Türk Sağlık-Sen Tekirdağ Şubesi geçtiğimiz günlerde Bağlık Mahallesi Aile Sağlık Merkezi'nde bir doktor ve hemşirenin hasta yakınları tarafından darp edilmesini kınadı. Salı günü yaş
Bağlık Mahallesi Aile Sağlık Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına Türk Sağlık-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Yalçın Gür, Şube Başkan Yardımcıları Acer Çiçek ve Özcan Şen olmak üzere yaklaşık 100 civarında doktor ve sağlık çalışanı katıldı.
DOKTORU DARP ETTİ
İddiaya göre, geçen salı günü Bağlık Mahallesi Aile Sağlık Merkezi’nde görev yapan hemşire KezibanKaraözkan, 4 günlük bir bebekten topuk kanı almak istedi. Bebeğin ağlaması üzerine bebeğin anneannesi tarafından, bebeğin babası Doğukan Ö. (23) aranarak, bebeğin çok ağlatıldığı ve bir an önce sağlık Merkezi’ne gelip sağlık görevlilerine ‘günlerini göstermesi’ gerektiği söylendi. Sağlık Merkezine gelen öfkeli baba, hemşireye saldırmak isterken önce duvarları yumrukları ardından görevli hemşirenin üzerine yürüyünce araya giren doktoru darp etti.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK SALDIRILAR BİTMEK BİLMİYOR”
Meslektaşlarına yapılan bu şiddeti kınamak için Bağlık Mahallesi Aile Sağlığı Merkezi önünde toplanan Türk Sağlık-Sen Tekirdağ Şube üyeleri ve sağlık çalışanları yaşanan bu olaya tepki gösterdi. Basın açıklamasını okuyan Türk Sağlık-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Yalçın Gür, “Salgın döneminde şifa dağıtmak amacıyla tüm gücüyle hizmet etmeye çalışan sağlık çalışanlarına insanlıktan nasibini almamışlar tarafından saldırılar bitmek tükenmek bilmiyor. Son olarak Çerkezköy Bağlık Mahallesi Aile Hekimliğinde çalışan doktor arkadaşımız şiddete maruz kalmıştır. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Şu günlerde bu yaşananları görünce söylenecek sözlerin bile anlamı kalmıyor” dedi.
“TBMM’DE KABUL EDİLEN SAĞLIK DÜZENLEMESİ HAYATA GEÇMEMİŞTİR”
Başkan Gür, anında hapis cezası uygulanmadığı sürece sağlıkta şiddetin son bulmayacağını kaydederek,“Geçtiğimiz yıl TBMM’de sağlık konusunda bu düzenleme hayata geçmiştir. Ama görülüyor ki bu düzenleme uygulamada hayata geçmemiştir. Düzenlemenin yaptırımları hissedilmemektedir. Bu nedenle sağlık kurum ve kuruluşlarının ‘sıfır toleranslı alan’ ilan edilmesi önerimiz, süratle hayata geçirilmelidir. Buradaki herhangi bir suçun ertelenmesi, paraya çevrilmesi imkansız hale getirilip, hapis cezasıyla cezalandırma olması gerekmektedir. Salgın sürecinde bile böylesine korkunç olayların yaşanması yaptırımların ne kadar ağır olması tedbirlerin en üst düzeyde olması gerektiğini gösteriyor.
“İNSANLIKTAN ÇIKMIŞ BARBARLARA EN AĞIR CEZALAR VERİLMELİDİR”
Sağlık çalışanlarının artık sabrının kalmadığını söyleyen Gür, “Kınamakla, unutmakla ve münferit bir olay gibi göstermekle bu olayın ne bir sonu gelir ne de çalışanlar kendilerini güvende hissedebilir. Hastaları hayata tutundurmaya çalışırken kendi hayatlarını kaybetme endişesi yaşamalarına, sağlık çalışanlarının artık tahammül edecek sabrı kalmamıştır. Virüsle mücadele mümkündür ama bu şekilde sağlıkta şiddetle mücadele mümkün değildir. Bu nedenle bir kez daha vurguluyoruz; sağlıkta şiddete ağır yaptırım ve kesin çözüm ise en kısa sürede somut adımların atılmasıdır. İnsanlıktan çıkmış barbarlara en ağır cezalar verilmelidir. Şunu herkes iyi bilsin; sağlık bir ekip işidir bizim doktorlarımız tüm sağlık çalışanlarımız bizler için her zaman değerlidir. Onlara yapılan şiddet herkese yapılan bir şiddettir. Doktorlarımıza da maddi manevi, özlük hakları ve sağlıkta şiddet konusunda ne yapılırsa haklarıdır sonuna kadar, fakat ekibi bozacak ekip anlayışını bozacak onları birbirlerine düşürecek anlayışlara ve özellikle de şiddete karşı hayır diyoruz ve sonuna kadar hayır diyeceğiz. İnşallah bir daha böyle olaylarla karşılaşmayız. Ama bu kanun yasalaşmadığı sürece, zorlamalar olmadığı sürece karşılaşacağız ve eylemlerimizi yapacağız” ifadelerini kullandı.
Haber / Fatma Nur VURAL
