pasaportu verip de kaçıracağımız bir yer yok. Lütfen arkadaşlarımızı uyaralım. Biz ölsek de bu ülkede ölmeliyiz. Bizim mezarımızı Allah düşmana çiğnetmesin ama son nefes son damla kana kadar mücadele edeceğiz. Türk milletine açık taahhüt vermeliyiz: Milliyetçi hareket geliyor seni bölmeye hiçbir güç yetmeyecektir. Ülkücüler Türk milletinin şansıdır, Türk milletinin geleceğidir, Türk milletinin özüdür, Türk milletinin bekasıdır. MHP ülkücülerin teşkilatıdır. Türk devletini korumanın ilk şartı Türk milletini yaşatmaktır. Biz olmazsak Türk milleti yok olacak. Birbirimize sırtımızı döndüğümüz yerde aramıza tel örgüsünü örerler. Bugün kimsenin gündemine gelmiyor. Çin zulmü altında ezilen kardeşlerimiz var. Kırım’da kardeşlerimiz var. Yüreğini ortaya koymayan adamlardan yol arkadaşı olmaz. Yüreğimizi ortaya koyacağız” dedi.

Çerkezköy Haber / Gülveren VATANSEVER