Benim anlamadığım konu hemen her geçen gün Çerkezköy de yoğun bir şekilde yaşanan içme suyu sıkıntısı ile ilgili olarak genel başkana tek bir cümle edilmemiş, daha doğrusu edilememiş olmasıdır.
Bunu kim organize ediyor bilmiyorum, ancak kendileri açısından oldukça başarılı bir karartma çalışması yürüttükleri ortada.
Bu genel başkanın talimatı mı, yoksa kraldan çok kralcı olan bilmiş danışmanların marifetimi bilmiyorum.
Ancak genel başkanın halkın sorunlarını dinlemesine izin vermeyen bir yapının halkçılığın dan bahsetmenin çok ama çok zor olacağını biliyorum.
Belediyelerde bir sorun varsa, hizmetlerde aksama oluyorsa bunu görmezden gelerek, halının altına süpürerek çözebilen bir yapıyı bugüne kadar görmedim, duymadım.
İlimizde yaşananların da bu yöntemle unutulacağını, örtüleceğini düşünen varsa, peşinen en azından kendi adıma söyleyeyim yanılıyorlar.
Takip eden okurlar bilir, asla yalan söylemem kimseye iftira atmam, halkı ilgilendirdiğine inandığım konularda ucu nereye, kime giderse gitsin sonuna kadar kovalar, bulduğum gerçekleri halkla mutlaka paylaşırım.
Siyasette şeffaflığa inanır, söylemde bunu dile getiren, hatta bunun için taahhütname bile veren, ancak eylemde çok çabuk unutan siyasilerin maskesini düşürmeyi, makyajlarını temizletmeyi özel bir görev kabul ederek büyük zevkle yaparım.
Öncelikle o saygı değer danışmanlara bir çift lafım olacak.
Ne oluyor, neden korkuyorsunuz, basının yerel sorunlarla, belediye başkanlarının yönetimleriyle ilgili sorularını genel başkana iletmesine neden izin vermiyorsunuz.
Sakın vakit yoktu gibi saçma bir mazerete sığınarak cevap vermeyin ama.
Genel başkanın sosyal medyada yayımlanan neredeyse tüm katılımcılarla değişik pozlarla fotoğraf çekilmesine vakit buldunuz çünkü.
Olabilir, ona da saygı duyulur, ancak kurban bayramında Çerkezköy halkının susuz bırakılmasını açıklamaya yetmez.
Sorumlu Teski gibi gözükse de gerçek sorumlu bağlı oldukları eski T.B.B. Başkanından başlayan ve kolay değişebileceğine inanmadığım koyu partici bir kadroculuk anlayışıdır.
Teski üst yönetim kadrosuna parti yandaşı, liyakatsiz kişiler doldurulmuş olması sorunların kısa sürede çözüleceğine yönelik beklentiyi de yok etmektedir.
Üstelik seçmenler; beceriksiz bir başkandan sonra liyakatsiz bir başkan seçerlerse, onlar için yağmur duasına çıkmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor doğrusu.
Adaylık sürecinin daha en başında büyükşehir başkanının dört dönem milletvekilliği yapmış olmasının başkanlık için liyakate sahip olduğu anlamına gelmediğini yazdığımı hatırlarsınız.
Uyarılarım dikkate alınmadı, kupon belediye başkanlığına dört dönemlik eski vekil atandı seçmenler de onayladı.
Hizmetleriyle hayırlı uğurlu oluyor artık.
Üstelik bu vekilin peşin aldığı üç aylık maaşının çalışmadığı kısmını siyasi etik gereği iade etmesi gerekirdi, yapmadı.
Bunu yapan vekiller olduğunu örnekleriyle yazmama rağmen çalışmadan alınan maaşların iade edildiğine dair bir açılamaya rastlamadık.
Konuyu gazetedeki köşede Ö. ÖZEL e açık mektup başlıklı yazıda da dile getirdim.
Aynı durumda olan eski vekillerden çalışmadan aldıkları maaşları iade etmelerinin istenmesini, etmeyenlerin ihraç için disipline gönderilmelerini önerdim.
Geri dönüş alamadım.
Bu durumun Çerkezköy ziyaretinde soru olarak genel başkana sorulmasına işgüzar danışmanlar tarafından imkan verilmedi.
Ortada açık bir haksızlık var.
Bir taraftan emekliler açlığa mahkum edildi diyeceksiniz, asgari ücret mutlaka arttırılmalı diyeceksiniz, öte yandan çalışmadan, hak etmeden aldığı iki aylık maaşı iade etmeyen eski vekil siyasilerin partinizde bulunmasını hazmedecek, izin vereceksiniz.
Sonrada solcuyuz, sosyal demokratız, Avrupa daki sosyal demokrat akrabalarımızla ortak hareket edeceğiz diyeceksiniz.
Toplantılarınızda bir zahmet sorun bakalım; onlarda çalışmadan aldığı iki aylık maaşı iade etmeyen sol veya sosyal demokrat vekil var mı?
Olsa o vekillere karşı tutumları acaba ne olurdu?
Soramazsınız tabi ki, az da olsa utanırsınız herhalde.
K.KILIÇDAROĞLU nun çok sık kullandığı Peygamberimiz’in “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” hadisini, Hz.Ali, “Haksızlık önünde eğilmeyiniz , çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” sözlerini hatırlatırken, sol ideolojiyi savuna bir vatandaş olarak özellikle CHP nin suskun seçmenine vekillerin halka yaptığı haksızlığa karşı hala susacak mısınız diye soruyorum:
Unutmayın: HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR !..