Seyyid Sinan BOZTEPE


AşÃ»ra mı Aşure mi?

AşÃ»ra, kıymetli Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) torunu olan Hz. İmam Hüseyin’in (as), Hicretin 61’inci yılı Muharrem Ay’ının 10’uncu günü Kerbela denilen vahşette şehid edildiği güne verilen addır. Yani AşÃ»ra, Arapça “onuncu gün” manasına gelir.


 Gerek Sünni gerek Alevi kaynaklar bir mesele üzerinde hemfikirdirler ki; Hz. Muhammed (sav) torunları Hz. İmam Hasan (as) ve Hz. İmam Hüseyin (as) daha küçük birer çocuklarken, onların şehid edileceğini Cebrail’den haber almış ve Cebrail ile birlikte Hz. İmam Hasan (as) ve Hz. İmam Hüseyin’e (as) gözyaşı akıtmışlardır, yani yas-ı matem etmiştir.

 
Deseler ki; daha torunları sağ iken onların akıbetine yas çekip, gözyaşı akıtan Peygamber hangisidir; görüldüğü o Peygamber Hz. Muhammed’dir (sav).
 
Ve deseler ki; şehid olacaklarının haberi küçük yaşta gelen Peygamber evlatları kimdir; görüldüğü gibi onlarda Hz. İmam Hasan (as) ve Hz. İmam Hüseyin’dir (as).
 
Ay Muharrem olunca da ilk akla gelen kimdir; o da Hz. İmam Hüseyin (as) ve beraberinde şehid edilen 72 mazlumlardır. İslam’ı ayaklar altına alınmaktan koruyan 73 şehid. İşte bunların şehid edildiği güne de “Aşûra” günü denir. Aşûra bir yasın, bir matemin, bir bağlılığın, bir sadakatin, İlahi bir aşkın günüdür.
 
Peki, bu Aşure nedir? Hz. Nuh Peygamber (as) zamanından kalma bir gelenektir. Aşur isminde yaşlı bir kadın, “Nuh Tufanı” diye bilinen felaketten kurtulup gemiden karaya ayak bastıktan sonra, herkesten birer parça yiyecek almış, bu yiyecekleri bir kazanda pişirmiş ve lokma olarak dağıtmıştır. O günden beri; Aşur ismindeki yaşlı kadının ismi ile anılan “Aşure Çorbası” pişirilir ve dağıtılır. Görüldüğü gibi Aşurenin Muharrem Matemi ile uzaktan yakından alakası yoktur. Ayrı bir olay üzerine ortaya çıkmıştır.
 
Biri çorbanın ismi, diğeri Yasın ve Matemin ismidir.
 
Tüm bunları neden yazdım? Her Muharrem Ay’ında, Hz. İmam Hüseyin’in (as) şehid edildiği İslam Peygamberinin torunlarına ağladığı bir günde, şenlik havası içinde “güle oynaya”, stantlar açarak, kaldırım üzeri tezgâhlar kurarak çorba dağıtılmasına karşıyım.
 
İşte bu Emevi oyunudur. Emevilerin Kerbela’yı unutturma çabasıdır. Daha doğrusu, Matemi sulandırma, çorbalaştırma çabasının sonucudur. Ne yazık ki Müslümanlar olarak bizlerde çoğu zaman bu oyuna bilerek veya bilmeyerek alet olduk.
 
Şimdi biz çorba yapmayalım mı diye düşünenleriniz olabilir, onlara da cevabım şudur; bende Aşure çorbası yapıyorum, hatta Çerkezköy’de ki Dergâhımızda her sene Aşûra merasiminden hemen sonra misafirlerimize topluca Aşure ikram ediyoruz, ama güle oynaya yani şenlik havası içinde değil. Bir cenazede dağıtılan helva nasıl yapılıp dağıtılıyorsa, bende çorbamı o atmosfer içinde yapıp ikram ediyorum.
 
Şimdi bunca açıklamanın üzerine ben de size sorayım; Aşûra günü mü önemli yoksa Aşure çorbası mı? Siz karar verin…
 
0282 726 91 91
0282 747 65 10