Son yıllarda ülkemizde üst üste Türklük ve Atatürk karşıtı haberler duyuyor ve okuyoruz. Bu saldırılara ve Türklük, Atatürk karşıtı tutumlara daha ne kadar tahammül edeceğiz bilemiyorum!
İki hafta önce Tekirdağ, Marmara Ereğlisi ilçesinde Atatürk büst ve heykellerine peşpeşe saldırılar yapıldı. Tekirdağ gibi bir ilde, Atatürk gibi bir lidere nasıl böyle bir saldırı yapmaya cesaret edilir, pes doğrusu!
Atatürk, Türk Milleti’nin büyük kurtarıcısıdır. Atatürk Türk Milleti’nin kurtarıcısı ve şu anda başımızdaki devletin kurucusudur. Türk Milleti'ne mensup biri nasıl Atatürk'e bu derece düşmanlık güdebilir?
Tekirdağ ve Trakya geneli ise, Çanakkale’de Türk Milleti’nin yazdığı destanın en önemli unsurlarından 19. Fırka’nın, 57. ve 27. Alayların hazırlandığı, toplandığı ve Mustafa Kemal’in komutanlığındaki bu birliklerin Çanakkale’ye yürüyüşünün başladığı topraklardır. Aynı zamanda Tekirdağ, şehrimiz açısından çok büyük önemi olan Namık Kemal, Mustafa Kemal ve Yahya Kemal’den dolayı da “Üç Kemaller Diyarı” olarak anılan şehirdir…
Tekirdağ, Gazi Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele’nin ilk kıvılcımlarından olan Trakya Paşaeli Cemiyeti’nin kuruluşunda, Cumhuriyetimizin kuruluşu ve inkılâpların milletimizin benliğine işlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Tekirdağ, Atatürk’üne ve Cumhuriyetin kazanımlarına her zaman sahip çıkmış mavi gözlü şehirdir.
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesinde Atatürk büst ve heykellerine yapılan saldırılar, hepimize bir kere daha şunu hatırlatıyor ki devletimize, milletimize, Cumhuriyete ve kazanımlarına ve nihayetinde devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız.
Bu yapılan saldırılar tabii ki bir provokasyondur. Ancak bütün bu saldırıları "provokasyon" yani “kışkırtma” olarak geçiştirmemek gerekir. Çünkü bu saldırıların zihinsel altyapısını oluşturan, millî şuûrdan yoksun bazı uygulama ve kararlar, söz konusu hain odaklara cesaret vermektedir. Şöyle ki; Andımız’ın kaldırılması, Ne Mutlu Türk’üm Diyene levhalarının indirilmesi, yakın zamanda Devlet madalya ve nişanlarından Atatürk kabartmasının kaldırılması, daha birkaç gün önce Kültür Bakanlığına bağlı müzik korolarının çoğundan Türk isminin kaldırılması, Atatürk’e açıkça düşman olan bazı tarihçi görünümlü Türk düşmanlarına okullarda, üniversitelerde kadro sağlanması ve konferans verdirilmesi gibi uygulamalar, bu saldırıları yapanlara cesaret veriyor
Saldırganın yakalanış anını izlediğinizde, aklının gayet yerinde olduğunu ve yakalandığı amda hiçbir korku, kaygı duymadığını görüyorsunuz. Resmen gülüyor hatta polislerle dalga geçiyor; "İstanbul'a gidip orada da yapacaktım, erken davrandınız, bu kadar çabuk olur mu ya...!" diyor bu soysuz. Bu özgüveni, cesareti nereden alıyor hiç düşündünüz mü? Çünkü, devleti yıkmaya and içmiş zihniyette olduğu ve PKK ile FETÖ'den farkı olmadığı halde o muameleyi görmeyecek bu soysuz.
Tabii, bu saldırılar karşısında gıkı çıkmayan STK ve birçok siyasi parti de işin başka acı tarafı...Hatta Atatürkçü Düşünce Derneği'nin dahi bu konuda bir açıklamasını görmedim, duymadım. Umarım ben gözden kaçırmışımdır.
Merhum Âkif'in dediği gibi; "Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır." Vefatının 24. yılında Türk Milliyetçiliğinin önder şahsiyeti Alparslan Türkeş'i rahmetle anıyorum.
Burak CANDAŞ