Bazı durumlarda bu aylığı almak için boşandığı halde eşiyle yaşayanlar, SGK'yı kandırma yoluna gidebiliyor. Bu durumun tespiti halinde, hem aylık kesiliyor hem de faizi ile borç çıkıyor.

Sigortalının ölümü halinde geride kalanlara gerekli şartlar varsa ölüm aylığı bağlanıyor. Bu aylığın bağlanabilmesi için temelde iki şart aranıyor. Bunlardan ilki, ölen sigortalının belirli bir süre sigortalı çalışmış olması, ikinci şart ise geride kalan kişilerin kanuna göre hak sahibi niteliğini taşımaları. Diğer yandan kanunun aradığı şartların gerçekte sağlanmadığı tespit edilirse ölüm aylığı kesiliyor. Bu durumların en yaygını ise, anne veya babasından ölüm aylığı alan kız çocuğunun boşandığı eşiyle birlikte yaşaması. Bu durumda boşandığı eşiyle birlikte yaşayan kişi, SGK'yi yanılttığı için borçlu konumuna düşüyor.

ARANAN ŞARTLAR

Ölen sigortalının geride kalan hak sahiplerine aylık bağlanması için, öncelikle ölen kişinin gerekli şartları sağlaması gerekiyor. 1 Ekim 2008 ve sonrasında ölen kişilerden dolayı geride kalanlara aylık bağlanabilmesi için, ölen kişinin en az 1800 gün yani 5 yıl sigortalı çalışmış olmasına bakılıyor. Diğer yandan ölen kişi eğer eski adıyla SSK'lı yeni adıyla 4/A'lı ise bu durumda en az 5 yıldan beri sigortalı olup 900 gün primi varsa da geride kalanlara aylık bağlanabilir.

Ölen sigortalının yeteri kadar çalışmış olması, ölüm aylığı bağlanması için tek başına yeterli değil. Ölen sigortalının geride kalan eş, çocuk, anne ve babanın da hak sahipliği için gerekli koşulları yerine getirmesi gerekiyor. Eş evlenmedikçe çalışsa da emekli de olsa aylık alıyor. Erkek çocukta yaş sınırı var. Üniversite öğrencisi için 25, ortaöğretim için 20 ve okumuyorsa 18 yaşına kadar aylık veriliyor. Kız çocukta yaş sınırı yok. Evli değilse, çalışmıyorsa ve emekliliği yoksa aylık alabiliyor.

Evlenenin aylığı kesiliyor, boşanırsa yeniden bağlanıyor. Anne veya babasından dolayı aylık almakta olan kız çocuğu, evlenirse, evlilik tarihi itibarıyla aylığı kesilir. Evlenen kız çocuk, boşanıp SGK'ye talepte bulunduğunda diğer şartları da sağlıyorsa yeniden anne veya babasından dolayı aylık alabilir. Kız çocuğunun ölüm aylığı alabilmek için bazı durumlarda eşinden boşanıp aynı evde yaşamaya devam ettiği görülüyor. Bu durum 'hileli boşanma' olarak ifade ediliyor ve şikayete konu oluyor.

TESPİT NASIL YAPILIYOR?

Bir kişinin ayrıldığı eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığının tespiti çok zor ve meşakkatli. Hele de ayrılan çiftlerin çocuğu varsa, çiftlerin çocuğun bakımı, mutluluğu ve huzuru için birlikte zaman geçirmeleri gerekiyor. Bu nedenle hileli boşanma mı yoksa çocuk için bir arada bulunma mı olduğunun tespiti çok güç. Ancak, SGK, bu konuda bazı kriterler üzerinden hareket ediyor. Öncelikle yerleşim yeri incelemesi yapılıyor. Adres değişikliği ve nakil durumlarına bakılıyor. Muhtarlık ve nüfus kayıt örnekleri ile özel ve kamu kurumlarınca paylaşılan belgeler inceleniyor. Elektrik, su ve telefon gibi abonelikler üzerinden kişilerin kayıtlı adresleri ile yaşadıkları adreslerin tespiti sağlanıyor.

Bu kontroller sonrasında fiili durumun tespiti için muhtarlardan bilgi alınması, ev ziyareti yapılması da söz konusu oluyor. SGK'nın ölüm aylığı alan kız çocuğunun boşandığı eşiyle birlikte yaşadığını tespit etmesi sonrası, kız çocuğuna bağlanan aylık kesiliyor. Aylık bağlandığı tarihten itibaren haksız olarak ödenen aylıklar kız çocuğundan geri isteniyor. Aylığın bağlanmasının nedeni kız çocuğunun kusurlu davranışı olduğu için geriye dönük 10 yıllık tutarlar, kanuni faiziyle birlikte istenebiliyor.

RAPORA İTİRAZ BELGEYLE MÜMKÜN

Aylığı kesilen kız çocuk, SGK'ye somut belgelerle birlikte itiraz edebilir. Örneğin kişinin ikamet adresinin kendisi ile aynı olmadığı, telefon ya da elektrik aboneliklerinin farklı adrese gönderildiği, başka adreste yaşandığına dair belgeler itiraz için gerekli. Bu belgelere göre SGK tekrar inceleme yapar ve eğer tespitin doğru olmadığı anlaşılırsa kesilen aylık, kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanıyor. Anne veya babasından dolayı ölüm aylığı alan kız çocuklarının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığına dair şikayetlerin çok önemli bir bölümü, kız çocuklarının annesinden ya da akrabalarından geliyor.