Şaka değil Tekirdağ B.B. Başkalığının sorularımıza verdiği cevabı okudunuz. Hangi sorunun, hangi kanun, hangi maddesine göre cevaplanmadığını yazmaya bile zahmet etmemişler.
Demek ki; CHP li belediyelerde Milletin anayasal bilgi edinme hakkına saygı böyle oluyormuş. Şimdi CHP li vekiller TBMM de Bakanlıklara bilgi edinme kanunu gereği sordukları sorulara cevap alamadıkları zaman ne yapacaklar? Öyle ya bakanlar da kendilerine aynı şekilde cevap vermiyor mu? Hangi yüzle meclis kürsüsünden bağıra-çağıra sorulara cevap alamıyoruz diyecekler.
Sonuç o ki: CHP li belediye başkanları bakanların vekillere gönderdikleri cevaplardan kes yapıştır yaparak cevap için zorlandıkları sorulardan kolayca kurtulma yolunu bulmuşlar. Böylece dört dönem vekillikten sonra kupon belediye başkanlığına atanan başkanın da hangi konuda liyakati olduğunu öğrenmiş olduk.
Yani cevap verilmesi halinde sıkıntı yaratacak sorulara AKP nin mecliste yaptığı gibi uyduruk gerekçelerle nasıl cevap verilmeyeceğini iyi çalışmış ve aynen uyguluyor. CHP P.M ve MYK da o konudaki liyakatini yeterli bulunduğu için kupon belediye olan Tekirdağ BB. Başkanlığına uygun görmüş demek ki.
O zaman işinize geldiğinde; yerden yere vurduğunuz, işinize geldiğinde normalleşme, yumuşama diyerek can ciğer kuzu sarması olduğunuz AKP den ne farkınız kalır ki?
Sayın genel başkan sözüm sizedir: Kendini kanıtlamış, halkın güvenini kazanmış kalemini satmayan dürüst gazetecilerle polemiğe gireceğinize sorumluluğunuzun bilinci ile asli görevinizi hakkıyla yerine getirmeye bakın.
Daha önce de yazdım, tekrar edeceğim: İki ve daha çok dönem iktidarda olan CHP li belediyelerin kötü alışkanlıklarından vaz geçmek gibi çabaları olduğu yazık ki görülmüyor. Aynı tas, aynı hamam, şeffaflık falan seçimde iyi oy getirdi artık onlara hiç ihtiyaç kalmadı herhalde.
Ve siz ve P.M sadece seyrediyorsunuz. Önce oturduğunuz koltuklarda daha önce kimlerin görev yaptığını bir hatırlayın; Cumhuriyetimizin ve CHP nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İsmet İNÖNÜ, Bülent ECEVİT.
Söyler misiniz, hangisi; peşin aldığı üç aylık maaşın çalışmadığı iki aylık kısmını iade etmeyen milletvekillerinin CHP de siyaset yapmasına izin verirdi? Hangisi, çalışmadan aldığı iki aylık maaşı iade etmeyen birinin, dört dönem vekillikten sonra sırf değişim hareketine destek verdi diye büyükşehir belediye başkanı olmasına izin verirdi?
Dost acı söyler; Millet açlığa mahkum, kuru soğana muhtaçken CHP li e. vekillerin çalışmadan aldığı iki aylık maaşı iade etmeleri için ne yaptınız, ne yapıyorsunuz? Emekli aç gezerken eski vekillere ballı börek, böyle solculuk, sosyal demokratlık, böyle adalet olur mu?
Siz bunları yok sayarak görmezden gelirseniz, belediye başkanı da kendine emanet edilen halkın malı arsanın nasıl satıldığı konusundaki sorulara cevap vermeye gerek duymaz. Şeffaflık diye taahhütname imzalatıldı takan yok. Belediye başkanı satılan arsanın hangi şartlarda kime, hangi fiyata satıldığı sorularına cevap vermiyor. Bu muydu imzalattığınız taahhütnamedeki şeffaflık?
Taahhütnamedeki imzaya rağmen halkın malı, milyon dolar değerindeki arsa satışı konusunda hiçbir soruya cevap vermeyen CHP nin şeffaflık sözüne artık kim inanır? Ülkemizin bu sıkıntılı dönemden kurtulması için kuruluş ayarlarına dönmesi gerektiği kadar CHP nin de yumuşama, normalleşme arayışlarından çok gerçek değişimi, devrimci ruhunu canlandırarak aydınlanma devrimini tamamlaması gerekiyor. Türkiye nin değişmesi için önce CHP değişmeli, kuruluş ayarlarına dönmelidir. Bunun için de: CHP ARTIK YA OLDUĞU GİBİ GÖRÜNMELİ YA GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMALIDIR!..
Bilgi notu: Daha önce yazdığım gibi T.B.B. Başkanlığından cevabını alamadığım soruları CHP genel başkanı ve iki grup başkan vekili ile genel sekreter ve altı genel başkan yardımcısına e-posta ile göndererek büyükşehir belediyesinin yanlış işleminden dönmesi, sorularımın cevaplanmasını için gereğinin yapılmasını talep ettim. Gelen cevapları yine okurlarla paylaşacağım. Yılmak yok, halktan gizlenmeye çalışılan gerçek açıklanana kadar mücadeleye devam...