Avukatlar günlerini kutladı

Çerkezköy'de ve bölgede görev yapan Tekirdağ Barosu'na bağlı avukatlar bugün saat 14:00'de Çerkezköy Cumhuriyet meydanında "5 Nisan Avukatlar Günü"nü kutladı.

Çerkezköy 5.04.2019 18:10:00 0
Avukatlar günlerini kutladı

Cumhuriyet meydanındaki Atatürk Anıtına çelenk sunumu ile başlayan programda saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Tekirdağ Barosu Başkanı Sedat Tekneci günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.  Tüm meslektaşlarının Avukatlar Günü’nü kutlayan Tekneci “Tekirdağ Barosu olarak baromuzun bugünlere gelmesinde emeği ve katkısı olan önceki başkanlarına, yönetim ve disiplin kurulu ve denetim kurulu üyelerine, birlik delegelerimize, meslektaşlarımıza ve bizim ile birlikte emek veren baro çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum .Vefat eden eski başkanlarımız ve meslektaşlarımızı şükran ve rahmet ile anıyoruz.  5 Nisan Avukatlar Günü, dünyanın en saygın ve kadim mesleği olan,  savunmanın ve savunmanın örgütlü yapısı olan baroların; mesleki sorunlarını ve siyasal/toplumsal meselelerin tartışıldığı gündür. 5 Nisan Avukatlar Günü ayrıca mesleğin ve toplumun sorunlarıyla ilgili savunmanın örgütlü yapısı olan baroların görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştıkları bir gün olmasıyla ayrı bir anlam taşıyor. Bu durum avukatların ve mesleklerinin öneminin anlaşılması açısından son derece önemlidir” dedi.

 

 

“ÖNÜMÜZ KESİLİYOR”

 

Tekneci “ Tekirdağ Barosu’nun görevi ve hedefi sadece avukatlık mesleğinin ve avukatların sorunlarını çözmek, onların mesleki yönden ilerlemelerine ve geliştirmelerine destek vermek, hukuka katkıda bulunmak değildir. Bu görev ve hedefin yanında Tekirdağ baromuzun cumhuriyetin kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olmak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine getirmede öncü olmak, insan haklarını savunan, ülkemizin demokrasi yönünden gelişmesi konusunda katkı sunma görevi ve hedefi de bulunmaktadır. Tekirdağ Barosu olarak avukatlık kanunun bize yüklediği görev ve sorumlulukların yanında ayrıca savunmanın bağımsızlığı ve özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, yargıç tarafsızlığı, demokrasi, hukuk devleti temel hak ve özgürlükler en fazla duyarlı olduğumuz konuların başında gelmektedir. Bunların olmadığı yerde avukatlık mesleğinin yapılması mümkün değildir. Hukuk devleti olmayı tam olarak idrak edememiş, demokrasi geleneği olmayan ve insan hakları alanında ideal bir noktada olmayan ülkelerde ve ülkemizde birer hukukçu insan hakları savunucuları olarak işimizin ne kadar zor olduğu bilinmektedir. Hakim ve savcıların önünde dosyaların yığıldığı, örgütlenme haklarının olmadığı, buna karşılık emeklerinin gerçek karşılığının alınmadığı, adliyelerin katip ve mübaşir sayısının eksik olduğu, avukatların yeri geldiğinde serbest meslek, yeri geldiğinde kamu görevlisi olarak kabul edildiği ama kamu adına verilen bu yetkileri kullanmaya gelince birden çok engel çıkarıldığı, gece vakti bile göreve gönderilen Avukata yol ücretinin çok görüldüğü, dosya incelemede Avukatlık yasasına aykırı olarak engeller çıkarıldığı, yasal birtakım güvenceleri olmasına rağmen rahat bir şekilde soruşturma ve kovuşturmaya maruz kaldıkları ve bu eksende zaman zaman tutuklandıkları, yapılan her yanlışta adeta günah keçisi haline getirildiği, görev üstlendikleri davalarda müvekkil ile özdeşleştirildiği, pratikte yargının kurucu unsuru olan avukatların önlerinin tıkandığı, her gün adliyede görev ifa etmelerine ve adliyenin idari düzenine ilişkin birtakım kararlara imza atan birim olmasına rağmen Adalet komisyonlarında bulunmadıkları bir sistemde; hep birlikte hukuk zemininden uzaklaşmadan mücadele ederek bu engelleri aşma ve eksiklikleri tamamlama durumundayız” diye konuştu.

 

“120 BİN AVUKAT BULUNMAKTADIR”

 

Son zamanlarda mesleklerinin sorunlarının büyüdüğünü kaydeden Tekneci “ Bugün yaklaşık 120 bin avukat bulunmaktadır. Hukuk Fakültelerinde okuyan öğrenci sayısı ve stajyer sayısı 100 bin civarındadır. Bir an önce mesleğimize girişte sınav getirilmelidir. Öncelikle Devlet hukuki yeterlilik sınavı yapılmalı, bu sınavı geçenlerin avukatlık mesleğini seçmeleri halinde stajdan sonra avukatlık sınavına, hakimlik sınavı ve stajından sonra Hakimlik sınavına ve noterlikte de sıraya girmelerinin sağlanması gerekmektedir. 100’ün üzerindeki Hukuk Fakültelerinden mezun olan öğrencilerin yeterli eğitim almadan meslek hayatına atıldıklarını görmekteyiz. Bu da hukuka güveni azalttığı gibi meslektaşlarımızın mevcut ekonomik koşullarda  hayatlarını sürdürmeleri konusunda ciddi sorunlar ile karşılaşmalarına neden olmaktadır. Tekirdağ Barosu’nda yaklaşık 900’e yakın meslektaşımız faaliyette bulunmaktadır. Staj gören meslektaşlarımızın ve nakil gelen meslektaşlarımızın katılımı ile 2019 yılı sonunda bin kişilik bir Baro oluşacaktır. Günümüzde mesleğine yeni başlamış meslektaşlarımızdan ofis açanlar azalmakta, bağlı çalışan avukat sayısı artmaktadır. Bu dahi sınavın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir” dedi.

 

“ARABULUCULUK SORUNUMUZ VAR”

 

1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işçi davalarına arabuluculuk sisteminin getirildiğini kaydeden Tekneci, 1 Ocak 2019’dan itibaren de ticari davalara da arabuluculuk uygulanmaya başlandığını ifade etti.Tekneci “Özellikle iş davalarında her ne kadar arabuluculuk sisteminin yargının yükünü hafiflettiği hususu gündemde ise de anlaşmaların hangi kapsamda yapıldığı büyük önem arz etmektedir. Bir tarafta ekonomik anlamda güçlü işveren, diğer tarafta ekonomik anlamda güçsüz işçinin bulunduğu ortamda işçinin dayanma gücünün zayıflığı da göz önüne alındığında işçiyi, işverenin teklifine muhtaç etmenin adaletli bir çözüm olmadığı açıktır. Kaldı ki, yargılama sonucunda işveren ödemesi gereken bedelin yaklaşık yüzde 50 fazlasını ödüyor dolayısıyla daha adaletli çözüme kavuşuluyor iken, arabuluculuk anlaşması ile sonuçlanması durumunda işçi alması gereken ücretin yarısına dahi kavuşamadığı bilinen bir gerçektir. Arabuluculuk sisteminde bu durumların yaşanması dürüst işverenin bile işçinin ekonomik zayıflığından yararlanmaya ve daha az ücret alması için işçiyi anlaşmaya zorlamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle arabuluculukta güçler dengesinin sağlanabilmesi için zorunlu taraf vekilliği kavramının ivedilikle uygulanması gerekmektedir.  Arabulucu avukat olan meslektaşlarımız yönünden de bir takım mağduriyetlere yol açmaktadır. Arabuluculuk sisteminde şirketleşmeler başlamış olup, şirket arabuluculuğu ve bireysel arabuluculuk gibi eşitlik ilkesine aykırı kavramlar oluşmaktadır. Arabulucu sayısının da sınırlandırıldığı göz önüne alındığında arabuluculuk eğitimi alan birçok meslektaşımızın arabulucu olamayacağı açıktır. AyrıcaTekirdağ Barosu mensuplarımızın yarısından fazlası 5 yıl altında kıdemi bulunan meslektaşlarımızdan oluşmaktadır. Bu meslektaşlarımız sadece genç olmalarından, meslek kıdemlerinin az olmalarından dolayısıyla da arabulucu olamayacaktır. Eşitlik ilkesine aykırı olan bu durum meslektaşlarımız arasında menfaat çatışmalarına ve bölünmelere neden olmaktadır. Bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması 5 yıllık kıdemden sonra meslektaşlarımızın arabuluculuk eğitimi alarak CMK sistemindeki otomatik arabulucu olunmasının önünün açılmasını gerektiği kanaatindeyiz. Arabuluculuk sisteminin aile hukukunda da uygulanacağı öngörülmektedir. Aile hukukunda uygulanması halinde iş hukukundaki arabuluculuk sistemindeki gibi eşit güçlerin bir arada olmadığı dolayısıyla güçler dengesinin sağlanmasının mümkün olmadığı, fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddet gören eş açısından zarar yaratacağı açıktır. Ayrıca Avukatlık mesleğinin önünde başka hiçbir unvanın olmaması gerekir. Ülkemiz hukuku açısından da ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. Birçok kamuoyu araştırmalarında yargıya güvenin yüzde 20’ye düştüğü gerek Bakanlık gerekse Yargıtay Başkanlığı tarafından ifade edilmiştir. Ayrıca doğal Yargıç ilkesine aykırı birçok uygulamaları şahit olunmaktadır. Birçok meslektaşımız adil yargılanma ilkesinden uzak şekilde yargılanmaktadır. Bu nedenle biz avukatlar olarak yargıya güvenin en üst seviyeye çıkmasında ve hukukun üstünlüğü konusunda her şeyi yapmakta kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz” diye konuştu.

 

Haber/Faik Onur KAYA


0282 726 91 91
0282 747 65 10