Kısa bir zaman olsa da gözlemlerim neticesinde siyasetin işleyişi bakımından muhalefetin hem genel yapısında, hem de yerel birimlerinde hantallıkların olduğunu gördüm. Bu hantallık hakikaten AKP’ye yaramakta, onu dinç ve dinamik tutmaktadır.

Her teşkilatta aynı şeyler yaşanıyor. Yurdun doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine. Sadece il başkanı, ilçe başkanı ve belde başkanı olmakla işlerin bittiğini sananlar hakikaten aldanmaktadırlar. İktidar olan ilçe belediye başkanının işi gereği vermiş olduğu beyanatlar, basın yayın kuruluşlarında yer alırken, yanlışlara yada yapılması geren icraatlara yönelik muhalefet kanadından ses çıkmamaktadır.

Oysaki, gerek yerel, gerekse genel manada, muhalefetin söyleyeceği çok sözler vardır. Bu mealde, yönetimlerin gündem oluşturarak, muhalefet kavramını hak ettiği yere oturtulmaları gerekmektedir.

Malzeme çok demiştik:

Kışın kapıya yanaştığı şu günlerde doğalgaza yapılan zamlar insanımızı kara kara düşündürmektedir. Geçen yıl kış aylarında 250 TL ödemiş olan vatandaşımızın, yaklaşmakta olan kış günlerinde 400 TL'nin üzerinde doğalgaza para ödeyeceği kesindir.

Akaryakıt zammı var. Bakın efendim, Türkiye akaryakıtı Dünya’nın en pahalı kullanan ülkesi durumuna düşürülmüş. Acı ama gerçek. Bir de kullanmakta olduğu akaryakıtın yüzde on birini, kendi üretmesine rağmen!

Suriye gerginliği. Biz buna gerginlik diyorken ne acıdır ki teskere de meclisten geçmiş bile. Bir kıvılcım daha bütün bölgeyi ateş altına almaya yeter de artar bile. Hiç kimse üzerine alınmasın herkesi tenzih ederim. Bir atasözümüz vardır, unutulmaya yüz tutmuş. ‘Atlar tepişir, eşekler ölür’ Maazallah böylesi bir durumda bir önceki yazımda da ifade ettiğim gibi güzel ülkem savaş alanı olur.

Ve terör belası. Şehit düşen insanlarımızın yakınlarının ve Türk Milleti’nin ifade edilemez acısı.

Bu ve buna benzer bir sürü mesele var olmasına rağmen ana muhalefet partileri her nedense yan gelmiş yatmayı yeğlemekte, benzer olayları her nedense bir türlü değerlendirmek istememektedirler.

İktidarın doğrusu yok mu? Elbette ki var. Ama yanlışlarının, eksiklerinin olmadığını da hiç kimse iddia edemez. İşte muhalefetin görevi de bu. Yapılmayan, yapılması gereken ve yanlış olan uygulamaların halka aksettirilmeden düzeltilmesi, uygun hale getirilmesidir. Asli manada muhalefetin iktidardan hiçbir farkı yoktur. İktidar gördüğünü, aklının kestiğini icra eder. Muhalefet iktidarın görmediklerini ve öngörmediklerini dikte eder. Muhalefetsiz iktidar olamayacağı gibi, iktidarsız da muhalefet olmaz. Yeter ki herkes görevinin ne manaya işaret ettiği bilincinde olsun.