Amasız, fakatsız başta Ömer Halisdemir olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun. Gazilerimizi ve aileleri de şükranla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6'ıncı Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'ndeki konuşmasında şunları söyledi; “Bir daha ülkemizi benzer ihanet teşebbüsleriyle karşı karşıya bırakmamak için 15 Temmuz sonrasında çok kritik adımlar attık. Başta güvenlik birimleri olmak üzere fetö 'nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık.”
Lütfen burasını dikkatle okuyalım. Cumhurbaşkanı temizledik diyemiyor, büyük ölçüde arındırdık demekle yetiniyor. Eğer; Fetö hala kurumların içindeyse, kumpaslar devam edebilir. Peki bu kadar uzun bir süre geçmesine rağmen nasıl oldu da hain örgüt kurumlardan hala temizlenemedi?
Bu soruya cevap bulamaz, sonuca yönelik çözümler üretemezsek, hainler tekrar başımıza bela olabilir. Bana göre iki ana konuya gereken önem verilerek ısrarla üzerine gidilmediği için; kurumlar sızan hainlerden arındırılamadı. 1-Fetö nün siyasi ayağının üzerine gidilemedi, 2- Dış desteği her ortamda yüksek sesle dile getirilerek Fetö nün iadesi sağlanmadı. Özellikle Fetö’nün iadesi konusunda çok daha sert, kararlı ve ısrarlı bir şekilde sonuç odaklı ikna edici çalışmalar olmalıydı.
Asla kabul edemediğim bir konu da: TBMM kurulan araştırma komisyonunun kaybolan raporu. TBMM de"Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi ile Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu" adıyla kurulan araştırma komisyonu; TBMM' de grubu bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinin ortak iradesiyle oluşturulmuş ve 4 Ekim 2016'da çalışmalarına başlamıştır.
Çalışmalar Resmi Rapor verilmeden 4 Ocak 2017'de hukuken sona ermiş sayıldı ve maalesef resmi bir işlem yapılamadı. Fetö nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması ve cevap bulamayan sorularının üstü, gerçekler öğrenilmeden kapatılmış oldu.
Dış destek konusuna gelecek olursak: 15 Temmuz 2016 hain kalkışmanın arkasında kesinlikle ABD, NATO ve AB vardır. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı bir konuşmada “15 Temmuz 'u biz mi yaptık? 15 Temmuz'u fetö yaptı, arkasında bal gibi Amerika var. Bunu defalarca söyledim. Eğer olmasa adamı orada saklamaz, bize iade eder.” demiştir. Ancak bakan; üyesi olduğu hükümet’ in gereğini yapması için çaba göstermemiş ve Fetö nün iadesini sağlayamamıştır.
Üstelik ABD sadece hain kalkışmada Fetö nün arkasında değildir. Daha önce rahmetli Orgeneral Eşref Bitlis paşanın uçağının düşmesinden başlayarak Ergenekon kumpas davaları dahil olmak üzere TSK ya yönelik bütün itibarsızlaştırma kumpaslarının da tam merkezinde ABD ve NATO vardır.
Okurların bir kez daha dikkatine sunmak isterim; Bunlar Lozan’ı hala hazmedemediler, Sevr’i tekrar diriltme hayali peşindeler. İçimizden bazılarının da dost ve müttefik dediği adamlar, Güneydoğuda pyd-ypg diye adlandırdıkları pkk’nın uzantılarını desteklemiyor mu? Onlara silah cephane ve eğitim sağlamıyor mu? Sonra utanmadan NATO toplantılarında işid ile mücadele ortağımız diye yaptığını savunmuyor mu? AB ve Diğer NATO üyeleri bütün gerçekleri bilmesine rağmen sessiz kalıp destek vermiyorlar mı? Biz de hala NATO içinde kalmaya devam ederek, yok genişleme, yok yeni üye diye her istediklerine üç beş gün naz yapıp sonra evet demiyor muyuz?
Yahu adamlar hava savunma sistemi satmadılar, eksiğimizi gidermek için Rusya dan satın aldığımız S-400’leri bahane ederek üretim ortağı olduğumuz F-35 projesinden kovdular, üstelik ödediğimiz parayı da iade etmediler, resmen o paraya da çöktüler. Böyle eşkıya bir devletle müttefik, dost olunur mu?
Demek ki: ABD, AB ve NATO gibi dostunuz varsa düşman aramaya gerek yokmuş. ABD Yunanistan Dedeağaç a koca bir orduyu neden konuşlandırdı sanıyorsunuz. Boğazlardan ümit yok, Yunanistan üzerinden Egeye sahip çıkmaya çalışıyorlar. Fetö kalkışmasının bastırılmasıyla üzerimizde oynamak istedikleri oyundan vaz geçtikleri gafletine asla düşülmesin.
Milli Savunma Bakanı Orgeneral Yaşar Güler, 15 Temmuzla ilgili konuşurken; "Ergenekon kumpasında çok kıymetli, yetişmiş personelimizi kaybettik ve acısını daha sonra çok çektik. Onları kaybettiğimiz için fetö'cü hainler yönetimde kendilerine alan açarak şans bulmaya başladılar. Hepsi, yüzde yüz fetö operasyonuydu." dedi.
Tamam da paşam; bu hainlere kim alan açtı? Millet neyin, nasıl olduğunu eksiksiz ve doğru öğrenmek istiyor ki en doğal hakkıdır.
15 Temmuz direnişi ve mücadelesi bir partinin, bir ittifakın değil, bütün bir milletin direnişi ve zaferidir. Cumhuriyete ve Demokrasiye karşı yapılan ihanete Millet topyekun direnmiştir, bundan siyasi rant çıkartmaya çalışmak öncelikle Vatan, Millet ve Demokrasi için şehit olanlara haksızlıktır.
Aynı ihaneti bir daha yaşamamak için:15 TEMMUZ a nasıl geldik, neler yaşadık, kimler, nerede, nasıl hatalar yaptı, en önemlisi de Devlet yöneticilerinin tekrar Allah af etsin pişmanlığı yaşamaması için: UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM!...