Onlar gösterir de çizik atılanlar tepki göstermez mi? Gösterirler elbet hem de en alasından. Gösterenler içinde ilk kükreyen Edirne’nin efsaneleşmiş Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, Kılıçdaroğlu’nun kendisini aday belirme süresince kandırdığını söyleyerek, “Recep Gürkan Gürsel Tekin ile beş-altı gün Genel Başkana kulis yaparak bana kumpas kurdular” deyiverdi. Demekle kalmayıp partisinde istifa edip katıldığı DSP’den hodri meydan narasını attı. Tam “Ne oluyor bu CHP’de?” dediğimiz anda bir istifa depremi de Kırklareli’nden geldi.
Önce Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, “Bana sormadan Kırklareli’nde oturmayan milletvekili aday gösterdiler” babından haykırarak partisinden istifa ettiğini açıkladı. Ardından da Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan’ın istifası geliverdi. Biz Çağlayan’ın başka bir partiden aday olup olmayacağını henüz duymadık ama her iki ilde sopalarına güvenen CHP’nin artık işinin çok zor olacağını duyuverdik. Biz değil o muhitteki CHP’liler bunu söylüyor.
Şimdi biz kazana böyle bir giriş yaptık ya okurlarımız anında, “Yahu gazatacı bize ne Edirne’den, bize ne Kırklareli’nden, sen Tekirdağ mevzusuna giriversene.” Diyebilirler. Gerçi demeseler de biz dediklerini kabul edip bu mevzuyu da kıt aklımızla bir bırkalayalım istiyoruz.
Efendim Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç’ın çizik yemesi mevzusu Edirne ve Kırlareli’nden biraz farklı. Onu AK Parti ve MHP’nin adayları ve tabanları dışında isteyen yoktu. Kata kullü işlerden mahkemesi olan, başkanlık süresinin üçte birini yurt dışında geçiren, ilçelerin yolunu dahi bilmeyen ve partinin hiçbir etkinliğine katılmayan Dalgıç’ın çizik yemesi tabi ki isabetli oldu. Şimdi diyeceksiniz ki, “Yahu bu Adem Dalgıç’ı hiç isteyen olmadı mı?” oldu elbet, Türkiye’nin en ünlü işadamları, CHP’nin yeni Sevingenleri, aday sarrafı komisyon ve sonucunda onların etkisinde kalan Genel Başkan Kılıçdaroğlu.
“Tepedekiler isterse neden aday gösterilmedi?” diye soracak olan okurlarımıza radarlarımıza takılanların bir özetini aktaralım istiyoruz. Alın size radarlarımıza takılan siyasi dedikodular:
Efendim önce aday Adem Dalgıç olarak belirlenmiş. Komisyon bu konuda Kılıçdaroğlu’na çıkıp, “Bizim adayımız Dalgıç ama onu da Faik bey istemiyor. Faik beyi anca İl Genel Meclisin bir önceki Başkanı Münir Karaevli ikna eder, siz onu buraya çağırıp Dalgıç için ikna ederseniz o da Faik beyi ikna eder, Faik onu kıramaz.” Demişler. Tabiî ki o da Karevli’yi huzuruna çağırmış, Dalgıç için telkinlerde bulunmuş. “Onunla seçim kazanamayız” diyen Karaevli’ye sen git biraz düşün, ben son kararımı sana ileteceğim” demiş. Üç gün sonrada arayıp “Benim Adayım Adem Dalgıç, git onunla çalış” demiş. Sözüm ona Karaevli yine olmaz demiş.
Efendim yine anlatılanlara göre, bu olayların ardından Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan ve Münir Karaevli teyyarelerin kalktığı alanda bir toplantı yapmışlar, stratejiyi belirlemişler. Ardından İl Genel Meclis üyeleri devreye sokulmuş. Büyükşehire gidecek meclis üye sıralamasının garantisini düşünen bu üyeler, İl Başkanı Palabıyık’ın katıldığı gurup toplantısında “Adem olmasın da kim olursa olsun” diye imza toplamışlar, toplarken de “Adayımızın Kadir Albayrak olduğunu söylemeyi ihmal etmeyin” demişler. Ve soncunda Faik Öztrak’n kararlı tutumuyla Adem’in üstü çizilip, Hacı Kadir Albayrak ağabeyimizi aday göstermişler.
Efendim bunlar aday değiştirilmesi mevzusunda anlatılan dedikodulardır. Kimin kimi istemediği, kimin kime nasıl matik attığı, aday belirleme öncesi kimlerin kime gelip 5-6 milyonluk kampanya istendiği ve buna benzer rivayetleri henüz aktarmadık. Bundan sonraki sayılarda aha işte tüm bu mevzular hakkında tam tekmil ve en inceden kulisleri ve dedikoduları kafamız eserse aktarabileceğimizi söyleyip, “Kafanız karışmasın diye kısa kesiyoruz, haydi kalın salıcakla” diyoruz…