İki dönemdir seçimlerden üçüncü parti çıkan ve bu gidişle üçüncülüğü geleneksel hale getirmesi beklenen AK Parti’nin Saray cihetinde en dikkat çeken saldırıyı Hüseyin Güntay başlattı.
Saldırısında İlçe Yönetimine de geçirdi, belediye başkan adayı İbrahim Duraklı’ya da.
Gençliğinin dinamizminden olacak ki hızını alamayıp Genel Merkeze de salvolarını gönderdi.
Efendim ona göre 12 yılda 8 ilçe başkanı değiştiren bir parti seçim kazanamazmış.
Artı olarak ta AK Parti Saray’da belediye başkan adayını belirlerken doğru karar veremiyormuş, falan filan.
Partisinin güvenilir, çalışkan insanlara ihtiyacı olduğunu belirten Güntay, hedefinin de İlçe Başkanı olmak olduğunu açıkça söyleyiverdi.

Bu AK Parti’nin Saray cihetindeki en dikkat çekici kayıkçı kavgasına dönüşen mevzusuydu.
AK Parti’nin yerel seçimleri hiç kazanamadığı Saray’da bunlar olurken, 10 yıldır yerelinde söz sahibi oldukları Çerkezköy’de hiç fırtınalar kopmaz mı?
Kopar elbet, hem de en alasından.
Kimisi 10 yıldır Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Ali Ertem’i baş suçlu ilan ederken, kimisi de parti adayına oy vermeyen partililerin seçim kaybettirdiğini söyler.
Söylerken de başta İlçe eski Başkanı Selda Yeşil olmak üzere partisine oy vermeyenlerin istifa etmesini isterler.
Birileri ister diye hiç Selda Yeşil, “Ben ettim aman siz etmeyin” der mi?
Demez elbet oda istifa etmesi gereken ilk kişinin İl Başkanı Ahmet Kambur olduğunu söyleyiverir.
Söylerken de, “Birçok ortamda Ali Ertem’i istemediğini ve desteklemediğini söylemene rağmen, neden son anda fikir değiştirdin” der.
Dediklerine “Siz önce Meclis Listesi’ne aldığınız başka partililerin AK Parti’ye oy verip vermediğini sorgulayın” cümlesini ekleyiverir.

Çerkezköy’de seçim kaybedilmesinin suçluları bu kadar mı?
Değil elbet, İlçe eski Yönetim Kurulu Üyesi Galip Güngör’e göre bir suçlu da Sait Yazı’ymış.
Güngör’e göre, koltukları sıcak olduğundan partilileri konuşturmamışlar, Ali kıran baş kesen olmuşlar, falan filan…

AK Parti’nin Çerkezköy cihetindeki kayıkçı kavgası öncesi yaşanan karşılıklı suçlamalarının tümünü burada yazacak değiliz.
Biz sadece 10 yıl aha o belediyenin sahibiyken yedikleri salatalıkla ilgili sadece marulun tazeliğini dile getirenlerin artık biberin acılığına da takma zamanının geldiğini söylemek istedik.
‘İşine gelince marul kıtır kıtır, işine gelmeyince biber acı’ babından.

Gelelim AK Parti’nin Kapaklı cihetindeki son durumuna.
Efendim iktidarın bu saffında seçim kaybedilmesinden çok ballı koltuk mevzusu konuşuluyor.
Ballı koltuk mevzusunu duymayanlar vardır diye kısa bir hatırlatma yapalım istiyoruz.
Efendim 10 yıldır Çerkezköy Belediyesinde danışmanlık, belediye meclis üyeliği ve Belediye Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulunan AK Partili Gökhan İnce, Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı tarafından danışmanlığa getirildi.
Anlayacağınız, Çerkezköy’de batan AK Parti gemisinden CHP’nin Kapaklı’da yol alan gemisinin köşküne çıktı.
Siz isten danışmanlıkta marka olan Gökhan İnce’nin Başkan Mandalı’nın ufkunu açacağını söyleyin, isterse de görüş olarak Gökhan İnce’nin AK Parti’den çok CHP’ye yakıştığını ve yakın bir zamanda bu yönde bir eylemi olabileceğini söyleyin.
Bizim buradaki mevzuumuz bu değil, kaldı ki biz Gökhan İnce’nin tecrübeleriyle Kapaklı’ya faydalı olacağına inanıyoruz.

Efendim bizim mevzuumuz, CHP’li Kapaklı Belediyesi’ne danışmanlık hizmeti verecek olan Çerkezköy Belediye eski Başkan Yardımcısı Dr.
Gökhan İnce’ye ve birliktelik için Kapaklı Belediye Başkanı İrfan Mandalı’ya övgüler dizen AK Parti Kapaklı İlçe Başkanı Ali Osman Orhan’a yapılan ironik salvodur.
AK Partili Kapaklı Belediye Meclis Üyesi İrfan Demir’in “Ben de bir danışmanlık şirketi kuracağım, sonra bir de ilçe başkanı bulacağım, ‘beni çok yakınımdaki bir Belediye’ye danışman yap’ diyeceğim, aha da görürsün.”Demesidir.

İmamlığı bırakıp DSP’den Mandalı’nın yanında Meclis Üyesi seçilen ve Belediye Başkan Yardımcılığı görevine yükselen, geçen seçimde de “Beni artık yardımcılık kesmez, artık başkan olmalıyım” babından düşündüğünden olacak AK Parti’ye kapak atan, aday yapılmayınca da Meclise fit olan Demir’in söyledikleri gerçekten ironimidir, bizde merak ettik efendim.
Haydi kalın salıcakla…