Gözden kaçırmayın

Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa; Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, CHP Tekirdağ Milletvekilleri İlhami Özcan Aygun, Nurten Yontar, Garnizon Komutanı Tuğg. Ahmet Uğurlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Candan Yüceer, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı Erdal Şenol, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Çerkezköy Kaymakamı Nazmi Günlü, Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, Kapaklı Kaymakamı Mustafa Gürdal, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Ahmet Çetin, Sahil Güvenlik Karakol Komutanı SG Yüzbaşı Can Çakıcı, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, AFAD İl Müdürü Taha Yasin Çekiç ve kurum personelleri katıldı.
KISA FİLM GÖSTERİMİ İZLETİLDİ
Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından 6 Şubat konulu kısa film gösterisinin izlenmesinin ardından başladı. Ardından AFAD İl Müdürü Taha Yasin Çekiç bir konuşma gerçekleştirdi.
“MİLYONLARCA İNSANIN YÜREĞİNDE DERİN BİR İZ KALDI”
Daha sonra konuşan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Candan Yüceer, 6 Şubat’ta yaşanan felaketin acısını hala en derinde hissettiklerini belirterek, “Bugün burada, yüreklerimizde derin bir acıyla hafızalarımızdan asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerini hatırlamak, unutmamak ve yitirdiğimiz canları anmak için bir aradayız. Aslında dünyada eşi benzeri görülmemiş hatta literatüre asrın felaketi olarak geçen bu depremler gerçekten hepimizin öncelikle yüreğinde, hafızalarında onarılması imkânsız bir yıkıma sebep oldu. 11 ilimiz bu depremlerden etkilendi. Binlerce bina yıkıldı. 50 Binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti. Binlerce insan yaralandı. Ama milyonlarca insanın yüreğinde derin bir iz kaldı. O gün insanlığın en büyük acısıyla karşılaştık. Ben de depremin ikinci günü deprem bölgesindeydim ve Allah'ım dedim. Hani ben bu kadar büyük bir acı bugüne kadar görmedim. Yaşamadım, bilmiyorum. Allah daha büyüğünü yaşatmasın. Allah bir daha asla bu acılarla bizi karşılaştırmasın. Ama o gün aynı zamanda şunu da gördük. Bir milletin acıda ortak bir şekilde sımsıkı kenetlendiğini ve dayanışmanın en büyüğünü sergilediği gündü. Enkaz altında kalan bir can için verilen mücadeleyi gördük. Ne mutlu ki biz de Tekirdağ olarak tüm kurumlarımızla, kuruluşlarımızla tüm hemşerilerimizle beraber bölgeye destek için seferber olduk. İtfaiyemiz, arama kurtarma ekiplerimiz, sağlık çalışanlarımız, mühendislerimiz, gönüllülerimizle birlikte bu acıya derman olmak için yola çıktık. Yardım tırlarımız, iş makinelerimiz, insani yardım malzemelerimiz, barınma desteğimiz, deprem bölgesine ulaştı” dedi.
“DEPREM DEĞİL TEDBİRSİZLİK ÖLDÜRÜR TEDBİR ALMAK DURUMUNDAYIZ”
Yüceer, “Elbette bu büyük acıdan ders almak için aynı zamanda buradayız. Ders alalım ki bir daha acıları yaşamayalım istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki deprem biz hazır olsak da olmasak da gelecek. Deprem dünyanın, ülkemizin bir gerçeği aynı zamanda Mavi Gözlü şehrimiz Tekirdağ'ımızın da bir gerçeği. Çünkü biz geçmiş yıllarda çok büyük yıkımlara sebep olmuş Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde olan bir bölgeyiz. Bizler Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluğumuzun farkındayız ve şehrimizi deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı daha dirençli hale getirmek için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda ilimizde 222 bin 630 binamızın tamamını coğrafi bilgi sistemiyle dijital sisteme aktardık ve bina hızlı tarama çalışmaları ile risk analizlerini hızlı bir şekilde yapıyoruz. 2025 yılı itibariyle kentsel dönüşüm strateji belgemizi tamamlayarak ilimizin öncelikli risklerini belirlemeyi ve dönüşüm sürecini hızlandırmayı hedefliyoruz. Bu kayıt sistemine baktık ki yapı stoğumuzun yaklaşık yüzde 50’si 1999 öncesi döneme ait. Dolayısıyla bu döneme ait tüm binaları daha hızlı taramak ve gerekli dönüşümü, güçlendirmeyi sağlamak bizim en büyük sorumluluğumuz. Ama sadece konutların yenilenmesiyle bu işte başarılı olamayacağımızı biliyoruz. Yerleşim alanlarının planlanması, mikro bölgeleme çalışmalarıyla zemin etütlerinin yapılması ve toplumsal farkındalığın yaratılıp sizin gibi akredite olmuş gönüllülerimizle beraber bir bütüncül bir yaklaşımla elbette depreme karşı tam dirençli oluruz. Bu kapsamda Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak ekiplerimizle birlikte geçmişten bugüne yaptığımız çalışmalar var. Başta tabii ki deprem olmak üzere sel, taşkın, heyelan, sıvılaşma gibi risk taşıyan alanları ilçe bazında belirledik. İlimizde yaklaşık 30.000 hektarlık alanda mikro bölgeleme çalışmaları yaparak çoklu doğal risk haritamızı hazırladık. İlimiz genelinde 1/25.000 ve 1/100.000 ölçekli Jeoteknik etütleri tamamladık. Planlı alanlarda parsel bazında yapı risk analizleri yüzde 95 ölçüde tamamlandı” ifadelerini kullandı.
“350 ADET AFET TOPLANMA ALANI BELİRLENDİ”
Afet'in ilk saatlerinde vatandaşların barınabileceği alanlar önemini yaşadığımız depremlerde bir kez daha gördüklerini kaydeden Yüceer, “Tehlike ve risklerden uzak toplam 350 adet afet toplanma alanı belirlendi ve bunları gerek tabelalarla gerek sosyal medya hesaplarımızla halkımıza duyurduk. Bu alanların sayısını her yıl revize ederek artırmaya çalışıyoruz. 893 hektarlık alanda 16 barınma alanı planladık. Bunların dokuzunun altyapı hizmetini tamamladık. 2025 yılı içinde de inşallah geri kalanının altyapı hizmetini tamamlamış olacağız. Büyükşehir olarak bütün ekip arkadaşlarımızın katkılarıyla hazırladığımız proje ile ne mutlu ki buna dair büyük bir ödül olan Altın Karınca ödülüne layık görüldük. Bu gururu yaşadık. İl bazında yaklaşık 1.600 adet binamızın depreme yönelik risk sınıfı belirlendi. Taleplerimizin değerlendirmeleri devam ediyor. Kandilli Rasathanesiyle beraber erken uyarı yapısal alarm sistemi kuruldu. Hedefimiz bu sistemi tüm ilimize yaygınlaştırmak özellikle risk teşkil eden organize sanayi bölgelerine, sanayi tesislerimize. Sayın valimizin önderliğinde AFAD toplantılarımıza düzenli olarak katılıyoruz. Görevlerimizi hızla tamamlamaya çalışıyoruz. Biz de 25 görevimizi tamamladık ama daha tamamlayacağımız 41 görevimiz var” şeklinde konuştu.
“DEPREM ÖLDÜRMÜYOR, TEDBİRSİZLİK ÖLDÜRÜYOR”
Candan Yüceer, “İşin özü şu, deprem öldürmüyor, tedbirsizlik öldürüyor. Bu yüzden her birimizin sorumluluğu çok büyük. Biz de bu sorumluluğu çalışmalarımızın en önüne, odağına koyarak inşallah Tekirdağ'ımızda yaşanacak olası bir felakette öncelikle can ve mal kaybı yaşamamak üzere Tekirdağ'ımızı güçlendirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ben burada bu acıyı unutmadıkları için, unutturmadıkları için, orada gösterdikleri dayanışma için tüm kurum ve kuruluşlarımıza, tüm gönüllülerimize, tüm hemşerilerimize yürekten teşekkür ediyorum ve bir kez daha hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı rahmetle anıyorum. Onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Geride kalanlara sabır diliyorum” dedi.
“MİLLETİMİZLE, DEVLETİMİZLE DE GURUR DUYDUK”
Ardından konuşan Vali Soytürk, “Meslek hayatımın son 10 yılını Hatay’da ve Kilis’te geçirdim. Bundan 1,5 yıl önce 5 yıl Kilis’teydim. Kilis’ten önce de İskenderun ve Dörtyol’da kaymakamlık yaptım. Dolayısıyla deprem olan her bir ili gezme, görme, dostlar edinme fırsatı buldum. Orada yaşadım ama şunu gördüm. Hakikaten Devletimiz büyük bir devlet. Bütün Devlet büyüklerimiz başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bölgeye defaatle geldi. Bütün Bakanlarımız defaatle geldi. Bütün Genel Müdürlerimiz geldi. Dokunabilecekleri her yere dokundular Allah razı olsun. Kamu görevlileri zaten işinin başında çalışıyordu ama başka şehirlerden de kamu görevlileri geldi. Bunların bir kısmı görevli olarak geldi ama bir kısmı gönüllü geldi. Bunun dışında birçok sivil toplum örgütü gördüm. Bunun dışında hiçbir sivil toplum örgütüne bağlı olmadan sadece Allah rızası için arabasına binmiş, eşya koymuş gelmiş ve orada çırpınanları gördüm. Tekirdağ’dan, Sakarya’dan, Yalova’dan ve daha pek çok ilden gelen vatandaşlarımız depremin ardından yaşanan yüzlerce artçı depremi yaşamalarına rağmen gelen yine de yardım etmeye devam ettiler. Elindekileri bitirip de geri dönmediler. Tekrar telefon ettiler, eşini, dostlarını çağırdılar. Bu bizim büyük bir millet olduğumuzu gösteriyor. Çok üzüldük çok yorulduk ama aynı zamanda Milletimizle, Devletimizle de gurur duyduk” dedi.
“TEKİRDAĞ’DA NE YAPMAMIZ LAZIM”
Soytürk, “Neler yapıldığından bahsetmek isterim. Kilis’te derhal konteyner kenti yerini tespit ettik depremin 1. günü. Milletvekillerimiz, Rektör Hocamız beraber bir karar verdik. Rektörlüğün şehir merkezinde bir yeri var. Konteyner kenti o gün belirledik, o gün altyapı çalışmalarını başlattık. Kalıcı konutlarla ilgili hızlı bir çalışma yaptık. Yeri tespit ettik, şuan kalıcı konutlarda bütün hak sahibi Kilisli hemşehrilerimiz kalıcı konutta kalıyor. Devletimizle hakikaten gurur duymamız gerekiyor. Şuana kadar harcanan para 75 milyar dolar. Bu rakam 100 milyar doları geçecek. Hakikaten, Devletimiz, Milletimiz, sivil toplum örgütlerimiz vatandaşlarımız elbirliğiyle bu seviyelere geldik inşallah önümüzdeki 1 yıl sonra hemen hemen yapılmayan kamu kurumu kalmayacak. Vatandaşlara teslim edilmeyen konutlar ve işyerleri kalmayacak. Bu anlamda Devletimize, Devletimizin temsilcilerine Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Bunları yaşadık, keşke yaşamasaydık ama az önce Sayın Başkanımızın da söylediği gibi Tekirdağ’da ne yapmamız lazım” diye konuştu.
DEPREMDEN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER VAR
Tekirdağ’da depremden önce yapılması gerekenler olduğunu altını çizen Soytürk, “Onları yapmamız lazım. Bunlardan 1’si kentsel dönüşüm. Deprem yönetmeliğinden önce Sayın Başkanımızın söylediğine göre binaları yüzde 50’si deprem yönetmeliğinden önce yapıldıysa çok önemli bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bunu tespit etmek çok önemli. Bildiğim kadarıyla Çorlu Belediyesinin de bir üniversiteyle böyle bir çalışması var. Kendi sınırları içerisindeki bütün konutları hızlı bir taramadan geçirerek hangisinde risk olup olmadığı konusunda çalışma yapılmış. Bu çok kıymetli bir şey ama bu daha işin başlangıç kısmı. Bunu projelendirmek ve bunu takip etmek, vatandaşları ikna etmek önemli. Biz çalışmamızı yaptık vatandaş razı olmuyor demek bence yetmez. Vali, Kaymakamlar, Belediye Başkanları olarak hep beraber vatandaşları ikna etmemiz gerekir çünkü depremden sonraki maliyet en az 10 katı. Dolayısıyla bu konuda da tüm belediye başkanlarımızın hem kentsel dönüşüm yapılacak riskli binaların tespiti hem vatandaşların ikna edilmesi, bunların projelendirilmesi akabinde de bütün siyasi kurumlarımız, bütün vekillerimizle beraber bunları takip etmemiz gerekir bu en önemli konularımızdan bir tanesi. İkinci bir konu 6 Şubat depreminde gördük. Arama-kurtarma ekibi sayısı çok önemli ama bir matematiksel hesapla dünyadaki bütün arama-kurtarma ekiplerini o gün o bölgeye yığsaydık, öyle bir gücümüz olsaydı gene yetmeyecekti. O gün olağanüstü bir gündü. Alan o kadar büyük ki bir Avrupa’daki orta büyüklükteki bir devlet alanında bahsediyoruz. O yüzden kendi ilimizde arama-kurtarma ekibini oluşturmak, sayısını artırmak çok önemli. AFAD Müdürlüğümüz bu konuda yoğun çalışıyor. Büyükşehrimizde, belediyelerimizde ekiplerimiz var. Onların sayısını artırmaya çalışıyoruz. Mesela Müftülüğümüz de bir çalışma yapıyor, imam arkadaşlardan bir arama-kurtarma ekibi oluşturmaya çalışıyor. Çerkezköy OSB’de böyle bir arama-kurtarma ekibi var. Bu çok kıymetli bir şey. Bunu yaygınlaştırmak istiyoruz. Bütün OSB’lerde arama-kurtarma ekiplerimiz olsun çünkü orada bir insan faktörümüz var, fabrikada çalışan insanlarımız var. Onlardan ekipler oluşturalım ve hızlı müdahaleler edelim” dedi.
“BİR AN ÖNCE HEPSİNİN TAMAMLANMASI LAZIM”
Vali Soytürk, “Kilis’ten gelince sorduğum ilk şey şuydu. Bir afet olduğu zaman konteyner kentleri kuracağımız alan var mı? Bir çalışma yapılmış, 16 tane yer tespit edilmiş, 9’unun altyapı çalışmaları tamamlanmış ama bir an önce hepsinin tamamlanması lazım. Bu anlamda da emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Alanları tespit ettik, kentsel dönüşümle ilgili çalıştık. Arama-kurtarma ekiplerimizi de artırdık. Bunlar kıymetli şeyler. Birde Sayın Paşamızın yaptığı çalışmadan bahsetmek isterim. Beşiktepe’de 1 çadırkent hazırladılar. Allah korusun 1 afet olduğu zaman bir hazırlık olsun diye. Biz bu Beşiktepe’deki çadırları konteyner kente çevirmek, sayısını artırmak istiyoruz. Allah göstermesin ama bizde bir deprem olduğu takdirde hazır halde durabilecek askeriyenin kontrolünde altyapısını hazırladığımız bir çalışma istiyorum. Beşiktepe’de Büyükşehir Belediyesinin, hayırseverlerin katkıları vardı. Bunu büyüterek AFAD’la bir protokolde imzalayarak, orada bir konteyner kenti şimdiden oluşturmak istiyoruz. Ayrıca Trakya merkezinde, Tekirdağ ilinin bir merkezi bölge olma durumu var. Dolayısıyla bütün yardımların toplandığı depoların burada olduğu bir sistemde gelecek. Biz onunla ilgili de çalışıyoruz. Hem depo merkezi olacak hem Edirne ve Kırklareli için de avantajlı olacaktır diye düşünüyorum. Ben başta deprem bölgesinde vefat eden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremde uzuvlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımıza sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Depremin ardından deprem bölgesine gelerek çalışmalara katılan askerimize, polisimize ve memurlarımıza, gönüllü giden arkadaşlarımıza başarı ve teşekkür belgesi vereceğiz. Bir kere daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
ARMALARI TAKDİM EDİLDİ
Protokol konuşmalarının ardından Tekirdağ’da hafif seviye arama kurtarma alanında akredite olan 8 ekipten oluşan 217 kişiye Vali Soytürk ve protokol üyeleri armalarını takdim etti. Ardından vatandaşlarımızın ve öğrencilerin afetler konusunda bilgilenmesi ve farkındalık kazanması için eğitimler vermek üzere akredite olan kişilere ve Hafif Düzey Arama Kurtarma Eğitmen Eğitimi Akreditasyon Ekibine armaları teslim edildi. Akabinde depremin ardından afet bölgesine farklı kurumlardan giderek bölgede görev yapan kurumları temsilen programa katılan personele Başarı ve Teşekkür Belgesi Vali Soytürk ve protokol üyeleri tarafından takdim edildi.
Haber / Sevay SÖNMEZ
Yorumlar
Yorum Yap