Türk internet kullanıcılarının diğer ilgi alanlarına baktığımızda ise yüzde 54,5′inin araştırma yaparak bilgi edinmek, yüzde 38,1′nin ise e-posta kontrol etmek için kullandığını görüyoruz. TTNET, internetten gazete okumak alışkanlığının da arttığını paylaşıyor.

TTNET blogda yayınlanan ve TTNET adına Ipsos KMG tarafından gerçekleştirilen çalışmaya göre Türkiye’de toplam 18.049.667 hane var. Yaklaşık 8 milyon hanede (yüzde 43) bilgisayar bulunuyor. BTK’nin son çeyrek raporu toplamda 9 milyondan fazla hanenin genişbant internet abonesi olduğunu gösteriyor.

İnternet bağlantısı olan hane sayısı ise 5,8 milyon. Buna göre toplam hane sayısının yüzde 33′ü, bilgisayar olan hanelerin ise yüzde 72,5′i internet bağlantısına sahip. Bilgisayarı olmayan 6,5 milyon hanede en az bir internet kullanıcısı var. Ülkemizde 5,6 milyon hanede ise ne bilgisayar ne internet ne de internet kullanıcısı var.

Bilgisayar ve internetin Türkiye’deki boyutu budur. Peki bu boyut ülke insanına ne kazandırdı diye sorgulamaya çalışırsak. İnternet kullanıcılarının önüne tüm bilgiler geldi. Oturduğu yerden her türlü bilgiye ulaşması mümkün. Ayrıca e-devlet gibi resmi kurumlara ulaşımları kolaylaştı. Başvurular ve diğer taleplerle ilgili her türlü birime erişme ve müracaat etmek mümkün hale geldi. Daha çok şey sayabiliriz. Ama zaten hepimizin bildiği şeyler.

Peki ne kaybettirdi diye bakacak olursak. Sosyal yaşamın gereği olan insan ilişkilerindeki, özel günlerde buluşmalar. Sohbetler, özel günlerdeki kutlamalar. Bayramlarda buluşmalar. Hepsi sanal oldu. İnsan insandan uzaklaşır oldu.

Türkiye’de internet kullanıcıları ile birlikte yeni bir örf ve adet doğmaya başladı. Doğum günleri sanal ortamda kutlanıyor. Çünkü internet kullanıcılarının hemen hepsinin sosyal medya üzerinden kişisel sayfaları var. Arkadaşlıklar, sohbetler ve diğer tüm çalışmaları ortaya koyarak, bunun beğenilmesi, takdir edilmesi ve eleştirilmesi de sanal ortamda yaşanmaya başlandı.

Artık toplantılar yapıp insanlara fikirlerinizi anlatmanıza bile gerek yok. Toplantı yapıp, insanları işinden gücünden, zamanından ve emeğinden edeceğinize sosyal ortamda fikirlerinizi ortaya atın ve beğeneni, eleştireni ve tepki göstereni anında görün.

Bayramları, iyi ve kötü günü artık sosyal ortamda yaşamaya başladık. Açık toplum haline geldik yani. Zaten sosyal ağları üretenler de toplumun düşüncesini, yaptıklarını, eğilimlerini kayıt altına almak amacını taşıyarak yola çıktılar.

Hani “Özel hayat” dediğimiz şey var ya… Sosyal ağlarda her şeyini paylaşanların hiç özel hayatı olduğunu düşünmüyorum. Yani hepimiz açık toplumda fişleniyoruz. Bireysel olarak gösterdiğimiz her tavır. Her düşünce ve her hareketimizin fişlendiği gibi, arkadaşlıklarımızdan yaptığımız işe kadar her şey apaçık fişlenmiş halde…

Ne diyelim, dünyayı yönetmek kolay iş değil. Dünyayı yönetenler insanların üzerinden para yani güç kazandıkça keyifleri yerine geliyor.

Bize de nereye sürüklenirsek oraya gitmek düşüyor.