Gözden kaçırmayın
Özgür basın için 55 barodan ortak açıklamaAvşar, ülkemizin coğrafi konumu, iklim şartları ve yaşam standartları göz önüne alındığında birçok afete maruz kalma riski ile karşı karşıya kalındığını, yakın geçmişte başta depremler olmak üzere, sel, fırtına, yangın, dolu, kuraklık gibi afetlerden çokça zarar görüldüğünü ve can ve mal kaybı yaşandığını belirtti.
“TOPLUMLAR DEĞİŞİM GÖSTERİYOR”
“Doğal afetlerin yanı sıra kusur ve ihmal ile meydana gelen teknoloji kaynaklı çeşitli yapay afetler de hayatın doğal akışı içerisinde karşımıza sık sık çıkmaktadır” diyen Avşar, ancak toplumların etkilenme durumlarının; afete hazırlık, bilinç düzeyi, doğru ve yerinde teknoloji kullanımı, kurumların ve kişilerin sorumluluk bilinci ve hızlı refleks gösterme gibi sebeplere bağlı olarak değişim gösterdiğini ifade etti.
“AFETLERİN ÇOĞU ÖNGÖRÜLEBİLİR NİTELİKTE”
Avşar, afet yönetimi de ancak iyi yönetişimle başarı sağlanacak bir alan olduğu, afet yönetimi afet öncesi, sırası ve sonrası olarak üç aşamada ele alındığı, afetin insani ve maddi olumsuz sonuçlarının birçoğu öngörülebilir nitelikte ve alınacak önlemlerle etkisinin sınırlanabildiğini vurguladı. Avşar, “Ülkemizde 2009’da kurulan AFAD Başkanlığı ‘Afetlere dirençli toplum oluşturmak’ vizyonu ile ‘Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi’ olarak adlandırılan bir model benimsemiş ve bu model ile kriz yönetiminden risk yönetimine geçildiğini ifade etmiştir. Bu model kapsamında afet ve acil durumların sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce meydana gelebilecek zararları önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale ve koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir” dedi.
“CAYDIRICI BİR MÜEYYİDE SİSTEMİ UYGULAMAYA ALINMALIDIR”
Afetlerle başa çıkmak için sadece bütünleşik afet yönetim sistemi ve yerel yönetimlerin etkili bir biçimde afet yönetiminin her safhasına dahil edilmesi de yeterli olmadığına dikkat çeken Avşar, afet yönetiminde uzmanlaşmayı esas alan kariyer sistemi, halkın afet konusunda bilgi ve becerisinin arttırılması, kentsel yenilenme yaklaşımları, yapı denetim ve periyodik muayene sisteminin kurulması, DASK’ın yeniden ele alınması, sivil toplum ve gönüllülerin entegre edilmesi gibi birçok unsurun önem arz ettiğini belirtti. Avşar, bununla birlikte çok önemli bir unsur ise düzenleyici ve denetleyici kurumlar olan Bakanlıkların etkin ve yerinde bir kontrol ve denetim mekanizmasını kurmaları ve caydırıcı bir müeyyide sistemini uygulanmaya almaları olduğunu söyledi.
“DENETİMSİZLİK, İHMAL VE KUSUR YÜZÜNDEN 78 VATANDAŞIMIZ CAN VERDİ”
“Bu düzenleme ve yönetmeliklere rağmen 21 Ocak 2025 tarihinde gece saat 03.30 sularında Bolu Kartalkaya Grand Otel’de yangın meydana gelmiş ve resmi rakamalar göre 78 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir” diyen Avşar, gerek yangınzedelerin ifadeleri gerekse uzmanların görüşü ve ön raporlara göre ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığını, sistematik ihmaller zincirinin olduğunu, kusur ve eksikliklerin bulunduğu gibi yerinde ve gerekli denetimlerin de yapılmadığı ortaya çıktığını söyledi.
“AFETE KARŞI DİRENÇLİ HALE GETİRİLMELİDİR”
Avşar, “Bu gerçekten hareketle seçim bölgem Tekirdağ’da bulunan 989 okul/kurum ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitemizin bünyesinde 12 fakülte, 3 enstitü, 1 yüksekokul ve 12 meslek yüksekokulun her an yaşanması muhtemel doğal ya da yapay afetler karşısında deprem riskine karşı dirençlilik durumu, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri; yangın, sel vb. afetlere karşı hazırlık, kontrol ve denetimler ile ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği modelleri önem arz etmektedir.”, şeklinde ifadelere yer verdi ve Bakan Tekin’e bir dizi soru yöneltti.
“BU EĞİTİM KURUMLARINDA İSG UZMANI BULUNMAKTA MIDIR?”
Avşar, önergede; söz konusu okul ve kurumlar ile üniversitenin yapı stoku deprem dirençlilik analizlerinin yapılıp yapılmadığını, şayet yapıldıysa bu analizlerin sonucuna göre kaç binanın riskli yapı kategorisinde olduğunu ve bu binalarda eğitim ve öğretime devam edilme durumu ile bu hususta tedbir anlamında yapılan bir çalışmanın olup olmadığını sordu. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemelere değinen Avşar, “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde bahse konu okul/kurum ve üniversitede yeterli sayıda ve nitelikte İSG uzman bulunmakta mıdır? Bu kanun kapsamında gerekli denetim ve kontrol yapılmaktadır? Söz konusu denetim ve kontrollerde tespit edilen bir kusur veya ihmal varsa nasıl tedbirler alınmıştır?” şeklinde sorular sordu.
“AFETLERE KARŞI FİZİKİ ALTYAPI VE TEKNOLOJİK DONANIMA SAHİP MİDİR?”
Söz konusu kamusal hizmet alanları; AFAD’ın risk yönetim yaklaşımı ve ilgili mevzuat (afet, yangın, sel vb. yönetmelikler) hükümleri dikkate alınarak doğal veya yapay afetlere karşı gerekli fiziki altyapı ve teknolojik donamına sahip olup olmadığını soran Avşar; “Bu hususta kontrol ve denetimler yapılmakta mıdır? Yapılan kontroller sonucu tespit edilen kusur ve ihmallere karşı bir tedbir alınmış mıdır?” gibi sorular sordu. Bu konuda iş birliği yapılması gerektiğinin altını çizen Avşar, Tekirdağ Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezi başta olmak üzere yerel yönetimler ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların iş birliğinde söz konusu okul ve kurumlar ile üniversitede afet acil durum eylem planı ve acil durum ekip personelinin hazırlanıp hazırlanmadığını ve rutin tatbikat ve eğitimlerin yapılması durumunu Bakan Tekin’e sordu.
Haber / Semih SARMA
Yorumlar
Yorum Yap