Toplumsal hafızanın geleceğe aktarılması açısından önemli.
Örnek vermek gerekirse günümüz ekonomik koşullarını sonraki yüzyıllarda tam manasıyla anlayabilmek için bugünkü parametreleri ortaya koymanız gerekir. Aksi takdirde bugün akaryakıt şu kadar para, ekmek şu kadar lira diyerek geleceğe sağlıklı bilgi aktaramazsınız. Bunu yaparken döviz, altın, ekmek, yağ, şeker ve benzeri temel ölçüleri ortaya koymak gerekir.
Bir yıldır sağanak halinde yağan zam yağmurunda akaryakıt fiyatları son zamlarla birlikte Tekirdağ ölçeğinde benzin 28,49 TL, mazot ise 27,92 TL’ye ulaştı. Bunu gelecek yıllarda daha anlamlı yorumlayabilmek için döviz kurundan da bahsetmek gerekir. 11 Haziran 2022 itibariyle 1 gram altın 1.030 TL’ye, 1 çeyrek altın 1.679 TL’ye ulaşırken, 1 ABD Doları 17 TL’yi, 1 Euro ise 18,01 TL’yi aşmış durumda. Şimdi 50-100 yıl sonra bunu okurken belki de “Ne var ki, bugün 1 Dolar 500 TL’ye ulaşmış durumda…” da denilebilir Allah korusun. İşte bunu da doğru aktarabilmek için bu anormal yükselişin ne kadar zamanda olduğunu ortaya koymak gerekir.
Dolar tam 1 yıl önce 11 Haziran 2021’de 8,43 TL idi. Aynı tarihte Euro 10,28 TL, Altın gramı ise 522 TL, düğünlerde artık göremez hale geldiğimiz çeyrek altın ise 835 TL imiş. Gördüğünüz gibi 1 yılda yaklaşık % 100 oranında artış var. Bu ortamda Türk Lirasının ne kadar değer kaybettiğini bir düşünün! Sadece 2021 yılı başı ile sonu arasında Türk Lirası % 75 değer kaybetmişti. Sonraki gelişmeler zaten ortada…
Peki döviz ve altında bunlar olurken ülkemizin kanayan yarası asgari ücrette durum nedir? En son 2022 yılı başsında yaklaşık % 50 zam yapılmıştı asgari ücrete. Peki alım gücü nereden nereye geldi? Şu anda asgari ücretin dolar karşısındaki durumu nedir ona da son 5-6 yıl ölçeğinde bakalım: 2016 yılında net 1.300 TL olan asgari ücret 545 dolar ediyormuş. 2017 yılında 1.404 TL iken de 487 dolar ediyormuş. 2022 yılına geldiğimizde 4.253 TL olan asgari ücretin dolar karşılığı 301 dolar olmuş. Asgari ücretlinin maaşı dolar karşısında neredeyse yarı yarıya erimiş. Peki alım gücüne bakarsak durum nedir?
Geçtiğimiz yıl 1,25 TL olan ekmek şu anda 3,5 – 4 TL, Yine 1,25 olan simit şu anda 3-4 TL arası. Çerkezköy’de birkaç yıl önce 500 TL – 1.000 TL arası olan kiralar şu anda 3.000 – 6.000 TL arasında. Asgari ücretli işçilerin yoğun olduğu ilçemizde kira, ulaşım, su, elektrik, doğal gaz, ekmek her geçen gün korkunç şekilde artıyor. Bu gidişat sosyal bunalımlara yol açmadan nasıl duracak? Hazine ve Maliye Bakanının bozuk Türkçesi ile verdiği bilimsellikten uzak hamasi söylemleri bu gidişatı durduracak gibi görünmüyor. Çünkü herkes onun gözündeki ışıltı veya uyuyup uyanma teorisi ile işlerin düzelmeyeceğinin farkında…
Peki çözüm nedir? Çözüm, şahsi kapris ve iç siyasi tartışmaların ötesinde milli bir mutabakatın oluşturulmasıdır. Seçimler yaklaştıkça ülke gündemini savaş ve terör ile gerip insanların duygularıyla oynama devrinin bittiğini düşünüyorum. Ülkede erken veya zamanında olacak seçimlerde samimiyetin kazanacağını umuyorum.
Umarım seneye bu ekonomik koşulları daha iyi şartlarda yorumlamak nasip olur.
Burak CANDAŞ
Yorumlar