Atatürk’ü; O'na her ülkeden, her yaştan insanın duygularını aktardığı mektuplarda tanımaya ne dersiniz? Bu mektuplar onun evrensel lider kişiliğini anlatan en güzel örneklerdir.
Burada sadece birkaç örnek alınacaktır.
*****
Atatürk'ün dün silahla mücadele verdiği ülkelerde barışçı bir politika yürütmesi "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesini bütün dünyaya duyurması ve uygulaması milletleri kendine daha çok çekmişti. İşte, Cumhuriyetin 10. yıl kutlamaları dolayısıyla gelen çoğu mektuptan duyguların sadece yazı ile değil, şiirle anlatıldığı iki mektup:
Bulgar sair Lübomir Bobevski'den 19 kıtalık uzun şiirden bir bölüm:
Fırtınalar denizlerin üstünde koştu.
Hemen korkunç dalgalar estirip coştu.
Bütün engelleri yıktı, devirdi.
Ne korkuttu seni, ne yolundan çevirdi.
Çürük temellerden aldın sen insanları,
Sildin taassubu, yıkadın vicdanları,
Aydınlık vermek için aziz diyara,
Cehaleti öldürdün, koydun mezara.
***
14 kıtalık bir şiir de Yunanistan'ın o günler çok tanınmış yazar ve şairi Menelaos Nomdis'ten Rumca olarak 10 Mart 1934'te Atina'dan postalanmıştır. Başı ve sonu şöyledir:
Savaşlarda mertlik gösteren sensin.
Siyasette gücünü ortaya koyan yine sen.
Bütün dünyanın övgüleri senin üstüne.
Güzel vatanında yap yapabildiğini.
Sana hayranlık, sana selam.
İşte, Mehmet Önder'in Yorumu:
Atatürk, haklı davasını cesaretle yürüten bir insandı. Kendisine silah çekenlerin, bir süre sonra O'nun önünde eğildikleri, O'nu takdirle karşıladıkları görülmüştür.
Bulgar Şairi, belki Balkanlarda O'nunla çarpışmıştır. Yunanlı, belki Anadolu ya gelmiş, ters yüz geri dönmüştür. Ama Atatürk'ün büyüklüğünde O'nun haklı davasında bütün kin ve ihtirasları bir kenara iterek, O'nu alkışlamışlardır. Alkışlamak efendiliğini göstermişlerdir.
Simdi geçtik bu efendilikten; komşularımızdan hakka ve hukuka dayalı insanca ilişkiler bekliyoruz, o kadar...
Yalnız, yalnız şiir mi? Hayır, bakın bir mektup da, ta Avusturya'dan Leopoldine König adli Viyana'lı müzik öğretmeni genç bir kızdan geliyordu. Özelliği, Atatürk için yazıp bestelediği bir marşın da eklenmiş olmasıdır.
29 Aralık 1922 tarihli bu mektuba, marşın güftesi ile marşın bestesi nota olarak eklenmiştir.
Milli Mücadele yıllarında yazdıkları kitaplar ve makalelerle Fransa'da Türkiye'yi ve Türk Tezini savunan Türk dostu üç yazar vardır: Pierre Loti, Claude Farrere ve Madam Gaulis. Bunlardan Pierre Loti, Türkiye'yi ikinci vatani saymakta, Claude Farrere ise Türklere hayranlığını şu duygu yüklü sözlerle açıklamaktadır:
"Neden mi Türklerin dostuyum? Çok basit. Barışı seviyorum da ondan... Ben tanıdıklarımın içinde Türk Halkından ziyade saygı ve sevgiye layığını görmedim. Fransız olmasaydım, Ankara'da dostum Mustafa Kemal Paşa'nın yanında Yunanistan'a karsı, İngiltere’ye karşı, aşağı yukarı bütün Avrupa’ya karşı ne büyük bir şevkle dövüşürdüm.
Yorumlar