Genel olarak, aynı işverene ait işyerinde, aralıklı olarak çalışan işçi açısından çalıştığı bu süreler, işçinin kıdem süresinin hesaplanmasında birleştirilmektedir. Mesela, bir işçi bir işverene ait iş yerinde sekiz ay çalışmış ve daha sonra ayrılmış ve iki ay sonra aynı iş yerinde tekrar çalışmaya başlamış ise, bu durumda, işçinin çalıştığı bu süre kıdem tazminatı hesaplanmasında birleştirilecektir. Ancak, burada önemli olan husus, işçinin işten ayrılmasının sebebi işçi açısından kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde olması noktasıdır. Her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi birleştirme için aranan bir şarttır. Ancak, istifa eden işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. Eski işyerinden istifa ederek ayrılan işçinin, çalışma süresine kaldığı yerden ekleme söz konusu olamayacaktır. 

SOYUNMA ODALARINA KAMERA KOYULABİLİR Mİ?


İşyerinde işçilere, giyinip soyunma için tahsis edilen yerlerde kamera bulunması, söz konusu kameraların konulması, kişilik haklarını ihlal edici niteliktedir. Genellikle uygulamada kameralar güvenlik amacıyla bulunmaktadır. İşyerlerinde kamera bulunması her he kadar işverenin yönetim hakkı kapsamında kullanabileceği bir uygulama olsa da, bu kameraların bulunması bazı şartlara bağlanmıştır. Öncelikle, kişisel verilerin korunması, işçilerin kişisel verilerinin korunabilmesi için işçinin açık rızasının bulunması gerekmektedir. İşveren, güvenlik kamerası kullanımıyla, işyerinin güvenliği, konut dokunulmazlığının korunması gibi bir fayda amacı taşımalıdır. Zira tek tek işçileri çalışırken kamera kaydı ile tespit etmek bu anlamda kanuna (KVKK) aykırıdır.


Danıştay da bir kararında, “Kameraların çalışanların iş yapış şekillerini denetlemek veya sürekli olarak belli kişileri çekecek şekilde kurulmasını” hukuka aykırı bulmuştur. Kamera izleme sisteminin güvenlik amacına yönelik ve sınırlı olması gerektiği hususu vurgulanmış ve görüntülere kimin ulaşım yetkisi olduğu ve kimin kontrol edeceğinin belirlenmesi, görüntülerin gereğinden uzun süre saklanmaması gerektiği de vurgulanarak, aksi durumun kamera ile çalışma alanlarının görüntülenmesi özel hayatın gizliliğinin ihlali sayılacağı belirtilmiştir.

Dolayısıyla, kamera kullanımı teker teker işçiler üzerine yoğunlaşmanın ötesinde genel olarak işyerini ve iş faaliyetlerini kapsamalıdır. Kişinin mahremiyetini güvenlik amaçlarını aşan şekilde müdahale sonucu doğurabilecek alanlarda (Örneğin, giyinme-soyunma odaları, tuvaletler vb.) izlemeye tabi tutulmamaktadır. Böyle bir durum olması halinde, işçi açısından haklı nedenle fesih olanağı doğurabilen bir durumdur. Ancak, öncelikle bu durumun işverene bildirilmesi ve işverenin bunu ortadan kaldırmasını talep etmek gerekecektir. Ancak, işveren soyunma odalarında kamera ile izleme uygulamasına devam ederse, bu durumda işçi açısından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi gündeme gelecektir.