Programa göre Tekirdağ Merkez Süleymanpaşa’da vatandaşlara seslenecek ve toplu açılış yapacak olan Cumhurbaşkanımıza şehrimize hoş geldiniz diyoruz.
Cumhurbaşkanımızın konuşmalarında önceliğin Başkanlık Sisteminin önemi olduğunu tahmin etmek zor değil. Ardından çözüm süreci hakkındaki kararlılık ve ardından ülkede birlik beraberlik mesajları geliyor… 
Sevgili okuyucular,
İşte bu bağlamda Çerkezköy’den başlayıp Tekirdağ'daki mahalli idarecilerimize önemli bir görev düştüğüne inanıyoruz…
Tekirdağ’a açılış yapmaya ve halkla kucaklaşmaya gelen Sayın Cumhurbaşkanı’na Tekirdağ halkının ve Çerkezköy’ün "vatandaşlık şuurunu" güzel bir örnekle sunarak Cumhurbaşkanının ağzından Türkiye’ye ve dünyaya güzel ilçemizi ve şehrimizi; şehrimizin güzide halkını tanıttırma fırsatını yakalamalıyız…
Nasıl bir fırsat mı bu?
Bakın açıklama getirelim…  Türk-İş Trakya Şubesinin Çerkezköy’de kutladığı 1 Mayıs’ta yapılan konuşma sizce de bütün 1 Mayıs kutlayanlar arasında  örnek teşkil etmiyor muydu?
Kutlanan bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü şehitlerimize ve gazilerimize saygı duruşu vardı…
Bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü İstiklal Marşı okunarak kutlamaya başlanıyordu.
Bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü eşler ve çocuklar eşliğinde müzik söylenerek yani eğlenerek kutlanıyordu…
Bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü polisin taşlanması ve kamu binalarına zarar verilmesi kısaca vandallık lanetleniyordu…
Bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü kutlamaya fesat sokmak isteyen, ülkeyi karıştırmak isteyen ideolojik örgütler dışlanıyordu…
Bu 1 Mayıs başka idi… Çünkü Türk İş Tekirdağ Temsilcisi ve Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak 1 Mayıs’ta emek, barış, özgürlük, adalet, eşitlik, demokrasi ve dayanışma için alanlarda olduklarını haykırıyordu.
Türk İş Tekirdağ Temsilcisi ve Türk Metal Sendikasının 1 Mayıs’ı böyle kutlamasından çok, böyle sahiplenmesi önemli değil miydi?
Bu konuşmanın ve kutlamanın bundan sonraki 1 Mayıslar için milat olması gerekmez miydi?
Dolayısıyla bu 1 Mayıs kutlamaları bugün Tekirdağ’ı ziyaret eden Sayın Cumhurbaşkanımıza ulaştırılması ve izlettirilmesi gerekmez mi?
Çünkü Çerkezköy’de kutlanan bu 1 Mayıs, ülkemizde özlenen ve olması gereken örnek 1 Mayıs kutlaması değil midir?
Elbette ki bu kayıt ve bilgi Cumhurbaşkanımıza ulaştırılmış olsa kürsüden birlik ve beraberlik mesajları verecek olan Cumhurbaşkanımız bu 1 Mayıs kutlamasını da söyleyecek ve Çerkezköy’deki organizasyonu tebrik edecektir.
Buradan Sayın Çerkezköy Kaymakamımız ve Sayın Tekirdağ Valimiz başta olmak üzere konunun Sayın Cumhurbaşkanlığına iletilmesi konusunda yerel alanda imkânı olan herkesi ve her kurumu göreve davet ediyoruz.
Bu tarihi fırsatın kaçırılmamasını öneriyoruz.
Elbette ki kutlamalarının kaydı devletin arşivlerinde vardır. Ama ola ki bu örnek kutlama hakkında özet bir kayıt gerekirse Tekirdağ’ın ve bölgenin önde gelen kuruluşu THABER’in internet sitesinden bulabilirsiniz. http://www.cerkezkoyhaber.com.tr/haber/36057/turk-ise-bagli-sendikalar-1-mayisi-cerkezkoyde-kutladi.html
***
Hazır çaydan çay muhabbeti
Sevgili okuyucularımız,
Gazeteci Şaban Kardeş’in, THABER’de izleyicilerle paylaştığı soğuk çay pet şişesi içindeki yabancı cisim haberi bir kez daha gıda güvenliği ve hijyen istismarını akıllara getirdi. http://www.cerkezkoyhaber.com.tr/video/1596/icindekileri-gorunce-sok-olacaksiniz.html
İspat istenmesi durumunda gösterebilmek açısından açılmadığı için söz konusu şişedeki cismin ne olduğu tam anlaşılamıyor.
Canlı iken ölmüş bir haşarat mı?
Yoksa bir küf mantarı mı?
Ya da paçavra mı ne olduğu tam bilinemiyor.
Ama dikkatli bir göz tarafından fark edilmeden kapak açılıp kafaya dikildiğinde rahatlıkla yutulabilecek şekilde bir köpük gibi duruyor.
Basit bir hata gibi gözüken bu yabancı cisim, aslında hazır gıdaların hayatımızdaki vazgeçilmez yerini sorgulamamız gerektiğini bir kez daha gösterdi.
Hijyen konusunda gerçeklerin hiç de bizlere sunulan algı gibi olmadığını otaya çıkardı.
Üzerine son kullanma tarihi konulsa bile, tarih bilgisinin ambalajlanan şişe veya içindeki maddeyi bağlamadığı anlaşıldı.
Güzel ambalaj da yapılsa, marka bir ismin ürünü de olsa o ürünün kaliteli ve sağlıklı olduğu algısının anlamsızlığı belli oldu.
Markası olmayan ürün ve üreticiler için merdiven altı üretici damgası vuran haberlerin yapılmasının vatandaşa temiz ürün sunmak kaygısından değil de rekabet kaygısından mı olduğu sorusu akıllara geldi.
Aynı şekilde yıllar önce kimi kalantor süt firmalarının, açık süte savaş açıp paket sütü önerdikleri Derya Baykallı reklam kampanyasında da “paket süt alın” derken, ayakkabıyla paldır küldür eve girip pisleten zihniyetin gerçekten temizlikten ve hijyenden anlamadığına kanaat getirilmişti.
Ayran yapmayı unutmuştuk… Şimdi çay demlemeyi de kaldırıyoruz… Gelsin soğuk çaylarımız… Lıkır lıkır içip keyfimize bakalım…
Derken… İşte elimize aldığımız ürünlerin hiç de gözü kapalı içilecek ürünler olmadığı fikri oluştu…
Biraz zahmet çeksek de elimizle demlediğimiz çayın, bizzat kendimiz için ve kendimize özel olduğunun farkını varmak gerektiği anlaşıldı…
***
Sevgili okuyucular,
Biz doğunca herkesten çok sevinen… Bebecikken uyku nedir bilmeyen… Yemeyip yediren, giymeyip giydiren… Üzülürsek herkesten çok üzülen, sevinirsek herkesten çok sevinen… Başarırsak herkesten çok övünen; kaybedersek herkesten çok dövünen… Ağlarsak ağlayan gülersek gülen, hiçbirinde rol yapmayı bilmeyen… Yavrusunu kendisinden bile çok seven fedakâr annelerimizin “anneler gününü” en kalbi duygularla kutluyoruz.
Sağlıcakla…