1920 yılında tarihten gelen esareti kabullenmeyen bağımsızlık meziyetlerimizle var ettiğimiz meclisimizin üzerindeki kara bulutlar, ne yazık ki 2013 güneşimizi de karartmaktadır.
Türk Ulusu ve Anadolu tarihler boyunca hep emperyalist güçlerin vazgeçilmez hedefi olmuştur. Bu nedenle yaşadığımız sorunların kaynağını sadece içimizde aramak, bataklığı kurutmadan sivrisineklerle mücadeleye benzer.
Bağımsızlığımızın belgesi Lozan’ı halen tanımamış ABD, Türkiye ile ilişkilerini adım, adım Sevr’i hayata geçirme üzerine kurmuştur. ABD, yaptığı ikili antlaşmalarla Sevr’e giden yolun en mahrem kapılarını ardına kadar açtığı, bugün artık sır olmaktan çıkmıştır. ABD’nin Cumhuriyet’i halen içine sindiremeyenlerin gafletini, dalaletini hatta ihanetini nasıl anahtar olarak kullandığını ikili antlaşmalara bakınca alenen görmemek mümkün değil. Örneğin;
-ABD ile 23 Şubat 1945 tarihinde imzalanan ilk ikili anlaşmanın 2. maddesi şöyleydi: TC hükümeti, sağlamakla görevli olduğu hizmetleri, kolaylıkları ya da bilgileri ABD'ye teslim edecektir.' ABD’ye sınırları dahi belirlenmeyen hizmet sunmayı onaylayan bir meclisin bağımsızlık iradesinden söz edilebilir mi?
-27 Aralık 1949 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri ile ortaklaşa kurulan “Türkiye’de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu’nun (Fulbright) görev ve yetkilerini incelediğinizde tüm eğitim kurumlarımızın ABD’nin denetimi ve uygulamalarına nasıl teslim edildiğini görünce dehşete kapılmamak mümkün değil.
-1954 yılında devlet tekelini kaldıran Petrol Yasası’nın 136. maddesinde “Bu yasa yabancı şirketlerin izni olmadan değiştirilemez.” diyordu. Meclisin bu yasayı milli iradeyle onayladığını düşünmek mümkün mü?
-23 Haziran 1954 yılında, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Vergi Muafiyetleri Anlaşması yalnızca ABD şirketlerine vergisiz, gümrüksüz, denetimsiz ve yargı organlarından uzak, yasa üstü bir statü tanıyordu. ABD’ye özel kapitülasyonları meclis hangi iradeyle onaylamıştı?
-Yüzlerce askeri antlaşmalara, CIA’nın istihbarat ve basın mensupları ile olan ilişkilerine bakınca nasıl gaflet, dalalet ve ihanet bataklığına saplandığımızı anlamak hiç de zor değil.
Bugün meclisimiz, onlarca yıldır Sevr’e giden adımların final sınavı ile karşı karşıyadır. Meclisimizin, Cumhuriyet değerlerimizi üniter sistemimizde egemen kılarak gaflet, dalalet hatta ihanet adımlarını sorgulayıp, Türkiye-ABD ilişkilerinin yeniden değerlendirileceği Milli İrade Sınavını başarıyla vermelerinin kaçınılmaz ve tek çözüm yolu olduğuna inanıyorum.
Himmet ÇAKILCI
Emekli Milli Eğitim Şube Müdürü