“Yav gazatacı nereden çıktı bu sopa mevzusu?” diyecek olan okurlarımız için birkaç kelam edeyim istiyorum.
Efendim 17 Aralık olayları sonrası ampulün bu cihetteki voltajının kesildiğini düşünenler anketlerdeki 4 puanlık farka takılmadan “CHP Tekirdağ’da sopayı aday gösterse seçimi alır” demeye başlamışlardı.
Genel Merkezlerinin “Bizim üc-bejler adayın Tekirdağlı olup olmadığa, malı götürme iddiasıyla yargı karşısına çıkıp çıkmadığa bakmaz, onların baktığı tek şey partimizin amblemidir.” Diye düşündüğüne inanan bu tayfanın beklentisidir, kızılcık sopası.
Şimdi biz bu sopa mevzusunu biraz dağa açıp, kimlerin kurt yemiş kızılağaç sopası kapsamına sokulduğunu, kimlerin Tekirdağlı olup yaşamını burada sürdürdüğünü ve de malı götürme iddiasıyla yargıya düşmeden ütülenmiş kızılcık sopası konumunda olduğunu söyleyecek değiliz.
Bizim aslında söylemek istediğimiz, vekillerin ve de yukarıdakilerin yağlı-yumuşak koltuk uğruna birbirine düşmelerinin milleti gerdiğidir.
“Siz aday belirlemekten anlamazsınız” babında görülüp önseçimden uzak tutulan partililerin kama çıkarmayı sabırsızlıkla beklediğidir.
İnanmayanlar görebilir önce yerel seçim sonuçlarını ve ardından da yapılırsa eğer genel seçimler öncesindeki önseçimleri.
Sopa hikâyesini bırakıp birazda dönelim istiyoruz Çerkezköy’deki güvercin mevzusuna, pardon aşkına.
Efendim bu aşkın kahramanı, yukarıdan aldığı telkinle önseçimde kendini unutup rakiplerinden Vahap Akay’a oy isteyen dostumuz Sünnetçi Metin Dönmez’dir.
Sözüm ona CHP yolundan dönmeyeceği bugüne kadar sıkça dile getiren Sünnetçi Metin, siyasette desteklediği Vahap’ın önünü kestiğinden şüphelenip sosyal medya aracılığıyla güvercin aşkının depreştiğini ilan etmiş.
Edince de Çerkezköy cihetinde, “Sünnetçi Metin DSP’den aday olup kendini dışlayan Vahap’ın önüne göz dikmiş” yaygarası kopuvermiş.
Millet işi gücü bırakıp Dönmez’in güvercin aşkını konuştuğu anlarda işin içine birde kırat sokuluverdi.
Sözüm ona Aralık ayı başında Ankara’ya giden Metin Dönmez, dönüşü sonrasında Demokrat Parti’nin eski Genel Başkanlarından İsmet Sezgin’i evinde ziyaret edip, 2014 yerel seçimlerinde Çerkezköy Belediye Başkanlığı için merkez sağdan destek istemiş.
İşte bu mevzuların ardından kıt akıllı gazatacı olarak bendenizin önünü kesen bir okurum, “Yahu gazatcı haydi Metin’in güvercin aşkını anladık diyelim, bu kırat mevzusu da ne oluyor?
Yoksa siyasetten umudunu kesen Metin hayvan çiftliği mi kuruyor?
Kuruyorsa eğer, sendeki arı kovanlarından birisini ver de çiftliği zenginleşsin.” Deyiverdi.
Siyasi konularda ahkam kesmeyi seven bendenizde ‘fırsat bu fırsattır’ deyip başladım döktürmeye:
“Dostum Metin Ankara’ya gittiğinde büyük bir ihtimalle uykusunda gördüğü bir rüyadan etkilenmiştir.
Rüyasında Başbakanımız gibi bindiği attan atılmakla kalmayıp mutlaka atın tekmelerinden nazik yerleri de nasibini almıştır.
Ön kesme mevzusunda çok hassas olan dostum Metin rüyanın etkisinde kalıp DP’nin eski Genel Başkanı İsmet Sezgin’den yardım istemiştir.
Dönmez, ‘Şimdi ben sizin kıratın üstüne çıkıp orada güvenip kanatlarını takmaya kalksam halim nice olur?
Bende atılıp nazik yerlerimden tekmelenir miyim?’ İşte bundan tırsıyorum.
Siz eski bir süvari olarak bana tekme yememek için bir yol gösterin.’ Demiştir.”
Efendim bizim şakayla karışık kestiğimiz bu ahkam, siyasette kama çıkarmanın her zaman olduğunu, amacına ulaştıklarında üstüne çıktıklarını terk edenlerin aynı akıbete uğrayacağını göstermektedir.
Kaması bol olan siyasette, siyasetçilerin nazik yerlerini çizdirmemeleri umuduyla haydi kalın salıcakla…