Aslında bu caddenin adı Malkoçoğlu Caddesi'dir.
İlçe halkının resmi caddelerin adını bilmesine yönelik bir merakı olmadığından bu caddeye Hastahane Caddesi adını takmışlar.
Sözü edilen caddenin hemen girişinde bir zamanların meşhur ANFİ Tiyatrosu da mevcuttur.
Cadde trafiği de kalabalığı da kaldıramıyor.
Özellikle işçilerimizin vardiya saatlerinde bu caddenin sıkıntıları had safhaya ulaşıyor.
Deyim yerindeyse adeta tıkanıyor.
Şehit Doğan Çubuk Sokak’ından tek şerit olarak gelen arabalar Malkoçoğlu Caddesi'ne akıyor.
Anfi'nin alt kesiminde hükümet konağına doğru tek şerit olarak hizmet veren Şehit Doğan Duran Sokağı ise trafik yoğunluğu ile ayrı bir problem olarak insanımızın dikkatinden kaçmıyor.
Hastahane, merkeze yakın olduğu için insanlar çoğu zaman yaya olarak ulaşmaya çalışıyor.
Böyle olunca da kaldırımlar, yayaların gidiş -gelişinde yetersiz kalıyor.
Hele Pınarça Deresi üzerinde kurulan Halit Tokuç Köprüsü yayalara cehennem azabı yaşatıyor.
Köprünün her iki tarafına yayaların geçişi için yapılan kaldırımlardan bir kişi zor geçebiliyor.
Daha önceleri Tıpkı Kanbur Köprüsü'nden geçen yayaların çektiği çile gibi...
Mezkür köprü yapılırken çok az bir nüfusa sahip olan Fatih Mahallesi, şu anda en işlek cadde olarak halkımıza hizmet veriyor.
Bu köprünün her iki tarafına yapılan yaya geçişleri elverişli değildir.
Bir kişinin zar zor geçtiği kaldırımların mutlaka genişletilmesi lazımdır.
Birçok resmi kurumun bu mahalleye taşınması günün her saatini halkımız yoğun olarak yaşamaktadır.
Adalet Sarayı'nın, Çerkezköy Devlet Hastahanesi'nin, Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği'nin ve SGK Kurumu'nun Fatih Mahallesi'nde olması insan ve trafik yoğunluğunu oldukça artırmıştır.
Diğer yandan, ortaöğretim okullarının Ambardere'ye kaydırılması, villaların bu alanda pıtrak gibi çoğalması, Hallaçlı'da dinlenme köy evlerinin giderek çoğalması ve bilhassa otoban girişinin buradan verilmesi insan ve trafik yoğunluğunun sebebi olarak gösteriliyor.
Malkoçoğlu Caddesi'nin bu denli yüklü, yoğunluk kazanması insanların zaman zaman mırıldanmasına ve yakınmasına vesile olmaktadır.
Çünkü diğer caddelerle kıyaslandığında verdiği büyük hizmetlerin karşılığını bugüne kadar maalesef alamadığını görüyoruz.
Sıkı insan selinin akışına ve büyük marketlerin bu cadde üzerinde toplanmasına rağmen, yeterli ölçüde bakıma ve kâfi derecede estetik görüntüye önem verilmemesi ayrı bir mesele olarak değerlendirilmektedir.
İşin ilginç yanı bunca yoğunluğa rağmen kaldırımlarında ağaçların çok seyrek hatta yok denecek kadar az olması caddeyi estetik görüntüden mahrum bırakıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Fatih Mahallesi, yıllardır belediye hizmetlerinden uzak tutuluyor.
Mahalleyle ilgili hizmet şikayetlerini Mevlana İlkokulu ve Ortaokulu istikametinde de görmekteyiz.
Bu okullara gidiş geliş veli ve öğrencilere tam bir kâbus yaşatmaktadır.
Kaldırımlar düzgün ve yeterli değildir.
Bir tarafı yeşil alan olduğu için kaldırımı bile yoktur.
Böyle olunca paydos saatleri trafik denilen bir şey kalmıyor.
Yollar öğrencilerle işgal ediliyor.
Bir an evvel okulların bulunduğu mıntıkada öğrencilerin kullandığı kaldırımlar günün şartlarına göre bir düzene konulmalıdır.
TUĞGÖR KARAHAN