Gözden kaçırmayın

Çerkezköy’de bireysel silahlanmaya geçit yok Çerkezköy’de bireysel silahlanmaya geçit yok 

Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Vücudumuzu bir makine olarak hayal edersek, kalbimizi de o makinenin motoru olarak düşünebiliriz. Kalp, vücudun tüm organlarına kan pompalayan bir organdır. Sağlıklı bir kalp her dakika 60-100 defa kasılarak 5-6 litre kanı vücuda pompalar. Kalp; kanın pompalanmasını sağlayan ve yorulmayan bir kas dokusu, kanın doğru yönde akmasını sağlayan kapakçıklar ile kendi elektrik sinyallerini üretip düzenli bir ritim oluşturan özelleşmiş yapılardan oluşur. Bunların haricinde, kalbe kan taşıyan damarlar (koroner arterler) ve kalbi çepeçevre saran bir zar bulunur” dedi.

KALP YETMEZLİĞİ NEDİR?

Kalp yetmezliğinin, kalbin vücut için gerekli olan kanı yeterince pompalayamaması durumu olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Koroner arter hastalığı (kalbi besleyen damarlardaki tıkanıklıklar), hipertansiyon (kan basıncı yüksekliği), kalp kapak hastalıkları, ritim bozuklukları, kalp kası hastalıkları (kardiyomiyopatiler), doğumsal kalp hastalıkları, bazı enfeksiyonlar, yoğun alkol kullanımı ve kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar kalp yetmezliğinin başlıca sebepleri arasındadır. Kalp yetmezliği olan hastalarda kalp performansının azalmasına bağlı olarak efor kapasitesinin azalması, çabuk yorulma, bacaklarda ödem, nefes darlığı, düz yatamama gibi şikayetler izlenmektedir. Öte yandan kalp yetmezliğinde sıklığı oldukça artan ritim bozukluklarına bağlı olarak çarpıntı, bayılma ve ani ölüm gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir” ifadelerini kullandı.

 

HAYAT KALİTELERİNDE BELİRGİN ARTIŞLAR GÖRÜLDÜ

Dünya çapında insanların yüzde 1-2’sinin kalp yetmezliğinden muzdarip olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Tedavi edilmediği zaman kalp yetmezliği son derece ölümcül bir hastalıktır. Yapılan çalışmalar tedavi edilmeyen kalp yetmezliği hastalarının 5 yıl içinde ölme ihtimalinin yüzde 50’den daha yüksek olduğunu göstermiştir ki bu oran çoğu kanserinkinden daha yüksektir. Bununla birlikte kalp yetmezliği hayat kalitesini büyük oranda azaltarak hastaların sık sık hastaneye yatmalarına sebep olmaktadır. Yıllar içinde gelişen teknoloji ile kullanıma giren ilaçlar ve cihazlar sayesinde kalp yetmezliğinde ölüm ve hastaneye yatış oranları oldukça azalmıştır; bunun yanında hastaların hayat kalitelerinde belirgin artış görülmüştür. Artık kalp yetmezliği hastalarımız uzun yıllar problemsiz yaşamaktadır” şeklinde konuştu.

KALP YETMEZLİĞİ TANISI NASIL KONULUR?

Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Kalp yetmezliği tanısını koymak için kullandığımız temel araçlar ekokardiyografi (kalp ultrasonu) ve elektrokardiyografi (EKG)’dir. Ekokardiyografide kalbin performansı ve duvar hareketleri, kalp kapaklarının ve zarının durumu gibi özellikler değerlendirilirken; elektrokardiyografi ile kalp ritmi ve kalp damarlarındaki tıkanıklıklar hakkında fikir elde edilir. Bunun yanında akciğer grafisi (röntgen) ve bazı kan tahlilleri de tanıda yardımcıdır. Kalp yetmezliğinin en sık sebebi koroner arter hastalığı ve geçirilmiş kalp krizleri olduğu için, kalp yetmezliği tanısı konulan hastalara koroner anjiyografi (kalp anjiyosu) yapılarak, kalp damarlarının durumu kontrol edilmelidir” dedi.

KALP YETMEZLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Kalp yetmezliği pek çok yönden vücuttaki dengeyi bozan bir hastalık olduğundan dolayı, bu hastalığı tedavi edebilmek için çok sayıda ilaç kullanmak gerekir. Ancak bu şekilde kalp yetmezliğinin ilerleyişi durdurulabilmektedir ve hatta kalpte bir miktar iyileşme sağlanabilmektedir. Bunun yanında kalp yetmezliği hastaları için üretilen kalp pilleri vardır. Bu pillerin temel amacı kalp yetmezliğinde sıklıkla görülen ve kalbi durdurabilecek şiddette olan ritim bozukluklarını tespit edip onları durdurarak hastanın ölmesini engellemektir. Bu pilleri hastanelerde kullanılan elektroşok cihazlarının otomatik ve insan vücuduna yerleştirilebilecek kadar küçültülmüş hali olarak düşünebiliriz. Kalp pilleri lokal anestezi ile yapılan küçük bir operasyonla cilt altına yerleştirilmektedir. Öte yandan koroner anjiyografi ile tespit edilen tıkalı damarların açılması, kalp kaslarının daha iyi beslenmesini ve oksijen almasını sağlayarak kalp yetmezliğinin iyileşmesi yönünde önemli katkılar sağlamaktadır. Her şeye rağmen iyileşme sağlanamayan veya kötüleşme izlenen hastalarda ise kalp nakli ve yapay kalp operasyonları uygulanabilmektedir” ifadelerini kullandı.

HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?

Kalp yetmezliğinin çoğunlukla ömür boyu devam eden bir hastalık olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Kubilay Erselcan, “Bunu tedavi etmek için kullanılan ilaçlar, kullanıldıkları sürece fayda göstermektedir. Dolayısıyla kalp yetmezliği hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaları tedavide esastır. Kalp yetmezliği olan hastalarımızın diyetindeki temel hususlar tuz tüketiminin azaltılması, alkol kullanılmaması ve aşırı miktarlarda sıvı tüketiminden kaçınılmasıdır. Öte yandan hastalarımızın kilo takibi yapması ve doktor kontrollerini aksatmaması hastalığın doğru yönetilmesi açısından son derece önemlidir” dedi.

Haber  / Sevay SÖNMEZ