İnsanın olup da çatışmanın olmadığı bir ortamdan söz etmek mümkün değildir her halde? Özellikle bizim toplumumuzda bireysel farkındalıkların olduğu, farklı inançların, farklı kültürlerin çok olduğu, farklı sosyal yapıların, farklı eğitim ve ekonomik düzeylerden dolayı insanların olayları ve fikirleri algılamaları birbirlerinden çok farklı olması neticesinde anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar kaçınılmazdır.
Bazı kaynaklar işletmelerde çalışan başta İK Yöneticilerinin çalışma sürelerinin neredeyse yarısının yaşanan çatışma ortamlarından insanları uzaklaştırmak ya da bunun neticesinde ortaya çıkan sorunları çözmekle uğraştıkları söylemektedir. Bir önceki yazımda da bahsettiğim üzere kuşaklar arasında yaşanan çatışmalar çözümü en zor çatışmalardır. Farklı kuşaklardaki insanların farklı dünya görüşleri, iş yapış tarzları, hayat bakışları ve yaklaşımları açısından bakıldığında birçok konuda çatıştıklarını birlikte görmekteyiz. İnsanlar birbirini anlamaya ve diğerinin bakış açısından bakmaya çalışacağına, diğerinin kendisinin istediği gibi değişmesini beklediği için de çatışmalar yavaş yavaş şiddetini artırmaktadır.
İşletmelerde çatışmalar kaynakların paylaşımı üzerinde de yoğunlaşmaktadır. Örneğin; bir toplantı odasının paylaşımından, ekibin oluşturulmasına ya da bütçe payından yatırım olanaklarına kadar geniş bir yelpazeden bahsedebiliriz.
Neden çıkar bu çatışmalar;
Kişilerin işletme içerisinde belli olmayan görev tanımı ile çalışması,
Farklı liderlik özelliğinde olan insanların bir arada olması,
Cinsiyet farklılıkları,
Tüm çalışanların kendi isteklerinin yerine getirilmesi isteği,
Çalışanların birbirlerini iyi tanıyamaması,
İletişim kuramama,
Yoğun ve acımasız iş temposu gibi daha bir çok sayacağımız nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır.
Peki nasıl önüne geçilecek bu çatışma ortamlarının?
İşletmelerde Başta İK departmanları ve tüm yöneticilerin üzerine düşen görevi yapıp çatışma ortamlarını iyi yönetmelidirler. Çalışanlarının birbirleriyle iletişim içerisinde olmaları sağlanmalıdır. İnsanların farklı kültürlerden geldiklerini unutmamak gerekmektedir. İnsanların empati yapmalarını sağlamak yöneticilerin elindedir. Bütün bunları yapmak zor değil ancak kolay da değildir. Bu konularda eğitim iyi bir çözüm olabilir. Sağlanan bu iletişim ortamı insanların birbirlerini daha iyi tanımasını sağlayacak, böylelikle insanlar birbirlerini daha iyi anlayacaktır.
İletişimin ve diyalogun olmadığı ortamlarda herkes kendi doğrularını karşı tarafa kabul ettirmek isteyecektir. Ancak insanların kendilerini rahatça ifade edebildiği ortamlar yaratırsanız kendilerine öz güveni gelen çalışan karşısında ki insanı dinleme gereği duyacaktır. Gerçekleştirilecek sosyal etkinlikler, faaliyetler çalışanlarının birbirleriyle geçirmiş oldukları ortak zamanlarda birbirlerinin farklı yönlerinin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Birbirinin farklı yönlerini gören çalışanlar arasında nispeten çatışmaların ortaya çıkması önlenecektir. Çalışanların görev tanımlarının açık ve net bir şekilde belli olması nispeten çatışma ortamından insanları uzaklaştıracaktır. Sıkıntıların hemen çözümü yoluna gidilmelidir. Özellikle yapılan toplantılarda yaşanan sıkıntıların dile getirilmesi sağlanmalıdır. Yaratıcılık desteklenmeli, çalışanlara sorumluluk duygusu aşılanmalıdır. Takım çalışması, çalışanların birbirleri ile işbirliği içerisinde çalışmaları sağlanmalıdır.
Çalışma ortamlarımız ne kadar acımasız da olsa toplum olarak beceri ve kabiliyetlerimiz büyük ilerleme kaydetti. Gün geçtikçe ellerimizi daha az kirletecek yöntemler öğrendik. Neyse Şimdilik herkes işin bir ucundan tutup sağlıklı, huzurlu bir çalışma ortamını sağlasın lütfen. Çatışmaların olmadığı huzur dolu günler dilerim. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle, sevgiyle.