Mal bildirimini: 3628 sayılı kanunun 6. maddesi gereğince: Seçimin kesinleşme tarihini izleyen iki ay içinde, görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda da bir ay içinde: Belediye başkanları içişleri bakanlığına, milletvekilleri TBMM başkanlığına verir.

Bilindiği gibi CHP seçimde belediye başkan adaylarından imzalı olarak Halkçı Belediyecilik Taahhütnamesi aldı. Bu uygulamanın haklı ve yerinde bir talep olduğunu ancak aceleye getirildiği için taahhütnamenin eksik hazırlandığını görüyorum. Mesela taahhütnameye uyulmadığı zaman belediye başkanına bir yaptırım olacak mı, belli değil. Ancak yine de başlangıç için iyi ve örnek bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Taahhütnamenin bir maddesinde Belediye başkanı; “Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi gereğince hiçbir istisna olmaksızın halka hesap vereceğime, bu yaklaşımla kişisel mal varlığımı her yıl sonunda kamuoyuna eksiksiz ve geciktirmeden açıklayacağım’ a, söz veriyorum.” diyor. Taahhütnamede verilen sözün; kendileri tarafından düzenlenen mal varlığının açıklaması mı, yoksa devlete verilen mal bildiriminin halkla paylaşılması mı olduğu konusunda bir netlik yok. Halka hesap verebilirlik ve şeffaflık adına olacak mal bildirimi için kanun ve yönetmeliğe uygun, devlete verilen mal bildiriminin aynen halka açıklanması gerekir.

Devlete ayrı, halka ayrı mal bildirimi vermek, bu duruma sessiz kalarak kabul etmek; yaptığı yolsuzluğu gizlemek isteyen harami belediye başkanları ve milletvekillerine fayda sağlar. Belediye başkanı ve milletvekilleri göreve başlarken ve ayrılırken verdiği mal bildirimini izin almadan ve kanunda değişikliğe gerek olmadan halka da açıklayabilirler, mutlaka açıklamalıdırlar. Bunu yapmalarında yasal bir kısıtlama yoktur. Böyle olursa seçmen kimin, kim için, nasıl çalıştığını görme imkanı bulur. Çürük yumurtalar ortaya çıkar.

Yapan çıkar mı? Asla çıkmaz. Bilirler ki; duvardan bir tuğla çekilirse duvar yıkılır ve altında kimin kalacağı hiç belli olmaz. Yapmazlar. Seçimlerin üzerinden iki ay geçti. Verdiği sözü tutarak 3628 sayılı kanuna ve yönetmeliğe uygun mal bildiriminde bulunan bir belediye başkanı oldu mu, merak ediyorum. Daha doğrusu kanun gereği devlete verdiği mal bildirimini aynen halkla da paylaşabilen tek bir belediye başkanı var mı? Yazık ki: Yok, olmayacak. Çünkü halk maalesef bu konuda duyarsız ve çoğunlukla tepkisiz kalıyor.

Duyarsızlık, tepkisizlik önce aile ve yakın çevreden başlar. Eş, evlat, anne, baba, kardeş; belediye başkanı veya Milletvekili maaşıyla o hanlar, katlar, yatlar, bunca döviz, altın, kripto para alınır mı? Bilmez mi, zenginleşme fark edilmemiş olabilir mi? Olamaz. Peki; yakın çevre haramiye neden göz yumar? Haraminin yakınlarına sesleniyorum: Hırsızlığa göz yumarak, sessiz kalarak; yaşadığınız topluma, hatta torunlarınıza ve milletin geleceğine zarar verdiğinizin farkında değil misiniz? Rahmetli Anneniz, babanız, öğretmeniniz size böyle mi öğretti? Sahi, ağzınızdan düşürmediğiniz Atatürkçülük bu muydu? Siz onu şehrinize ihanet ederek; imar ve ihale rantını paylaşmak olarak mı anladınız.

Düne kadar yolsuzluk var, hırsız var diye bağırıyordunuz, şimdi hiç utanmadan oradan gelen rantı paylaşıyor, yiyor, içiyorsunuz. Haram, zıkkım olsun. Demek ki sizinki yapınca hırsızlık olmuyor muş! Tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenlerin tümünün Allah belasını versin!

Bence tam da bu anlayış için; yapanın yanına kar kalmaması isteniyorsa mal bildirimi eş ve çocukların da ötesini; anne, baba, kardeş, amca ve kuzenleri de kapsamalıdır. Çünkü harami çaldığı mala kaynak göstermek için akla hayale gelmeyecek senaryolar yazıp siyaset sahnesinde sergiliyor. Mal bildirimi kanunu yolsuzlukları önlemek için artık tek başına yetersiz kalıyor. Yıllar boyu haramiler kanunun arkasından dolaşma yolu ve yöntemini buldu, hatta onu da aşarak yol geçen hanı haline çevirdiler. Onun için ülkemiz yolsuzluklar ve kara para liginin üst sıralarında yer alıyor.

Halen ülke olarak OECD’nin Mali Eylem Gücü’nün (FATF) açıkladığı Gri listenin başlarındayız. Buradan bir an önce çıkmak, sonra tekrar aynı duruma düşmemek için acil olarak mal bildirimi kanunundan başlayarak yeni yasal düzenlemeler yapılmalı, yolsuzluk ve kara parayla mücadele sıkı şekilde sürmelidir. En önemlisi; 2003’te yürürlüğe girmeden kaldırılan “nereden buldun “yasasının yolsuzlukla mücadele için ne kadar önemli olduğu gerçeğinden hareketle acilen yürürlüğe konması gerekir. Yolsuzluk ve yoksulluktan kurtulmak istiyorsak; nereden buldun yasası olmazsa olmazımız olmalıdır.

Yoksa yaşanan çürümüşlüğün sonu çöküş olacak!. Hiç olmazsa bunu görelim artık!...