AK Partinin, Sayın Erdoğan olmadan, ilk defa seçime gidecek olması, siyasi istikrarın sürüp sürmeyeceğinin belirlenmesi, % 10 barajının aşılıp aşılmayacağı gibi konular da merak edilmekle birlikte; Çerkezköy açısından öneminin iki siyasi partinin ilçemizden adaylara seçim listesinde yer vermiş olmasıdır.
Ak Parti’nin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin Çerkezköy’den aday göstermelerini takdirle karşılıyoruz. Çerkezköy’den siyasete atılan adaylarımıza başarılar dilerken bu konuda ilçemizde bir dönem Belediye Başkanlığı da yapan, gazetemizde makaleleri yayınlanan Mehmet Uz’un yıllar öncesindeki gayretlerini hatırlıyoruz.
Hatırlarsınız kendileri bundan 8 yıl önce siyasi partilerin milletvekili aday listelerinde Çerkezköy’e seçilecek sırada yer vermedikleri için bir eylem başlatmış ve bağımsız milletvekili adayı olmuştu.
Gazetemize o yıllarda bir de "neden?” başlıklı yazı yayınlamıştı. Geçtiğimiz gün de şu bilgiyi mail göndermişler:
“AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin listelerinde Çerkezköy’den adaylara yer vermiş olması, isteğimizin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu günleri 8 yıl önceden görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Çerkezköy’e hayırlı olsun. İnşallah sayın vekiller bu sorumluluğun gereğini hakkıyla yerine getirirler.”
Tecrübeli siyasetçi Sayın Uz’a aynen katılıyoruz ama siyasi partiler adaylarını açıklarken öyle bir tablo ortaya çıktı ki, bırakın sorumluluğu adeta fıkra gibiydi…
Hani bilenler bilir bu fıkrayı:
“Yabancı dil eğitimi alsın diye çocuğunu dil kursuna kayda götüren sonradan görme veliye sormuşlar:
-Çocuğunuz hangi dilde eğitim alsın?
Bizim veli gerdan kırmış:
-Valla parası sorun değil, olmuş iken en yabancısı hangisiyse onu öğrensin.”
Bizim vekillerimiz de unvan yazdırırken öyle bir yükseklik duygusuna kapılmışlar ki sormayın…
Ülkeye ve millete hizmet arzusuyla siyasete girmek için yanıp tutuşan(!) adaylarımız arasından Yüksek Mühendis ve Mimarı olanları anlıyoruz da, doktorun “yüksek” olanını, “yüksek avukat”ı, “yüksek öğretim üyesi”ni, “yüksek yönetici”yi anlamakta doğrusu zorlanıyoruz.
Yoksa rahmetli Sabancı’nın söylemiyle listeyi yazanlar “şa-ka” mı yaptılar bu millete? Ya da adaylar aşka gelip “o yüksek mimar ise ben de yüksek muhasebeciyim, benim nerem alçak” diye bir düşünceyle mi mesleklerinin başına “yüksek” yazdırdı bilemiyoruz.
Zaten okuyucularımız da internet yorumlarında bu “şa-ka” mı “fa-ka” mı belli olmayan unvan tanımlamalarıyla ilgili “yüksek” espriler yapmışlar (Bkz: http://www.cerkezkoyhaber.com.tr/haber/35543/iste-ak-partinin-adaylari.html)
Yine ilçemize dönersek, AK Parti 4’üncü sıra Tekirdağ Milletvekili Adayı Eyüp Kanar’ın Kapaklı’da seçim çalışmalarına start verdiği konuşmasında genel seçimlerde 6-0 başarı sağlayacaklarını söylemesi hayli iddialıydı ama AK Parti Tekirdağ 2. Sıra Milletvekili adayı Dt. Ayşe Doğan’ın da seçim çalışmalarına hızlı başladığı bir gerçekti.
Kendileri geçtiğimiz hafta AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyarette bulunup ÇTSO Başkanı Sayın Süleyman Kozuva ile görüştüler. Ardından Türk Polis Teşkilatı’nın 170’inci Kuruluş Yıl dönümü münasebetiyle Polis Evindeki kokteyle katıldılar.
Hatta seçim çalışmasında o kadar aşk ve şevk içindelerdi ki basına yansıyan fotoğrafta görüldüğü gibi polis logolu 170. yıl pastasını keserken kutlama sahibi polis müdürleri şöyle dursun ilçe mülki amiri Kaymakam Bey bile kenarda kalmış, ön plana çıkan sayın vekil adayımız sebebiyle pasta kesmeye –elbette nezaketen- bir kolunu ancak uzatabilmişti.
Espri bir yana, AK Parti ilçe Başkanı Sayın Öğe’nin “Biz iktidar partisi ilçe teşkilatı olarak bu güne kadar ilçemizden bir milletvekili çıkaramamanın ezikliğini hissettik. Her defasın da büyüklerimize bunu anlattık. Çünkü Çerkezköy bir sanayi kenti olması dolayısıyla da bunu hak ediyor. Biz ilçemizden bir milletvekili çıkmasını çok istedik ve bu yönde de çok çalışma yaptık” açıklaması da takdir edilecek bir öz eleştiriydi.
Dostlar,
Öyle ya da böyle gerçekten artık ilçemiz meclise vekil göndermeli. Bu vesileyle ilçemizdeki vekil adaylarımıza yürekten başarılar diliyoruz. Şu samimi hatırlatmada bulunmayı da görev telakki ediyoruz.
Halkın arasında dolaşın evet, toplantılara katılın, törenlerde hazır bulunun tamam; ama ister aday olarak dolaşırken ister inşallah vekil olarak seçildikten sonra ne olur "emeğe, ezilene, dul ve yetime sahip çıkmayı sosyal demokrat çizgiyi yakalamayı" ne olur ihmal etmeyin.
Sizden umut bekleyen, umudunu size bağlamış çaresiz, naçar, geçim sıkıntısı çeken nice insanımız var… Ankara’da TBMM’de bu insanların da sesi olmayı öncelikleriniz arasına alın…
Sağlıcakla
Yorumlar