AK Parti aday adaylığı sürecinde kapalı kutu kalmaya devam ederken üye kayıt işlemlerinde sınır tanımıyor. Pazar önlerine kurduğu stantlarla sokaktan geçen her insana partiye üye olması talebini iletiyor. Teşkilatı omuzlayıp götüren birkaç isim her zaman sahnede. Adeta onlara yorulmak yasak, dinlenmek yok.
Muhalefet alanı boş. Ses getirmesi beklenen partiler kabuğuna çekilmiş. Hem genel merkezler suskun hem de teşkilatlar. Bunun aday adaylığı süreciyle alakalı olduğunu sanmıyorum. Aday adaylarının suspus kalması ne kadar normalse, genel merkezlerin susması da o derece anormal. Bu AKP'nin işine oldukça yarıyor. Haklı olarak Başbakan, muhalefeti işe yaramaz gösterirken, aynı zamanda kendi konumunu pekiştiriyor. Alan memnun veren memnun hesabı. Eh doğruya doğru demek gerekir.
Taban, teşkilatlar vasıtasıyla haklarını almanın didinişi içinde. Özellikle iktidar partisine mensup yöneticiler vatandaşa Kaf dağından kar bağışlayan edasıyla iş görüyor. Vatandaş, aman neme lazım işim görülsün hesabı yapıyor. Oysaki tabanın gördürmeye çalıştığı iş, devlet kurumlarının yapmakla mükellef olduğu vazifeler. Bunu anlamak istemeyenler de var, anlayıp dile getirmek istemeyenler de. Yani her halükarda sahnedekiler haklı olarak Makamı Mahmut’a kurulup, en ücra köşede dahi hükümetçilik oynamaya devam edebiliyorlar.
Sahnede ki rolünü icra etmekten üşenen sanatçıların, figüranlara terk ettiği sahnelerde, siyaset sanatının sahte serzenişlerine alıştırıldık bir kere. Keçinin olmadığı yerde koyuna Abdurrahman Çelebi derlermiş. Ne kadar doğru bir söz olduğunu olaylara şahit oldukça anlıyoruz.
Yorumlar