Gözden kaçırmayın

Yontar: Bir an önce istifa edin Sayın TekinYontar: Bir an önce istifa edin Sayın Tekin

Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Av. Emre Can Pertevoğlu tarafından okunan basın açıklamasına Tekirdağ Baro Başkanı Avukat Egemen Gürcün, önceki dönem Tekirdağ Barosu Başkanlarından Av. Mehmet Nuri Saygun, Tekirdağ Barosu Disiplin Kurulu Başkanı Av. Hülya Yüce, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Eray Tezcan ve komisyon üyeleri katıldı.

“GAZZE’DE BİNLERCE ÇOCUK HER GÜN HAYATINI KAYBEDİYOR”

Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Av. Emre Can Pertevoğlu, “Bugün 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda savaş, yoksulluk ve sefaletin hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için imzalanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 35. Yıl dönümüdür. Ülkemiz de 1990 yılından beri bu sözleşmenin taraflarından bir tanesi konumundadır. 35 yılın sonunda, bugün bu sözleşmenin koruduğu değerlerin ayaklar altına alındığını söylesek hiç de abartılı olmayacaktır. Gazze’de binlerce çocuğun her gün hayatını savaştan, yoksulluktan ve çaresizlikten kaybetmesi karşısında Uluslararası Adalet Divanı kararlarının bile uygulanmadığı bir hukuk düzenine hiç kimsenin ses çıkarmadığı gerçeği altında bu basın açıklaması yapılmaktadır” dedi.

“HEPİMİZE DÜŞEN İSE FARKINDA OLMAK”

Ülkemizde her gün başka bir çocuğun ihmal veya istismar edilmesi nedeniyle hayatını kaybettiği haberleriyle güne uyandığımızı kaydeden Pertevoğlu, “Bölgemizde de bu tür üzücü hadiselerin son günlerde fazlasıyla yaşanmakta olduğu gerçeği ortadadır. Muhtemelen kim olduğunu bilmediğimiz bir sürü çocuğumuzun bu tür ihmal ve istismarların mağduru olduğu binlerce vakadan haberimiz olmamaktadır. Haberimiz olanlar yalnızca; Diyarbakır İlinde 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti, Zonguldak İli Çaycuma İlçesinde 2 yaşındaki bebeğe yönelik cinsel istismar neticesinde vefatı, İstanbul İli ve yaşadığımız ilin Çorlu İlçesinde bazı özel hastanelerde gerçekleşen kazanç uğruna kullanılan yenidoğan bebeklerin ölümleri ve yaşayan bebeklerin engelli kalmaları, yine yaşadığımız ilin Malkara İlçesinde 2 yaşındaki Sıla Bebeğe yönelik cinsel istismar neticesinde vefatı, Çerkezköy’de 9 aylık bebeğe yönelik cinsel istismar ve Marmaraereğlisi ilçesinde 15 yaşındaki iki kız çocuğumuzun ruhsatsız silah sebebiyle vefatı olayları hepimizi derinden etkilemektedir. Bu davaları, Tekirdağ Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak, yargı mercilerinin süreci en hassas şekilde yürütmesi ve etkin bir yargılamanın sağlanması için hukuki süreci yakından takip edeceğimizi bildiririz. Türkiye’de yaşanan tüm elim olaylar göstermektedir ki hem toplumsal açıdan hem de hukuki açıdan kat etmemiz gereken çok mesafe var. Hepimize düşen ise farkında olmak” şeklinde konuştu.

“BU KISIR DÖNGÜDEN KURTULABİLİRİZ”

Çocuk yoksulluğunun toplumun kanayan yarası olduğunun altını çizen Pertevoğlu, “Bugün ülkemizdeki çocukların yüzde 40’ı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındadır. Bu oran yaklaşık 10 milyon çocuğa isabet eder. Bir toplumda yoksul büyüyen çocuklar, iyi eğitim ve sağlığa erişemezler, suça yönelirler, aileleri gibi kendileri de yoksul olarak yaşamlarına devam ederler. Fiziksel ve ruhsal olarak yeterli bir yetişkine dönüşemeyen çocukların beşeri sermayesi zayıf kalır ve sonuçta nesiller arasında kısır bir yoksulluk döngüsü oluşur. Yoksul yetişkinlerin yoksun çocukları gelecekte de yoksul bir yetişkin olarak hayatına devam edecektir. Bu döngünün kırılmasının en önemli çaresi yoksul çocuklar için eğitim ve sağlığa erişim seferberliğidir. Eğitime ve sağlığa, yeterli beslenmeye, insani barınma şartlarına çocukların kolay erişebileceği bir toplumda, çok kısa sürelerde çocuk yoksulluğunu üreten bu kısır döngüden kurtulabiliriz” ifadelerini kullandı.

“DÜNYAYI ÇOCUKLAR İÇİN YAŞANABİLİR HALE GETİREBİLMEK ÜMİDİYLE”

Pertevoğlu, “Son olarak belirtmemiz gerekir ki, bir ailenin yoksul olması çocuklarının devlet tarafından koruma altına alınmasını gerektirmez. Kamuoyunda çocuk yoksulluğuna bağlı elim olaylar sonucunda çocukların devlet korumasına alınması gerektiğine ilişkin çok fazla olaya rastlamaktayız. Çocuk Koruma Kanunu’na göre bir çocuğun devlet tarafından kurumda bakım ve korumaya alınması son çaredir. Esas olan toplum olarak, çocuğun yoksulluğunun yenilmesinde sorumluluğun paylaşılmasıdır. Bu bakımdan ilk öncelik yetkili devlet kurumlarına düşer. Devlet; Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayarak, hem dünyaya hem de kendi ülkesinde yaşayan herkese ve özellikle çocuklara bu hakları koruyacağına söz vermektedir. Aynı zamanda hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası ile çocukları koruyacağını Anayasanın 41. maddesiyle hüküm altına almıştır. Bu söz gereği devletin tüm kurum ve kuruluşları, bütün kamu görevlileri etkin bir şekilde çocuk yoksulluğu ile mücadele etmekle görevlidir. Tekirdağ Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak bu konuda üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu, tüm enerjimizi, bilgi ve birikimimizi bunun için kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile bildiririz. Dünyayı çocuklar için yaşanabilir hale getirebilmek ümidiyle” dedi.

Haber / Şaban KARDEŞ