Alaaddin’in Sihirli Lambası gibi ancak masallarda görülebilecek bir teklife özellikle yıllardır uyum içinde hareket edenlerin çatışma noktasına gelmesini anlamakta zorlanıyorum doğrusu.
Elbette mevcut dershanelerin ancak %20’sinin özel okula dönüşme şartlarını taşıdığını, kalan %80’nün öğretmenleri ile birlikte akıbetinin belirsizliği itirazın gerekçesi olarak görülebilir.
Ancak “bugüne kadar ne getirdiler de geri gönderildi?” anlayışı ile meseleye yaklaşıldığında özel okullar yönetmeliğinde bazı kriterlerin yumuşatılmasıyla bu mağduriyetin aşılması hiç de zor olmasa gerek.
Ayrıca, boşta kalan öğretmenlerin yazılı sınava tabi tutulmadan mülakatla kadroya alınacağı da açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen tarafların halen tartışmaların merkezinde olmaları düşündürücüdür.
Hatta Cemaat dershanelerini terör örgütüne benzetip, KCK gibi devlet içinde paralel bir yapılanma olduğu iddia ediliyorsa,
İçinde kötülükleri barındıran pandoranın kutusunu açma tehditleri atılıyorsa…
Aslında aysbergin görünmeyen yüzünde kopan kıyametin ancak dalgalarını görüyoruz demektir.
Demokrasilerin sigortası olan muhalefetin tutumu ise en az bu yaşananlar kadar endişe vericidir.
Çünkü devlet içinde paralel yapılanma iddialarını, pandora kutusunda nelerin saklandığını, özel okulların boş kontenjanlarının bakanlıkça doldurulmasını ve boşta kalan öğretmenlerin sadece mülakatla kadroya alınmasını sorgulamak yerine tartışmada taraf olup kol, kola pozlar vermesi ve okyanus ötesinde icazet arayışı içinde olması ise işin başka kaygı verici boyutudur.
Yorumlar