Tekneci: Sorun yasalarda değil, uygulayıcılarda

Tekirdağ Baro Başkanı Sedat Tekneci, Gazeteci Şaban Kardeş'in hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programına konuk oldu. Ertelenen Tekirdağ Barosu seçimleriyle ilgili konuşan Tekneci, yargı reformu ile ilgili

Çerkezköy 10.03.2021 15:33:00 0
Tekneci: Sorun yasalarda değil, uygulayıcılarda

Ertelenen seçimlerle ilgili yöneltilen soruyu cevaplayan Tekirdağ Baro Başkanı Sedat Tekneci, “Avukatlık Kanunu'na göre ekim ayının ilk haftası seçim yapmamız lazım. Biz de ekim ayında seçim yapmak için genel kurul kararını aldık. Tam seçime bir gün kala seçimlerimiz ertelendi. Bu kez aralık ayına genel kurulu gündeme aldık. Yine aynı gerekçeyle, pandemi gerekçesiyle genel kurulumuz ertelendi. En son 6-7 Mart birinci seçim, 16-17 Mart da ikinci seçim olarak genel kurul kararını aldık. Biz yasamız gereği İlçe Seçim Kurulu’nun gözetimi altında seçim yapmak zorundayız. Anayasa’nın 135’inci maddesine göre de kamu kurumu niteliğindeki bir meslek örgütüyüz. Doğal olarak biz de istiyoruz ki diğer siyasi partiler veya sendikalar nasıl ki genel kurullarını yapıyorlarsa biz de yapalım. Fakat ilginçtir; Yüksek Seçim Kurulu genel kurul yapmamıza hep pandemiyi gerekçe göstererek izin vermiyor" dedi.

 

"MUHTALIK SEÇİMİ YAPILDI, BARO SEÇİMİ YAPILAMADI"

 

Son olarak ilginç bir olay yaşadıklarını kaydeden Tekneci, şöyle devam etti: "Son yaşanan olay çok ilginç. Biz 15 gün önceden listeleri verip İlçe Seçim Kurulu’na başvurunca, İlçe Seçim Kurulu Yüksek Seçim Kurulu’na sordu. Süleymanpaşa İlçe Seçim Kurulu aynı tarihlerde Tekirdağ’da 5 tane mahallenin muhtarlık seçimi olduğu, seçimler çakışabileceği için baro seçimlerinin ertelenip ertelenemeyeceği konusunu sordu. Yüksek Seçim Kurulu da ‘Baro genel kurulları eğer Pazar günü sokağa çıkma kısıtlamasına denk geliyorsa yapılamaz. Onun dışında yapılabilir. Muhtarlık seçimleri de genel kurullarla bağdaşmaz’ diye karar veriyor. Nitekim bizim seçimlerin yapılmasına 1-2 gün kala Süleymanpaşa İlçe Seçim Kurulu’ndan bize bir yazı geldi. ‘Sizin oy kullanacağınız pazar günü sokağa çıkma kısıtlamasına denk geldiği için yapılamaz’ dendi. Fakat biz o gün öğreniyoruz ki pazar günü Tekirdağ’da 5 mahallede muhtarlık seçimleri yapıldı ve binlerce insan oy kullandı. Eşitlik anlamında eğer pandemi varsa hiçbir seçimin olmaması lazım. Biz bir hukuk örgütünün başında olarak, sadece ben değil bütün barolar olarak bu konuyu gerçekten anlamakta zorlanıyoruz. Eğer bir pandemi varsa hiç kimsenin yapamaması lazım. Ne siyasi partilerin, ne sendikaların, ne de baroların. Ama bir kısmına yol verip bir kısmını durdurduğunuz zaman, çifte standart anlamında şüpheler oluşuyor. Ülkemizde zaten hukuka güvenilirlik oldukça gerilerdedir. Doğal olarak biz korkunç derecede üzülüyoruz, ülkemiz adına üzülüyoruz, hukuk adına üzülüyoruz.”

 

"TÜRKİYE’DEKİ YARGININ GELDİĞİ NOKTAYI GÖSTERİYOR"

 

Tekneci, “İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınladı, ‘katılım sayısı 300’ü geçmemek üzere’ şeklinde belirtti. Bizim yaklaşık olarak 80 barodan 300’ün altında üye sayısı olan baro sayımız 29’dur. Kilis ve Bitlis baroları ise kongrelerini yaptı. Bir kısım barolar yapıp İstanbul, Ankara, İzmir gibi toplanma sayısı 3 binin üzerinde olan hiçbir baronun seçim yapması mümkün değil. Otomatik olarak barolar delegeleri seçemeyince birlik başkanlığı ve yönetim kurulu seçimi de olmuyor.  Yüksek Seçim Kurulu’nda muhalif oy kullanan 2 tane üye var. Çünkü kararlar oy çokluğuyla çıkıyor. Yargıtay’dan gelen 2 değerli üye, ‘Avukatlık Kanunu’na göre bir düzenleme yapılacaksa ancak yasal düzenleme ile yapılmalı. Genelgeyle, İl Hıfzıssıhha Kurulları kararlarıyla hiçbir genel kurulu erteleyemezsin’ diyor. Yani Yüksek Seçim Kurulu da kendi içerisinde anlaşabilmiş değil. Kararlar oy çokluğuyla çıkıyor. Bu da açıkçası Türkiye’deki yargının geldiği noktayı gösteriyor” dedi.

 

"YARGIDA İNANILMAZ KARARLAR ÇIKIYOR"

 

Yargı reformu ile ilgili de konuşan Tekirdağ Barosu Başkanı Tekneci, şunları söyledi: “Yargı reformundaki ifadelere ben bir baro başkanı olarak imza atarım. Ben, yargı reformu gelmeden önce yasal düzenlemelerin de, anayasamızdaki düzenlemelerin de çok kötü olduğunu düşünen biri değilim. Standart anlamında baktığımız zaman, gerçekten yasalarımızda bir sorun yok. Sorun uygulayıcılarda. Ben İstanbul Üniversitesi 1986 mezunuyum. Benim hocam 1982 Anayasasını hazırlayan Orhan Aldıkaçtı’ydı. O’nun çok güzel bir sözü var. Der ki ‘Çok kötü bir anayasa iyi niyetli uygulayıcıların elinde iyi bir anayasadır, çok iyi bir anayasa da kötü niyetli uygulayıcıların elinde kötü bir anayasadır.’ Yani sorun uygulayıcılarda. Düşünün 6284 Sayılı Kanun olsun, kadına yönelik şiddetle ilgili yasalar olsun, yaptırımları ne kadar ağır ama bir bakıyorsunuz kadına şiddet uygulayan serbest kalıyor. Ne zaman sosyal medya devreye giriyor, ondan sonra değişiyor. Ben bir hukukçu olarak söylüyorum; sosyal medya hukuku olmaması gerekiyor. Uygulayıcılar eğer kararları yerinde uygulasalar, sosyal medya hukukuna gerek kalmayacak. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesi’ne imza atmış bir ülkeyiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesi bizim yasalarımızın üstünde. Hiyerarşide Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa ve yasalar.  Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin o kadar çok içtihatları var ki sadece o içtihatlara baksalar sorun çözülecek zaten. Maalesef yargıda inanılmaz kararlar çıkıyor.”

 

"TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİ İLE ORANTILIDIR"

 

Gazeteci Şaban Kardeş’in “Türk Ticaret Kanunu’nda bir düzenleme bekliyor musunuz? İcra İflas Kanunu halktan yana mı, adaletten yana mı, borçludan yana mı?” sorusunu cevaplayan Tekneci, “Türkiye’deki ekonomi ve icradaki sorunlar Türkiye’nin ekonomisi ile doğru orantılıdır. Pandemi nedeniyle vatandaşların kamu kurumu ve bankalara olan icra dosyalarının verilmesi engelleniyor. İcra dosya sayıları Tekirdağ özelinde minimum seviyededir. İşten çıkarmanın serbest bırakılması, kamu kurumları ve bankalara birikmiş borçlar açıldığı takdirde birçok icra dosyası gelecektir. Ekonomi düzelirse ne icra iflas kanununa gerek kalır, ne adliyeye ne de yargıya gerek kalır” dedi.

 

"EKONOMİ DÜZELMEZSE SORUNLAR DAHA DA BÜYÜR"

 

Tekirdağ genelindeki asayiş olaylarını ve aile içi şiddeti de değerlendiren Tekneci, “Son dönemlerde adliyelerde iş, aile ve icra mahkemelerinde yığılma olduğunu görürsünüz. Temelinde ise ekonomi yatmaktadır. Çünkü insanlar ekonomik anlamda sıkıntı yaşadığı zaman aile içerisinde sıkıntılar çıkıyor. Daha sonra Aile Mahkemelerinde boşanmalar artıyor. İnsanların ekonomisi kötü olduğu için borçlarını ödeyemiyor ve daha sonra icraya dosyaları gidiyor. Ekonomik sıkıntı nedeniyle fabrikalar kapanıyor ve istihdam da azalıyor. Bu sefer de iş davaları çoğalıyor. Ekonomi düzelmez ise bu sorunlar daha da yükselir” diye konuştu.

 

"ÜYELERİN YÜZDE 49’UNU KADIN MESLEKTAŞLARIMIZ OLUŞTURUYOR"

 

Tekirdağ genelinde bin 30 üyelerinin bulunduğunu kaydeden Tekneci, “Baromuzda üyelerimizin yüzde 49’unu kadın meslektaşlarımız oluşturuyor. Yönetimde dört kadın meslektaşımız var ve yeni seçimde listemizde ise 6 üyemiz olacak. Toplumun her alanında kadınlar, ekonomik ve sosyal alanda etkin oldukları zaman Türkiye’deki birçok sorunu çözeriz” açıklamasında bulundu.

 

"PANDEMİ SADECE AVUKATLARIN GENEL KURULUNDA MI BULAŞIYOR?"

 

Gazeteci Kardeş’in, “Kongrelerin zamanında yapılacağını inanıyor musunuz? Baro seçimleri daha ne kadar ertelenebilir?” sorusu üzerine konuşan Tekneci, şunları söyledi: “İki erteleme ile ilgili Bölge İdare Mahkemesine dava açtık. Yürütmeyi durdurma talebimiz reddedildi. Tekirdağ Bölge İdare Mahkemesi'nden herhangi bir karar çıkmadı ve sonucunu bekliyoruz. Türkiye’de hukuk olsa zaten yasal düzenleme ile erteleme olurdu. Bu gidişle İçişleri Bakanlığı genelgesi ya da YSK’nın bana göre hukuka aykırı kararı ile bu genel kurullar hiç yapılmayacak gibi gözüküyor. Biz yapmayalım, ona itirazımız yok. Ama siyasi parti ve sendika seçimi, muhtarlık seçimleri oluyor. Pandemi sadece avukatların genel kurulunda mı bulaşıyor? Mart ayında siyasi partilerin genel kurulları ve kongreleri olacak. Bize seçim yaparken 8 metre mesafe olacak diyorlar. Benim bin üyem var ve sekiz bin metrekarelik alan nereden bulacağım.”

 

"HİÇBİR KİRLİLİĞE İZİN VERMEYECEĞİZ"

 

Ergene’de yapılması planlanan 200 tesisli Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) halkın katılım toplantısının, çevrecilerin karşı çıkması üzerine yaşanan gerginlik nedeniyle yapılamadığını kaydeden Tekneci, “Bir hafta önce Danıştay’ın İdari Dava Daireleri Kurulu, baroların taraf ehliyetini bir oy farkla kabul etti. Biz kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve devlet felaketleriyle ile alakalı her davaya müdahil dilekçesi veriyoruz. Ama idari davada taraf ehliyetimiz kabul edilirken, ceza yargılanmasında maalesef barolar suçtan zarar görmemiş diye kanundaki yetkiye ve sorumluluğa rağmen bu konuda kabul görmüyoruz. Bölge İdare Mahkemesi ve Yargıtay kararlarının sonuçları olumsuz çıkıyor. İdari yargı bir oy farkı ile de olsa bizi taraf olarak kabul ettiği için Tekirdağ Barosu olarak Çerkezköy-Pınarça’da açmış olduğumuz termik santralle ilgili yürütmeyi durdurma kararı aldık. O raporda gerçekten tarım havzaları için 1/100000 ölçekli Trakya Çevre Düzeni planında mevcut OSB dışında hiçbir sanayi kuruluşunun kurulamayacağı, 1/25000 planlarda da aynı şekilde belirtilmiştir. Çerkezköy, Çorlu ve diğer OSB’lerde doluluk oranı yüzde 45’dir. Hala doluluk oranı düşükken, Plastik Üreticiler Kooperatifi 2 bin 800 dönüm yerde plastikle ilgili üretim yapmak istiyor. Plastik doğada çok zor çözülebilen bir üründür ve yüzyıllar sürmektedir. Türkiye’deki denetleme sisteminde, arıtmada ve doğaya salınmada kontrol mekanizmasının sıkıntılı olduğunu düşünürsek, Ergene Havzası'nın ne kadar büyük kirlilik göstereceğini görebiliyorsunuz. ÇED toplantısına giderek yazılı olarak itirazlarda bulunmuştuk. Bu konuda yargı yoluna da başvuruda bulunacağız. Tekirdağ Barosu olarak yaşadığımız coğrafyadaki hiçbir kirliliğe izin vermeyeceğiz” dedi.

 

Haber/Faik Onur KAYA


0282 726 91 91
0282 747 65 10