Ahmet Duran Bulut’un konuşmaları, insanımızın duygularının birebir dışa yansımasıydı. Başbakan’ın Türkiye’de 38 etnik kökene vurgu yaptığını söyledi. Dil, vatan ve bayrak konularında birlik sağlamak adına yaptıkları muhalefet nedeni ile oyunbozan konumunda olduklarını kaydetti. Bulut, daha birçok konudan muzdarip olduklarını kapsayan uzun bir konuşmaya imza attı.

Taraflı insanların kafasında eminim ki acaba soruları çağrışım yapmıştır. Hiç debelenmeyin beyler, içinde bulunduğumuz ahval Bulut’un söyledikleriyle örtüşüyor. Artık uzay çağını yaşadığımız bir zamanda bu gibi haberlere herkes parlamentoda bulunanlar kadar vakıf.

Türkiye’de düşünülmesi hayal dahi edilmeyen birçok husus artık bal gibi yaşanıyor. Bayrağın gönderden indirildiğini de gördük, T.C.’lerin tabelalardan aşağı atılmasını da. Devletler arasında yapılan ateşkesin, çapulcu guruplarıyla yapıldığını da. Milliyetçiliği ayakları altına aldığını söylemekle Türklüğe hakaret eden başbakanı da gördük. Yani vatan, millet, bayrak, din ve dil üzerindeki her ihaneti görme bahtsızlığını yaşadık.

İnsanımızı farklılaştıran, ayrıştıran ve kutuplaştıran uygulamaları gördükçe ‘Kurdu kuzuya çoban tutmuşlar’ diyorum kendi kendime. Gelişmeler, içinde bulunduğumuz zamanın, en mutlu günlerimizi kapsadığı izlenimini veriyor. Yarınların karanlık olmaması mümkün değil. Bir devletin ya da birkaç devletin ülkemize savaş açması korkulacak bir şey değil. O destanları yaşadık ve okuduk. Asıl korkulması gereken hırsızın ev halkından biri olmasıdır. Deriz ya; ‘Hırsız evden olunca, öküz bacadan çıkar.’ İşte bu gün yaşamakta olduklarımız bunun gibi bir şey.

Ülkemizde 38 etnik köken olması sosyal zenginliktir. Her etnik kökenin tek bir soyadı, tek bir de bayrağı vardır. Bir annenin sarışın evladı yanında esmer çocuğa sahip olması gibi. Üzümün sapı, armudun çöpü derseniz ortada kıymet ifade edecek bir şey bulamazsınız. Bu kazanç değil kayıpların en büyüğüdür. Gel gör ki bizlerin kayıp addettiğini Başbakan kazanç kabul ediyor. Varsa yoksa adamın işi tribünlere oynamak ve büyük idealler adına büyük belalara kapı aralamak.