“Sokağa çarşıya pazara kulak kapayan bir hükümet olmadık. İnsanımızı enflasyona ezdirmedik. Aynı hassasiyet ile hareket etmeye devam edeceğiz.”
Değerli okurlardan bu tarihi ve yaptığım alıntıyı unutmamalarını rica ediyorum. 16 Temmuz 2024 AKP’nin sarı öküzünü verdiği gündür. Sarı öküzün hikayesini bilirsiniz, tümüyle anlatmaya kalkarsam köşede başka bir konuya yer kalmayacak. (Talep olursa daha sonra yazarım yine)
Her zaman, her kişi, her kurum ve kuruluş için sarı öküz hikayesinden değişik dersler çıkarılabilir. AKP için bugün çıkardığım ders: Yapılan hatanın her zaman bir bedeli olur; Hatalara devam ederseniz sonunuz bellidir. Konuyu getirmek istediğim noktayı okurların artık anladığını düşünüyorum.
O halde uzatmayalım: Konumuz, açlığa mahkum eden emekli maaşlarının sonuçları. Öncelikle emeklilerin maaş artışlarının hükümet kararıyla değil, 5510 sayılı kanunun ilgili maddesine göre yapıldığını iyi bilelim. SSK ve Bağ-Kur emekli maaş artışları senede iki defa TÜİK'in tespit ettiği enflasyon oranında yapılır.
Peki o zaman her altı ayda bir emekli maaş artışları neden tartışma konusu oluyor. Çünkü TÜİK enflasyon oranlarını gerçek değerler üzerinden değil, hazinenin istediği değerler üzerinden açıklıyor. Dolayısıyla açıklanan enflasyon halkın yaşadığı enflasyonun en çok yarısı kadar oluyor.
Maaşında gerçek enflasyon oranının yarısı kadar artış olan emekli her altı ayda maaşı eridiği için sürekli fakirleşiyor, açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalıyor. Emekliye bu zulmü yapanlar ya kul hakkını bilmiyor ya da kul hakkına inanmıyor.
Gelelim yazının giriş paragrafına: Bu şartlarda yaşam mücadelesi veren emeklileri unutmuş olacak ki Sayın Cumhurbaşkanı “insanımızı enflasyona ezdirmedik” diyebildi. Konuşmasını izlerken inanamadım. Nasıl yani dedim; emekliler yıllardır TÜİK'in enflasyon oranı hesapları ile açlığa mahkum hale getirilmişken; Cumhurbaşkanı, insanımızı enflasyona ezdirmedik diyebilir mi?
Üstelik de TV başına geçerek kuşa dönmüş maaşlarına yapılacak “refah payı” müjdesini bekleyen emeklilere bu yapılır mı? Emekliler ülkeye böyle bir muameleyi hak edecek ne yaptı ki? Oldu olacak bakanlardan biri çıkıp “enflasyona ezilmenin” daha nasıl olabileceğini anlatsın da emekliler “nasıl ezilmediklerini” anlasın ve şükretsinler!
Ama bakın şimdi; emekliler “insanımızdan sayılmazsa” o zaman sorun yok, artık rahatlıkla insanımızı enflasyona ezdirmedik diyebilirler. Emeklilerin ezici bir çoğunluğu AKP’ye destek verirken söylenen her sözü sorgulamadan doğru kabul ediyor ve düşünmeden oy veriyordu. 22 yıllık AKP iktidarları bu günlere böyle geldi.
Ancak bu defa açlıkla baş başayken, TÜİK'in enflasyon oranları yüzünden ezildiği görmezden gelinerek, ezdirmedik denilmesini kabul etmiyor. Çünkü enflasyonu kendi yaşıyor ve eziliyor. Hazinenin kasasının tam takır olmasının sorumlusu emekliler gibi faturanın kendilerine kesilmesi hakikaten kabul edilir gibi değil.
Emeklilerin bir kısmı yine bir maaş artışı döneminde TÜİK gerçeğini gördü, uyandı ve 31 Mart seçimlerinde AKP tercihinden vazgeçti. Çok kritik ve önemli bir tercihti. Haziran-Temmuz ayı başında AKP emekli maaşlarında artış için toplantı üzerine toplantı yaptı fakat beklenen artışı gerçekleştirmedi.
Emekli, TÜİK oranlarına mahkum edilmesi karşısında kendini kandırılmış hissetti, güvenini kaybetti. Bu tutum emeklilerin AKP’den duygusal kopuşunu hızlandıracaktır. Emekli, 2023/14 Mayısta verdiği oydan pişmanlık duyarak, erken seçimi bekler hale geldi. AKP yaptırdığı ilk kamuoyu araştırmalarında bu sonucu daha net görecektir.
Büyük ihtimal Ocak ayını beklemeden bir bahane yaratarak emekli maaşlarında bir artış yapacaklar ama bu artış emeklinin geri dönüşünü sağlar mı, ya da ne kadarını geri döndürür bilemem artık. Çünkü bu kesim artık AKP’ye güvenini kaybetmiştir. Güven çabuk kaybedilir ancak zor kazanılır.
Damat beyin anlattığı “halk Cumhurbaşkanını çok seviyor, güveniyor, aya duble yol yapacağız dese inanırlar” efsanesi artık sona erdi. Günün sonunda sorumlu maliye bakanı olacak gibi gözüküyor.
2023/14 Mayıs seçimleri ile 2024 31 Mart seçimleri sonuçları bence partiler ve araştırmacılar tarafından tam olarak analiz edilemiyor. Onun için de partiler seçimlerin yenilenmesi konusunda politika geliştirmekte zorlanıyorlar.
Ortak beyan edilen tek gerçek; yeni seçilen milletvekilleri iki yılı doldurmadan emeklilik hakkına kavuşamayacakları için 2025 Hazirandan önce seçimlerin öne alınma kararı TBMM'den çıkma imkanı olmadığıdır. Ne kadar acı ve utanç verici değil mi?!