Harun PEHLİVAN


Maaş haczinde ücretin dörtte biri oranında haciz işlemi uygulanır

Yüzbinlerce çalışanın aleyhine açılan birçok icra dosyası bulunmakta.


 

 İcra dosyasına olan bu borçlara ilişkin yapılan icra takiplerinde, yasal itiraz süresi içinde itiraz edilmez veya açılan itiraz davasının reddedilmesinden sonra, icra dosyasının kesinleşmesi ile dosya borcunun tahsil edilebilmesi için alacaklı tarafından çeşitli haciz seçenekleri vardır. Banka hesaplarının sorgulanarak bulunması ve bu hesaplara haciz konulması, borçlu işçinin çalıştığı iş yeri tespit edilerek maaşına haciz konulması gibi…


İşçinin maaşının haczinde, ücretin dörtte biri oranında haciz işlemi uygulanmaktadır. Bu husus İş Kanunu’nun 35. maddesinde, işçinin ücretinin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceği emredici şekilde düzenlenmiştir. Bu husus kanunla düzenlediği için, aksine bir sözleşme veya işlem yapılması olanaklı değildir. Bu hususun tek istisnası, nafakaya ilişkin hükümlerdir.


Maaş haczinde, işçinin çalıştığı işyerine icra dairesi tarafından müzekkere yazılır ve müzekkerede yazılan borç miktarının maaştan 1/4 oranında kesilerek dosyaya ödenmesi emredilir. Daha sonra gelen başka hacizler varsa bunlar da sıraya alınır ve birinci dosya borcu bitince, sıradaki icra dosyalarına ödeme yapılır. İşveren, burada dosyanın doğrudan tarafı olmayıp 3. kişi durumundadır. Bu durumlarda, eğer maaş haczi için kendisine tebliğ edilen müzekkere gereğini yerine getirmezse, işveren bizzat borcun tamamından sorumlu hale gelecektir.


İşçinin banka hesaplarına yapılan hacizlerde, banka hesabına haciz uygulanması durumunda, hesapta bulunan tüm bedele haciz işlemi uygulanmaktadır.


Ancak bu durumun kanuna aykırı olduğuna dair uygulamada mahkeme kararları mevcuttur. Yani işçinin maaş hesabının bulunduğu banka hesabına banka tarafından kredi borcuna istinaden yapılan haciz işleminin kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir.


“…Dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu (İİK)'nin 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup haczedilecek kısım maaşın 1/4'ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildir. O halde, açıklanan hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız 1/4'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur.

 

 Mahkemece, taraflar arasındaki bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca davacı tarafça hesaba bloke konulmasına ve doğmuş olan borçlar için hesaptan kesinti yapılmasına muvafakat verildiği ve davalının yaptığı kesintinin kredi kartı alacağının tahsiline yönelik olması gerekçesiyle istirdat istemi reddedilmiştir. Yapılan bu değerlendirme de yerinde değildir. Zira, davalı tarafın davacının maaşının tamamını bloke etmesinin yasal dayanağı olmadığına göre davalının haksız biçimde tahsil ettiği parayı iade etmesi gerekmektedir…” (Yargıtay 11. HD, 19.06.2018 tarih, 2016 / 15030 E, 2018 / 4558 K)


Aksi olması durumunda, yani, hesapta bulunan paranızın tümüne haciz konması durumunda,  bankaya bu konuda yazılı bir talepte bulunabilir, talebiniz yerine getirilmez ise, bu durumda önce zorunlu arabuluculuk kapsamında ara bulucuya başvurmanız gerekecektir. Arabuluculuk aşamasında anlaşamamanız durumunda tüketici mahkemesinde dava açabilirsiniz.

0282 726 91 91
0282 747 65 10