Seçim günü akşamı da söylediğimiz gibi halk faturayı muhalefete kesti. Çünkü kim ne derse desin koalisyon çalışmalarında halk muhalefetin yaklaşımından memnun kalmadı. HDP’nin terör örgütü ile arasına mesafe koyamaması, CHP’nin emekliye iki ikramiye vaadinden başka akılda kalacak herhangi bir vaadinin ondan daha öte ülke yönetimiyle ilgili halk tarafından anlaşılmış ve kabul görmüş bir projesinin bulunmaması, hele hele MHP’nin tutunduğu her şeye “hayır” diyen tavrı kamuoyunda asla kabul edilemez bulunmuştur.
Tabir yerinde ise MHP seçmeni DSP ile kurulan koalisyon sonrası kırmızı kart gösterdiği Devlet bey'e bu kez sarı kart göstermiştir.
7 haziran'da 80 olan milletvekili sayısını 1 kasım'da % 50 fire vererek 40'a düşüren MHP şimdi den sonra ben değil biz demeye başlamalı.
Çok uzağa gitmeye gerek yok seçim süresi boyunca Çerkezköy'de MHP' yöneticilerini sahada çalışırken gören var mıydı? Hep söylerim Çerkezköy Türkiye'nin yansımasıdır diye işte Çerkezköy sonuçları ile Türkiye genelini orantılayın aradaki farkı net olarak görürsünüz.
Bunun sonucu olarak AK Parti, 1 Kasım’da sandıkta CHP’den olmasa da HDP’den ve en fazla da MHP seçmeninden oy alarak, katılımın da fazla olması sebebiyle bu sonuca ulaşmış oldu. Kendisi ülkücü olduğu halde, bir eliyle Bozkurt işareti yapıp mührünü AK Parti üstüne basmış olarak sosyal paylaşımda bulunan insanların bazıları sizler gibi bizim tanıdığımız yıllardır Çerkezköy'de yada Türkiye'nin her hangi bir yerinde kurt maskesi ile gezenlerden başkası değillerdi.
Nitekim üç kez üst üste Tekirdağ’dan bir milletvekili çıkartan MHP, bu seçimde o bir vekilini de koruyamadı ve AK Parti üç milletvekili çıkarttı. Bu bir strateji hatasıydı. İnşallah bu seçim sonrası başta MHP olarak muhalefet kendine gereken dersi çıkartır.
Bedel ödemesi gerekenler bedelini öder.
Bu seçimde milletin istikrar için AK Parti’ye yönelmesi sebebiyle olsa gerek olan bağımsız adaylara da oldu. Gariplerim sıfır çektiler… Yani hiçbir yerden bir bağımsız çıkamadı… Ömrünü MHP'ye adadıktan sonra adeta bir kenara atılan Bizim Mustafa Ordu’nun 300 oy bile alamamasına üzülmesine gerek yok, Bursa’da kendi ailesiyle birlikte gittiği ve oy kullandığı sandıktan sadece bir oy çıkan bağımsız milletvekili adayı bize Haraptar Köyü’nün meşhur Züğürt Ağası olan Şener Şen’in o film sahnesini hatırlattı…
Sormuştu hani, “niye oy vermediniz ula!” diye köylüsüne. Sandıktan çıka çıka bir oy çıkmıştı da herkes “valla o benim oyumdur ağam” diye paçayı kurtarmaya kalkmıştı. Bunun üzerine demişti ki ağa “ O halde benim oyum nere gitti ula?” Ve kâhya anlatmıştı boynunu bükerek… “Sana oy vermedik ağam” diye…
Bu seçimde de bağımsızlara da bağımlılara da oy çıkmadı kimseden…
Dilerseniz beş saniyeliğine Şener Şen'in o filmini getirin gözünüzün önüne ne diyordu kahya ağasına vallahi ağam senin parti ....
1 Kasım 2015 Seçimi Türk siyasetinde uzun yıllar tartışılacak sonucu bir kez daha ortaya koymuştur. Seçimde kimin ne aldığından kimin kazandığından söz etmenin artık anlamı kalmamıştır…
Şimdi bütün gözler bu seçimin galibi olan, bileğinin hakkıyla seçim kazanan Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’na çevrilmiş durumda
Peki Ahmet Davutoğlu bu seçimi nasıl kazanmıştır?
Söyleyelim nasıl kazandığını? NTV’deki canlı konuşmasını izleyenler de görmüştür ki terörle mücadeledeki kararlılığı, başarısı ve konuya hâkimiyeti vatandaştan tam not almıştır…
Çünkü Başbakan terörle mücadele konusuna nasıl hâkim olduğunu bir bir örnekler vererek anlatmış ve ülkenin sahipsiz olmadığını, Başbakan olarak her şeyin kontrolü altında olduğunu ve milletinin endişe etmemesi gerektiğini anlatmış ve ikna etmiştir.
İkincisi gerek 7 Haziran’daki seçim konuşmalarında, gerek 1 Kasım’daki konuşmalarında Milliyetçi tabana aynı fikirde olduğunu ülke sevdasını, alperenlik duygusunu paydaş duygu olarak sunmuş ve kucaklamıştır…
Üçüncüsü kendi partisi içindeki küskün kesimin hemen hepsinin gönlünü almış " İlk Günkü Aşkla" sloganı ile küskün kırgın hemen herkesi tekrar partisine kazandırmıştır. Bu iyi bir iletişim ile olmuştur…
Dördüncüsü hangi bölgede hangi adayı göstereceği konusunda doğru isimleri seçmesini bilmiştir.
Beşincisi de ne verebilecekse onu vaat etmiş, vaat ettiğini de verebilecek bir gerçeklikte söylemiştir…
Bütün bu söylemlerini ve eylemlerini bir Hoca bir akademisyen üslubu ve düsturuyla söylemlerinde ve üslubunda kalite farkını da göstererek sunmayı başarmıştır.
Bunun sonucunda halkın kendisine gösterdiği teveccüh sonunda da İstanbul’dan değil, Ankara’dan değil, ilk gün Konya’dan, seçildiği ilden verdiği mesajda da bu seçimin kaybedeni yok Türkiye kazandı demiştir.
Sevgi,barış,hoşgörü ve kardeşliğin sembolü Mevlana şehri Konya'dan verilen mesaj tesadüfi değildir.
En önemlisi de Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkan bir üslupla “CUMHURİYEK KAZANDI” demiştir.
Herkese, dünyanın bildiği ve kabul gördüğü Mevlana kentinden Mevlana hoşgörüsüyle “sevgi tohumu ekmeye geliyoruz” diyerek 78 milyonu kucaklama mesajı vermiştir…
Seçim sonrası gazetelere verdiği ilanlara bakıldığında da “Gün birlik ve beraberlik günüdür”, “Sen ben yok Türkiye var” demiş ve 1 Kasım’ı Demokrasinin zaferi olarak ilan etmiştir.
Bu söylemlerin sahibi elbette ki kabulümüzdür…
Ülkemizin birlik beraberi, demokrasimizin gelişmesi ve Cumhuriyetimizin kazanması adına çalıştığı sürece Türkiye de onu bağrına basmaya devam edecektir…
Bu arada seçimler öncesi aday gösterilmeyerek MHP'de saf dışı bırakılan Meral Akşener'in sosyal medya üzerinden paylaşımı ne kadar manidar ise yine seçimler öncesi Ağustos ayında MHP'den disiplin kurulu kararı ile ihraç edilen Sinan Oğan'ın tescilli mahkeme kararı ile partiye dönmüş olması'da önümüzdeki süreçte MHP içinde yeni bir yapılanmanın sinyalleri olarak okunmalı.
Hiç şüphesiz ki 1 kasım seçimlerinin kaybedeni sadece ve sadece muhalefet partilerinin liderleri ve yönetim kadroları olmuştur.
Siyaset en kazanan Ak Parti ve onun kaptan köşkünde oturan sayın Başbakan Prof Dr. Ahmet Davutoğlu hoca olmuştur.
Her iki seçmenden birinin tercihi ile ortaya çıkan bu demokratik sonucun Ülkemize ve Milletimize hayırlı olmasını diliyorum...
Yorumlar